Yolu bu mudur
Karasu Belediyesi kuruluşu olan KARSAŞ tarafından yeniden parkomat uygulaması başlatıldı. Uygulama şimdilik Mevlana Caddesi, 617. sokak, 620. sokak, Atatürk Bulvarı girişi ile Kanal arası Plaj Caddesi güzergahını kapsıyor. Önümüzdeki dönemde güzergahların artırılması ve sürekli olması planlanıyor.
Bilindiği üzere Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKAME) tarafından alınan karar gereği ilk uygulama 2012 yılında yürürlüğe girmişti.
O yıllarda parkomat uygulamasına çok da alışık olmayan vatandaşlar araçlarını ilgili güzergahlara park etmemek için çeşitli kaçak alternatifler arıyordu. Zaman zaman da araç sürücüleri ile görevliler arasında nahoş olaylar yaşanıyordu. Zamanla bu sisteme alışmış olsalar da tartışmaların ve itirazların önü kesilmiyordu.
KARSAŞ tarafından devam eden bu uygulama Temmuz 2015 tarihinde Karasu Belediye bünyesinde yapılan ihale sonucu İstanbul merkezli bir firma tarafından devam ettirildi. Ancak ilçe merkezinde başlatılan alt yapı çalışmaları nedeniyle firmanın sözleşmesi bitime henüz 1 yıl kala 31 Mayıs 2017 tarihinde sonlandırıldı. O günden bugüne kadar da parkomat uygulaması yapılmıyordu.
Parkomat uygulamasının yeniden başlatılmasını Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Karakaş şöyle açıklıyor: “Parkomat uygulamasıyla trafik karmaşasının önüne geçilmesini hedefliyoruz. Amacımız para kazanmak değil, ilçe merkezimizde ana arter ve belirli caddelerde öncelikle trafiği rahatlatmak ve esnaflarımız için kolaylık sağlamaktır.”
Bu özet bilgiyi verdikten sonra gelelim konunun yasal boyutuna.
Belediye öncelikle kamu yararına uygun olarak imar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; temizlik ve katı atık gibi çevre ve çevre sağlığı; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanların geliştirilmesi amacıyla hizmetler yapar veya yaptırır. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere belediye vatandaşların ihtiyaç duyduğu hizmeti ivedi suretle yerine getirmelidir. Bu hizmetlerin başı da bugünkü yazımızın konusu olan parkmetre uygulaması ile belediyelerin kamuya ait açık yerlerde otopark ücreti tahsil etmesidir.
Bununla birlikte bu uygulama kamuya ait olan ana arter, cadde, sokak üstü, yol kenarı veya meydanlarda araçlarını park eden vatandaşlardan otopark ücreti tahsil etmesi tabiri caizse adeta hazıra konması gibi de değerlendiriliyor.
Belediyelerin üzerlerine düşen görevi tam manası ile yerine getirmeden cadde ve yol üstünde belirli yerleri otopark olarak tahsis edip buradan ücret elde etmesi her ne kadar hakkaniyet açısından doğru bulunmasa da bu durum mevcut yasalar çerçevesinde hukuken ne kadar mümkündür? Vatandaştan tahsil edilen otopark ücretleri hakkında İdare Mahkemelerinin ve Danıştay’ın da çeşitli kararları bulunuyor.
Buna bir örnek oluşturan Danıştay 8. dairenin verdiği konuyla alakalı emsal niteliği taşıyan bir kararda;
“… Davacı tarafından, Burdur ilindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilip kiraya yerilmesine dair 8.4.2010 gün ve 2010/189, 15.4.2010 gün ve 2010/199-200-201-202 Sayılı Burdur Belediyesi Encümen kararlarının iptali istemiyle açılan davada; 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15 ( p ) maddesine göre karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerleri tespit etmek, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek hususunda belediyeler yetkili olduğundan tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava Isparta İdare Mahkemesince reddedilmiştir.”
İdare Mahkemesi tarafından verilen bu karar Danıştay’a taşınmıştır. Danıştay 8. Daire E. 2011/1214 K. 2011/3344 T. 24.6.2011 sayılı kararında,
“… belediyeye verilen yetkinin hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun kullanılıp kullanılmadığı, belediyece belirlenen cadde ve sokakların belirli kısımlarının otopark olarak işletilmesinin, yolların asıl kullanım amacını engelleyip engellemediği, ulaşımı güçleştirip güçleştirmediği, trafik güvenliği açısından sakıncasının bulunup bulunmadığı, planlama ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan uygulama ile yolların kullanım fonksiyonunun ne şekilde değiştiği ve bu değişikliğin yolun imar planlarında öngörülen fonksiyonuna uygun olarak kamuya hizmet vermesine imkân verip vermediği hususlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken, belediye sınırları içinde trafik düzenlemesi ile ilgili olarak belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle verilen, İdare Mahkemesi kararı hukuka uygun bulunmaması bu sebeple bozulması gerekmektedir” denmiştir. Buna benzer başka davalar da Danıştay tarafından ret edilmiştir.
Böyle bir karar Karasu için emsal teşkil eder mi bilemiyorum? Bunun için birilerinin dava açması gerekiyor. Ancak amaç trafik karmaşasını düzenlemekse bunun yolu bu mudur? O da tartışılır!