Sular daha ısınır
Seçim dönemlerinde siyasetçilerin ziyaretleri sıklaşır. Bu hafta sonu Şoförler ve Otomobililer Esnaf Odası seçimi var. Ardından Karasu Esnaf ve Sanatkarlar Odası. Bu iki seçim tamamlandıktan sonra 2023 seçimleri için sular ısınmaya başlar. Genel seçimler için bu yaz son yaz. Bir sonraki haziran ayında seçimin gerçekleşmiş olması gerekiyor.
Şimdi özellikle Esnaf ve Sanatkarlar Odası seçimi için üç aday ve sevenleri esnafları ziyaret ediyor. Çok geniş bir kitleyi ilgilendirmese de etkileri tüm ilçede hissedilen Muhtarlar Derneği seçimleri de olacak.
Ardından 2023 yılı seçimleri için sular ısınmaya başlayacak. Bu biraz daha uzun bir süreç olacak. 2023 seçimleri tamamlandıktan sonra sıra gelecek 2024’teki yerel seçimlere. Bu defa büyükşehir belediye başkanından azaya kadar herkes seçime girecek. Çevrenizde gördüğünüz pek çok kişi hem seçmen hem aday…
Seçimleri aslında çok seviyorum. Seçim zamanlarında insanlar arasındaki selamlaşma artıyor. Kişiler gerçek yüzlerini gösteriyor. Karakterlerini sergiliyor.
Sadece adaylar değil seçmenler de kişilik testinden geçiyor. Kimi dimdik duruyor kimi değme meslek erbaplarına taş çıkartırcasına rol yapıyor. Aday ikna ettiğine ikna oluyor. Zaten pek çok aday seçime yeni giriyor ama seçmen hep seçmen. Hani demiş ya trafik kazasında adam, “Ben 30 yıllık şoförüm. Sen hatalısın” da yaşlı amca, “O hesaba göre ben 70 yıllık yayayım evladım…” Aday olanlar yeni aday da seçmen de hafife alınmayacak kadar manevra kabiliyetine sahip çıkabiliyor.
Önümüzdeki seçimleri ardı ardına sıraladığımızda birbirimizle daha samimi olduğumuz bir döneme gireceğimizi söylemek hayal olmaz. Umarım bu süreçte gerçek yüzlerimizi gördükçe
Birbirimizi daha çok severiz.
SAVAŞ OLMASIN
Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim tüm dünyayı tedirgin ediyor. Bunun temel nedeni aslında Türkiye’nin de içinde bulunduğu NATO ile Rusya’nın karşı karıya geliyor olması…
Genel konulara burada pek girmek istemiyorum ama… Ukrayna Karasu’nun karşısına denk geliyor. Rusya’da zamanında Çernobil faciası yaşandı. Ardından en fazla radyasyon birikmesi Ballıkaya’nın dibinde oldu. Halen Türkiye’nin radyasyon oranı en yüksek yeri Ballıkaya’nın dibi olarak görünüyor.
Hal böyle olunca Rahmetli Erbakan’ın dediği gibi “Bana ne Amerika’dan” diyip konuyu kapatamıyoruz.
Rusya ile Ukrayna savaşı yaşanır ve bir kirlilik ortaya çıkarsa bunun bedelini Karasu-Kocaali öder. Bu durumda biz savaşa hiç girmesek, taraf olmasak bile hesabı ödeyen tarafta yer alacağız.
Bir de savaş çığırtkanları var. Takdire değer. Bir yerde gerginlik varsa kavga ne zaman çıkar biliyor musunuz? Polis göründüğünde. O nedenle polis bazı gerginliklere erken müdahale etmek istemez. Çünkü polis gelmezse kavga çıkmayabilir.
Şimdi savaş konusunda da sürekli bir gündemde tutma gayreti var. Bir şekilde bu gerginlikten reyting-tiraj elde etmek isteyenler oluyor. Savaş çıksa daha fazla haber takip edilir. Medyanın tükenen itibarı belki yerine gelir. Hatta belki tiraj artarsa daha fazla reklam falan bile gelebilir.
