Altın topraklar 2

3 Hafta önce bu köşede ilçemiz Karasu’yu dile getiren bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıyı 7 gün önce sosyal medya hesabımda yayınladım. Şuana kadar 60bin kişi tarafından okunmuş yorumlara baktığımda anlatılan yörenin neresi olduğunu merak edenlerin sayısının hayli fazla olduğunu gördüm. Bu durum, içinde bulunduğumuz havasını teneffüs ettiğimiz beldenin gerçekten altın topraklar olduğunu göstermektedir. Bu toprakları yakından görmek, havasını teneffüs etmek için aracınızın rotasını Sakarya il merkezinden kuzeye doğru çevirmeniz gerekiyor. Sizi yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran eşsiz bir ova karsılar, yaklaşık 5 dakika seyirden sonra sol tarafınızda ormanın içerisinde bir nazar boncuğu gibi sade ama alımlı poyrazlar gölü sizi kendisine çeker. Gölün etrafında bir tur attığınızda kendinizi başka bir dünyada bulursunuz. Karavan kampları, spor yapan insanlar, gölün etrafındaki yürüyüş yolları kısaca masmavi bir göl ve etrafında yemyeşil bir orman. Bu ortam sizi içine doğru çeker ama siz kendinizden geçmeyin daha turpun büyüğü heybede, asıl altın topraklar sizi bekliyor. Tekrar yola çıktığınızda yemyeşil tepeler ve tepelerin eteklerinde bereket saçan topraklar. Etrafınızda ciddi bir yükselti veya çıplak bir tepe görmeniz olası değil. Gayet desenli hafif meyilli bir arazi. İki ilçeden geçerken sağ tarafınızda gelişen, her gün büyüyen Türkiye’nin göstergesi OSB’leri görürsünüz artık bundan sonra 824km öteden doğan çağlayarak akan, geçtiği topraklara bereket sunan Sakarya Nehriyle karşılaşacaksınız. Bazı noktalarda onun sağında bazı noktalarda onun solunda direksiyon sallayacaksınız. Sabırsızlanmakta haklısınız. Fatih Amasra’ya fethe gittiğinde, tepelerden Amasra’ya bakarak ‘’Lala lala çeşm-i cihan bu mu ola’’ (Hoca hoca cennet bu mu ola) siz şanslısınız cihan hükümdarı fatihin ömründe göremediği Amasra’dan da öte güzellikte topraklara geliyorsunuz. Yemyeşil, insanlara aş ve iş sunan ovaların hemen ardından yeşilin her tonunu barındıran bölgeye özgü vadilerden geçtiyseniz ve geçtiğiniz vadinin duvarları her derde deva fındık ağaçları ile bezeli ise derin bir nefes alın altın topraklara çok yaklaştınız demektir. İlçeye girişte ilçenin misafir odası niteliğindeki yeni mahallesine uğramanız size söylenmese de aracınız doğrudan oraya gider. Burada âşıkla maşukun kavuşmasına tanıklık edersiniz. Yol boyunca kısmen karşılaştığınız Hindistan’daki Ganj’ın, Mısırdaki Nil’in bir tık üstünde adına destanlar yazılan Sakarya Nehri ile iyice tanışıp hasbihal edersiniz. Bu noktada nehir durgunlaşır bütün hırçınlığı kızgınlığı yatışır ve denizin mavi sularıyla buluşur. Burada insanlar tatlı su balıklarını beğenmez Karadeniz’in bereketli sularında yetişen balığın her türünü sofralarında servis ederler. Asırlık kavlan ağaçlarının altında kurulu restoran veya kafelerde oturup çayınızı yudumlarken denizin üzerinde güneşin batışını seyretmenin herkese nasip olmayacak ayrıcalığını yaşayın. Kendinizi birkaç günlük rüyada, rüyanın da en istenileni hülyada düşünün. Gerçekten birkaç gün sizin için çok farklı olacak (Devam edecek)