Acısını çıkaracağız
Mesleğimin son yıllarında her anlamda takibe değer bulduğum konuların ilk sırasında denizcilik meslek yüksekokulumuz ve okulumuzda yaşanan gelişmeler geliyor. Hemen her gün yeni bir gelişme var mı diye takip ediyor, olabilecek her şeyi heyecanla bekliyorum. Biliyorum, çünkü bu bizim için çok kıymetli. İlçenin dışarıya açılması, adından söz edilmesi, tanınırlık ve bilinilirliğinin artması açısından ölçeğimizdeki birçok ilçeye göre gerçekten büyük bir adım. Gerçi ben bundan birkaç hafta önce isminde Kocaali kullanılmıyor diye sitem etsem de bu benim SUBU’ya ve Kocaali DMYO’ya duyduğum hayranlığı etkileyecek bir konu değil. O başka mesele bu başka. ‘Yiğidi öldür, hakkını yeme’ demişler ya, benimki de o misal. İsim konusunda sitem etsem de yaptıkları işi takdir ediyorum.
Bu arada isim konusunda yazdığım yazı ile ilgili de gerçekten çok güzel geri dönüşler aldım. Gerek telefonla arayan gerekse bir sonraki hafta abonedeyken denk geldiğim birçok okurumuz, bu konunun gerçekten de gözden kaçtığını ve bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Umarım fazla uzamadan bir düzeltme gelir. İlçemizin haklı talebi karşılanmış olur.
Okulumuz bu hafta da müthiş bir gelişme ile hem yerel hem de ulusal basında kendine yer buldu. Hem okulumuzdan hem de ilçemizden uzun uzun ve övgüyle bahsedildi. Konu ise öğrencilerimizin eğitimlerini pratiğe dökmek için geliştirilen bir sistem. Bir simülasyon sistemi. İç donanımı tamamen gerçek bir gemi dizaynına sahip. Öğrencilerimiz aldıkları teorik eğitimleri burada pratiğe döküp bir çeşit iş ve saha deneyimi kazanıyorlar. Tamamen doğal şartlara uygun modlarda deneyim kazanıyor tecrübe ediniyorlar. Bu sadece denizcilik değil tabi havacılıkta da kara okullarında da böyle. Kaldı ki bu eğitimleri almadan mezun olamıyorsunuz.
Ancak burada üstü çizilmesi gereken farklı bir konu var. Türkiye’de Kocaali’de kurulan simülasyon sistemi gibi belki onlarca belki yüzlerce simülasyon sistemi var ve hepsi hali hazırda kullanılıyor ama bunların neredeyse tamamı (eğitim kurumu anlamında) harp okullarında kullanılıyor. Burada önemli olan şey ilk kez bir sivil eğitim kurumunda böyle bir sistemin kullanılmaya başlanması. Yani SUBU şimdiye kadar yapılmamış bir çalışmayı hayata geçirmiş. İkinci husus ise çok daha enteresan. Ben de bu haberle birlikte biraz araştırıp bilgi sahibi oldum. Türkiye’de kullanılan bu tür sistemlerin tamamı Avrupa’da bu işin öncülüğünü yapan bir elini parmaklarını geçmeyecek sayıda şirketin ürettiği ürünlerde oluşuyormuş. Yani sistemin donanımı ve yazılımı tamamen ithalmiş. Kocaali’de hizmete giren sistemin farkı ise yazılımın tamamen yerli olması. Bu anlamda dışa bağımlılığın azaltılması ve ödenen yüklü meblağların cepte kalması açısından müthiş bir gelişme ve gerçekten gurur verici bir tablo. Umarım sadece burada kalmaz ve kısa sürede dışarıdan alınan teçhizatları da kendimiz üretir hale geliriz. Gerçi üreteceğimize zaten hiç şüphem yok benim talebim bu işin kısa sürede olması. Bu arada buraya küçük bir not düşmek istiyorum. Özellikle bu yazılım meselesinde yerli olmak çok önemli. Dışarıdan gelebilecek her türlü müdahaleyi ortadan kaldırıyor. Ve emin olun yakın gelecekte bu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın himayesinde yürütülen ‘1 Milyon Yazılımcı’ projesinin meyvelerini toplamaya başlayacağız.
Son olarak bahsetmek istediğim konu ise okulun mevcut statüsü ile ilgili. Biliyorsunuz daha ortada inşaatı bile yokken okulun kaç yıllık olacağı meslek yüksekokulu mu yoksa fakülte statüsünde bir şey mi olacağı konusunda bir sürü söylenti oldu, birçok tartışma yapıldı. Sonuç olarak kıymetli bir büyüğümüzün tavsiyesi ve desteği ile Denizcilik Meslek Yüksekokulu oldu. Ben geçtiğimiz yıl yine böyle okul yönetiminin yaptığı bazı işbirliklerini haber yaptığım bir haftada köşe yazımı yine bu konuya ayırmıştım. Bu meselenin Kocaali için çok kıymetli olduğunu adeta bir gurur meselesi olduğunu ve ilçe halkının bu konuda yaşanabilecek her türlü gelişmeye hazırlıklı olması gerektiğini söylemiştim. İşte bu gün geçmişe dönüp son iki yıl içerisinde yapılanlara baktığımız zaman konunun aslında nereye doğru gittiğini açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Ve bence çok daha ilgi çekici olan nokta Kocaali Denizcilik Meslek Yüksekokulu’nun bundan sonraki birkaç yıllık gelişim süreci. Zira idarede yetkili bir ismin “Fakülte olmak yolunca emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde bir cümle kurması buradaki düğümü çözüyor. Elbette bu şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da emek harcanması gereken ciddi işbirlikleri gerektiren bir konu. Öyle hemen pat diye birkaç ay içerisinde olabilecek bir konu değil ama okulun gittiği istikamet belli. Ben şahsen bütün kalbimle inanıyorum. Üzerinden iki yılı aşkın süre geçmesine rağmen tabelasında olmadığı için okulumuza, Kocaali Denizcilik Meslek Yüksekokulu diyemedik ama öyle görünüyor ki bunun acısını, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Kocaali Denizcilik Fakültesi diyerek çıkaracağız. Sağlıkla kalın…