Savaşta kimin haklı olduğuyla ilgilenen kimse yok. Dikkat ediyor musunuz? Savaşın neden çıkacağı ile bile kimse ilgilenmiyor. Aslında savaşın sonucundan da herkes emin gibi. Rusya Ukrayna’yı yener. Çok basit bu. Peki kim haklı? Kim ölecek? Bernard Russell’in dediği gibi, “Savaş kimin haklı olduğuna değil kimin güçsüz olduğuna karar verir…”
KARASU’NUN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
“Karasu Karasululara bırakılmayacak kadar kıymetli bir şehir” demiş Ankara’da bir bürokrat. Bu söz ilk anda çok ağır gelse de acı olarak kabul edilmesi gerekse de gün geçtikçe bizimle ilgili kararlar bizim dışımızda alınmaya devam ediyor. Ancak enteresan şekilde Karasu’nun adı her yerde biraz daha duyuluyor.
Karasu Limanı’nın yapılması, tamamlanmamış olsa da BMC yatırımının Karasu’ya yapılması… Söğütlü ile Adapazarı arasındaki Kuzey Marmara Otoyolu çıkışına Karasu çıkışı denmesi sizin de göğsünüzü kabartmıyor mu?
Şimdi doğalgaz araması yapan Fatih Sondaj Gemisi arama başlattığı kuyuya Karasu 1 adını verdi. Genel olarak biri olan şeylerin ikincisi de olur. Demek ki Karasu’nun adı biraz daha yürüyecek gibi.
Allah adımızı hayırlı yerlerde duyurmayı nasip etsin…
BİR KRİPTO PARA HİKAYESİ
Hikaye internetten alıntı. Adamın biri Afrika’da maymunun bol olduğu bir kasabaya gidip kendisine bir maymun getirene yüz dolar vereceğini söylemiş. Her yer maymun kaynadığı için adamı kimse ciddiye almamış. En son içlerinden biri en yakındaki maymunu adama vermiş ve 100 doları almış. Haber kasabada çok hızlı yayılmış ve kim maymun tutsa adamın kapısına koşmuş. Neticede herkes de 100 dolarına kavuşmuş.
Semtte maymun iyice azalınca adam “Bundan sonra her maymun 200 dolar” demiş. Bu defa “Keşke biraz daha saklasaydık” diyen ahali ormanlara sarmış. Bulanlar bir öncekilerin iki katına maymun satmış olmanın keyfi ile 200 dolarlarını cebine koymuş. Maymun sayısı artık çok daha azalınca adam bu kez “Maymun başına 500 dolar veriyorum” demiş. Bu kez de birkaç şanslı kişi 500 dolarlarını cebine koymuş. Adam “Yarın buradan ayrılacağım. Sabaha kadar getirilen her maymuna 1000 dolara vereceğim” demiş. Neredeyse hiç maymun kalmadığı için herkes kederli bir şekilde kahvede oturuyormuş. Gece yarısına doğru alıcının yardımcısı kahveye gelmiş ve, “Arkadaşlar. Bende kafesin anahtarı var. İsterseniz içerdeki maymunları size 700 dolardan satarım. Siz de sabah 1000 dolara okutursunuz” tüyosunu vermiş.
Konu komşudan borç alan herkes yardımcıdan alabildiği kadar maymun almış.
Şimdi aynı köydekiler maymunu karşılarına alıp, “Bu mu daha maymun yoksa ben mi” diye düşünüyormuş.
Olayın kripto para mantığı ile bir ilgisi var mı yok mu siz karar verin…
DEDENİN UMUDU
Uzun süre önce annesi vefan eden oğul babasına, “Baba sana bir Suriyeli alalım. Hem ona da sevaptır” diyince televizyonda haberlere bakan babası, “Oğlum maden sevaba gireceğiz, Ukrayna da karışıyor diyorlar. Az bekleyelim” demiş. Herkesin savaştan beklentisi başka demek ki…