Köşe Yazıları

Dik dur ama diklenme

 

Yıllar önce, daha çiçeği burnunda bir genç olarak (adeta) itildiğim siyaset ortamında, (yaşayarak) çok şeyler öğrenmiştim.

***

En önemlisi de; siyasetin yaşanılarak öğrenileceği kuralı idi. Evet… Diploma, gezip görme de önemliydi, ama yaşamamışsan siyaseti ve o şekilde giriyorsan bu çok bilinmeyenli denklemi çözme iddiasına, mutlaka ama mutlaka şaşarsın ve yere düşersin. Meseleleri; “tartışarak ikna ederek ve sabırla çözmelisin” der siyaset…

***

Böyle bir girişi neden yaptığıma gelince; geçen hafta Karasu Belediye Meclisi’nde alınan Karasu halkının ortak malı 142 taşınmazın satışı ya da devri ile ilgili karar ve sonrası yaşananlardır.

***

AKEPEnin 2012 yılında çıkardığı kanunla, Büyükşehir sınırlarındaki köylerin, mahalle yapısına dönüştürme sonrası, Milli Emlak mülkiyetindeki taşınmazlar, belediye mülkiyetine geçmiş, köylünün mezarlığı, köy konağı, sağlık ocağı gibi ortak kullanım alanları, belediye mülkü olmuştu.

***

1999 yılından bu yana, Karasu’yu yöneten “AKEPE ve MHP zihniyeti,” sığ ve vizyonsuz yöneticileri sebebiyle, 52 milyon gibi ödenmeyen sigorta primi ve vergilerle, büyük bir borç batağında debelenip dururken ve her ay bu borca karşılık iller bankasından Karasu Belediyesi adına gelen ve kasaya girmesi gereken 450 bin lira da, kasaya girmeden İller bankasınca kesilirken, tabii ki Karasu’ya yapılacak hizmetler de, o oranda azalıyordu.

***

Bugün Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Sayın İshak Sarı, bu yönetimlerin İlçe Başkanıydı ve Belediye Meclisi’nde alınan kararlara başkan ve yönetim kurulu birlikte onay vererek, Karasu yönetiliyordu.

***

Genel Merkez, Karasu’da yapılan yanlış uygulamalara, İlçe Başkanı olarak, (bazen) yaptığı, yazılı itirazlara rağmen, bir tavır koymuyor, İshak Sarı da, hiç de mutlu olmadığı MHP’den gelen Mehmet İspiroğlu’yla sürdürüyordu İlçe Başkanlığı sürecini.

***

Nitekim kucağında bulduğu 52 milyon SGK ve vergi borçlarını, tıpkı 120 kişiye olan borçları sıfırladığı gibi, hükümetçe çıkarılan “Yeniden Yapılandırma” yasası kapsamında sıfırlayıp, her ay kesilen 450 bin liranın Belediye kasasına girmesi için, bir yol bulmuştu.

***

Belediyenin, (sözde) mülkiyetinde bulunan ve üzerinde hiçbir tasarruf hakkı taşımadığı taşınmazları, yine devletin ilgili kurumlarına devrederek, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki borçlarından kurtulacak, Karasu Belediyesi rahat bir nefes alacaktı.

***

Bana göre, yaptığı isabetli ve doğru bir karardı… Ama bu kararı ilgili taraflara anlatarak ikna etmesi gerekiyordu. Yani, önce muhtarlar ikna edilecek, yetmedi yöre halkı, yetmedi İlçe Başkanları, yetmedi muhalefet Meclis üyeleri, o da yetmedi tüm Karasu halkı bilgilendirilmeliydi.

***

Denecekti ki, bu mezarlık belediyenin tasarrufunda diyanete verilecek, bu sağlık ocağı belediyenin tasarrufunda Sağlık Bakanlığı’na verilecek, diğer kullanım alanları da, aynen ilgili bakanlıklara bir değer gösterilerek verilecek ve Karasu Belediyesi 52 milyon gibi, boyundan büyük, bu devasa borçtan, 19-20 milyon ödeyerek kurtulacaktı.

***

Haklı olduğu, belediye tasarrufundaki taşınmazların ilgili bakanlıklara devri ile 52 milyon borçtan kurtulma fırsatını kendi partisi dışına anlatamadı.

***

Bu sebeple, muhtarlar karşı, CHP karşı, basın karşı ve hatta ittifak ettiği MHP bile karşı…

***

Kendisiyle, baş başa bu konuyu konuştuğumda, (Müzmin AKEPE karşıtı bendeniz) nasıl hak verdiysem, siyaseti, ikna, anlatma, sabır olarak yaşamayan İshak Sarı “Ben yaptım oldu” diyerek, kitleleri kendine karşı daha da keskinleştirmiş, hatta garaj amiri ve yardımcısına yapılan saldırının, (manevi) sorumlusu durumuna düşmüştür.

***

Son söz olarak; Sayın İshak Sarı’ya diyorum ki, taşınmazların, 52 milyon borca karşılık, ilgili kurumlara devrinde haklısın, ama bu borcun sebebi, senin de içinde ilçe başkanı gibi sorumlu bir makamda olduğun AKEPE belediye yönetimleridir.

***

Bu uygulama öncesi, çıkıp, Karasu halkından (geçmiş AKEPE döneminde savruk yönetim sebebiyle) özür dileyecek ve bu taşınmazların devrinin, mutlak yapılmasını gerekliliğini, kitlelere anlatmalıydın… Tamam, “Dik dur” kabul ediyoruz… Ama lütfen böyle hassas konuları anlatırken “Diklenme.”

***

Bu da sana, dürüst, namuslu ve gerçek dindar bir aile yapını bilen, bu sebeple de, saygı duyan, (Mensubu olduğun partine, müzmin bir muhalif, ama senin başarılı olmanı, sen başarılı olursan, Karasu kazanır düşüncesiyle) bir ağabey, bir büyüğün olarak nasihatim.