Polis haftası

İnsanlar, topluluklar meydana getirip bir arada yaşamaya başladıkları tarihten itibaren, toplumun ve fertlerin can ve mallarının korunması ihtiyacını duymuşlar bu tarihten itibaren güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasına önem vermişlerdir. Şehir devletlerinin kurulması ile birlikte toplumun güvenliğini sağlayacak güvenlik örgütleri kurmuşlardır. Hiçbir meslek grubu yoktur ki kutsal olmasın. Emek verilerek güvene değer görülen her iş takdir ile karşılanmalı, saygı duyulmalıdır.
Kuruluşunun 180. yılını kutladığımız Emniyet Teşkilatı,1845 yılında kurulmuş olup, saygınlığından hiçbir şey kaybetmeden bugünlere gelebilmiş olmanın gururunu yaşıyor. Emniyet Teşkilatının geçmişi hakkında eleştiride bulunmanın çok fazla kurcalamanın bize bir getirisi olmayacağı kanaatindeyim… Her meslek grubunda olduğu gibi Emniyet Teşkilatının geçmişinde de alaylı dediğimiz kişiler hizmet vermişlerdir. Bu alaylı grubun özelliklerinden birkaçını anımsatmak gerekirse, babacan tavırlı veya sert mizaçlı Osmanlı erkeği tavırlı kişiler olarak isimlendirilebilirler…
Günümüzde ise, teknolojinin getirilerinden fazlasıyla yararlanan eğitimli, disiplinli, kariyer sahibi özverili kişiler bu işi daha tutarlı bir şekilde ifa etmektedirler. Geniş kitlelere psikolojik danışmanlıktan tutunda birebir kişisel eğitmenliğe varıncaya kadar, her yenilik ve de güzelliği bünyesinde barındırmaktadır. Meslek ahlakı kuralları çerçevesinde hareket eden Teşkilat mensupları, vatandaşla hiçbir sürtüşme yaşamadan sorunları çözüme ulaştırmaktadırlar… Millet olarak güvenli ellere teslimiyetin rahatlığıyla gece ve gündüz huzur içerisinde isek, bunu Emniyet Teşkilatının sevgi dolu, güler yüzlü özveriyle hizmet veren polislerimize borçluyuz.
Huzuru sağlamak adına her şeyinden ödün veren fedakârlık gösteren bu güzel insanları alkışlamak gerekir diye düşünüyorum… Polisimizin yoğun iş temposu aile fertlerine ve kendilerine ayıracakları zaman dilimini silip süpürüyor, geriye vicdanı rahat güzel bir insan modeli kalıyor. Bizim polisimiz bununla da yetinmesini biliyor. Bu şerefli mesleği her ne kadar kendileri seçmiş ve de benimsemiş olsalar bile, zaman zaman hak etmedikleri şekilde haklarında yorumlar yapılabiliyor. Artık el insaf diyorum. Onları eleştirmeyi bırakıp saygı ve de sevgi ile selamlamanın zamanı gelmedi mi?.. Vatanın her karış toprağının polis kanıyla sulandığını unutmayalım. Şehit polislerimiz 10 Nisanları bir daha göremeyecek… Ey bu toprak üzerinde hakkı olan şehit polislerimiz bizler sizleri asla unutmadık sizler de bize hakkınızı helal edin… Sizleri Polislerimize yazdığım şiirle baş başa bırakıyorum….
Polis ve Mehmetçiğin çeliktendir bileği
Kükremiş Aslanlar gibi atıyor yüreği
Memleketin her yerinde huzur direği
Karada havada çalar her zaman sireni
Güvencim benim şehirde kasabada sınırda
Yorulmaz usanmaz yılmaz yağmurda karda
Rabbim bırakmasın onları maazallah darda
Versin mükâfatlarını hem dünyada hem ukbada
Gece – gündüz sıcak soğuk demeden
Vatan için ayrılırsın anadan babadan eşten
Çarpışırsın bayrak uğruna ölüm şerbeti içmeden
Ruhun cennete gider bedenin tabuta girmeden
Her türlü olaya korkmadan koşarsın
Yırtarsın engelleri enginlere sığmazsın
Vatan millet bayrak aşkıyla yanarsın
Türk polisi sen hep kahramansın.
Rabbim buyuruyor ki kuranda şehitler ölmez
Cennete giden asla dünyaya dönmek istemez
Ancak şehitler cennette kalmak istemez
On kere bile olsa dünyada şehit olmaktan vazgeçmez
Edirne’den Kars’a yurdumu koruyacaksın
Ebediyen iyiliğin timsali kalacaksın
Sonsuza denk kötülüklerle savaşacaksın
Vatan için tabutuna al bayrağı sardıracaksınız