Kritik hamle

Yaptığımız tüm işlerde iyi ya da kötü anılmak tamamıyla bizim elimizde. Tümüyle herkesin hayır duasını alamayız belki ama bedduasını da almamak gerekir. İyi günler iyi haftalar…

Bu hafta biraz dünya gündemi ile alakalı bir kaç durumu ele almak istedim. Birçok Avrupa ülkesi, pkk ve türleri teröristlerin adeta bir sığınması haline gelmiş durumda. Zaman zaman ülkemizde dış işleri veya istihbarat birimleri yaptığı çalışmalar neticesinde tespit ettikleri kişileri bu ülkeden talep ediyorlar veya belgeler ile bu ülkelere bu şahsın terörist olduğuna dair belgeler sunuyorlar ama bir türlü sonuç alınamıyor. Avrupa’da genel olarak terörist tanımlamasının biraz farklı olduğunu görüyoruz. Uzunca yıllarıdır pkk bakış açılarından görebiliyoruz. Yıllardan beri ülkemizin (AB) Avrupa Birliği’ne alınmaması bunun en büyük kanıtıdır. Ayrımcılığın kanıtıdır aslında. Bir tane Müslüman ülke yok AB’de ve bizi alacakları da yok. Birde şöyle bir durum var aslında. Her geçen yıl bu birlik anlamını yitiriyor. Geçtiğimi yıllar İngiltere’nin buradan ayrılması mesela… Belki önümüzdeki süreçte artık bizim ihtiyaç duymadığımız zaman davet edecekler ama bu sefer bizim işimize gelmeyecek kim bilir. Tabi bunlar olurken şöyle bir geçmişe gidiyorum. Hem de taa Kıbrıs Barış Harekatı’nın hemen sonrasında  Yunanistan 1974 yılında Nato’nun askeri kanadından çekilmişti. Ancak sonrasında 1980 yılında ülkemizin rızası doğrultusunda tekrar Yunanistan’ın Nato’ya girişi sağlandı ve bu ülkenin tutumu ortada. Şimdi Finlandiya ve İsveç üyelikleri gündemde ve bu ülkeler için nasıl bir yol izlenecek göreceğiz. İlk açıklamalar özelikle Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın yaptığı açıklamalara dayanarak gördüğüm sıcak bakmadığınız bir husus. Bence Türkiye için sadece bir şart koymamız lazım bizi şartsız şartsız AB’ye alın biz de onay verelim. Nasıl olur sizce ne dersiniz. Önümüzdeki aylar kritik bir hamle yapmak için bir takım olaylar ile karşı karşıya kalacağız. Milletimiz için hayırlısı olsun. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın…