Köşe Yazıları

Ramazan kolisi mi yazıyorsunuz reçete mi

Karasu Devlet Hastanesi’nde görev yapan bir hekime giden üç farklı kişi ile karşılaştım. Üçüne de neredeyse aynı fatura şey reçete yazılmış. Çoğunluğu özel ilaçlardan oluşan bir dolu ilaç yazan reçete ile hastalar eczaneye yollanmış. Üstelik bazı ilaçların da yazılma yetkisi tartışmalı. Gözlerime inanamadım. Birkaç eczacı arkadaşı aradım. Doktorun adını gördüklerinde ilaçları hazır diye veriyormuş. Bazıları da ilaçları ayıkladıklarını ve kasten azalttıklarını söylüyor. O kadar ilacın bünyeye verdiği zararı tartışmıyoruz bile. Özel ilaçların yazılması sayesinde doktorun ilaç mümessillerinden (reprezant deniyor sanırım) ne gelir elde ettiklerini bilmiyoruz. Bu arada aynı hastaların Adapazarı’ndaki aynı branştaki başka hekimlere gittiğinde aldıkları ilaçların buradaki ile alakası da yok. Hatta oradaki bazı hekimler “Bu doktor bu ilaçları nasıl yazıyor” diye sorguluyormuş da…
Özetle… Bu arkadaşın namı sadece Karasu’da değil Adapazarı’nda da duyulmuş. Ülke çapında duyulması da yakındır.
O doktor gitti
Karasu’da pek çok defa hastalarla karşı karşıya gelen doktor Adapazarı’na tayin olmuş. Sıklıkla görev yaptığı yere uygun kolluk kuvvetlerini mekana davet eden ve tutanak tutması ile meşhur doktorun il merkezine çekilmesi ile ilgili yapılan sosyal medya paylaşımının altına yapılan yorumlar da manidardı. Dikkatimizi çeken bir paylaşımda, “doktorumuza yeni görev yerinde başarılar dilerim” yazan nota, “Çok çok iyi doktordu” yazılmış altına da “Al benden de o kadar” yazılmış. Güler misin ağlar mısın…
Hakkın var alacağın yok
Aile hekimi konusunda bir girişimde bulunayım, aile hekimimi değiştireyim dedim. Malum ya devlet aile hekimi seçme hakkı veriyor. Sisteme girdim, diğer tüm aile hekimleri dolu olduğu için tercih yapamayacağım yazıyor.
Yani haklıyım ama alacağım yok.
Kırsal mahalle statüsü
Karasu Belediye Meclisi’nde kırsal mahalle konusu gündeme geldi. Yeniden Refahlı Karasu Belediye Meclis Üyesi Mustafa Çalık, bu konunun olabilirliğini sordu. Belediye Başkanı İshak Sarı da bu konuda tavırlarının net olduğunu, kırsal mahallelerdekilerin beklentilerinin de gerçekleşmeyeceğini söyledi. Özetle Sarı dedi ki, “Kırsal mahallerdekiler istiyor ki, nimeti alalım ama külfetten uzak duralım diyorlar. Bu hakkaniyetli olmaz…” Kırsala dönen mahallelerde köy tüzel kişiliğinin yeniden oluşmadığını, bu mahallelerde sadece su parasında bir indirim olduğunu bunun yanında da bir de emlak vergisi ve ruhsatlandırma konularında indirim sağlandığını söyledi. Kırsal mahalleye dönüşün bazı yerlerde mümkün olmadığını da dile getiren Sarı, aba altından sopa göstererek, her mahallenin doğalgaz beklentisi içinde olduğunu, belediye olmadan bu işin olmasının mümkün olmadığını söyledi.
Aslında durum Başkan Sarı’nın dediği gibiyse kolayca hallolur. Zira su parası zaten Karasu Belediyesi’ne gelmiyor. Dolayısıyla sizlik bir durum yok. Öte yandan emlak vergisi de rayiç bedelin binde biriymiş. E bunda da bir kayıp var denemez. Ruhsatlandırma konusunda da bir yere kadar para almaya devam edilecekmiş. Bu da size çok zarar vermez. O zaman bu kavga niye… Aslına bakarsanız büyükşehir yasası ile getirilen kırsal mahalle avantajları bu yıl sonunda ortadan kalkacak. Kalkarsa kalksın ne olur… Su parası en az iki katına çıkar. Bu şekilde olunca da kırsal mahallelerde hayvancılık yapanlar çok daha pahalıya hayvan bakar. Hayvancılıkla uğraşanların en ciddi harcama kalemi su tüketimi olur. Bunun önüne geçilmemesi halinde burada taze süt falan bulmak hayal olur da… Bulduğunuz süt ürünlerini de yüksek fiyata alırsınız. Benim defalarca dile getirdiğim bir nokta var. Bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Konuşun arkadaşlar. Söyleyin. Karasu bir avuç yer. Kafanızın arkasında başka plan yoksa, birbirinize kazık atmayı planlamıyorsanız konuşun. Ne olur ya…
Basın kapı dışarı
Sakarya Valisi Karasu’da muhtarlar ile bir araya geldi. Basın da bu konudan haberdar edildi. Sonra basına hatıra fotoğrafı çektirildi sonra müsaade istendi.
İstenirse istensin ne olacak…
Bu basın da çok oluyor…
Her şeyde size ayrıcalık mı yapılacak…
Yahu elbette yapılmayacak. Ben çok meraklı değilim beni ilgilendirmeyen konuların saatlerce konuşulduğu toplantılara gidip sıkılmaya. Yapacak çok daha değerli işlerim var. Ama sizin için gidip orada doğru bilgileri topluyorum. Siz bir alanda uzmansınız da ben bin alanda uzmandan görüş alıyorum. Sizin bir derdiniz var da ben sabahtan akşama kadar bin tane derdi olanla sohbet ediyorum. Senin soramadığın şeyleri, dikkatinden kaçan yerleri hatırlatmak benim görevim. Basına kapalı toplantılarda dile getirilenler sümenaltı edilebilir. Ama basının olduğu yerdekiler kayıt altında olur. Ama siz bilirsiniz. Biz hatıra fotoğraflarınıza da yer veriyoruz. İlerde albüm diye bakar çocuklarınıza gösterirsiniz. Çocuklarınız “Burada neden toplandınız” diye sorduğunda da “Valla hatırlamıyorum. Konuştuk işte bir şeyler” dersiniz.
HECATİ: Birine “paran var mı” diye sorduğunuzda yanıt alamıyorsunuz. Çünkü verecek misin isteyecek misin kestiremiyor…