Kalıcı çözüm şart
Son üç dört yıldır gerçekten de şimdiye kadar görmediğimiz birçok olayı üst üste yaşıyoruz. Özellikle mevsimsel şartların değişmesi anlamında tarihte eşine az rastlanan büyüklükte ve afet derecesinde doğa olaylarıyla karşılaşıyoruz. Bunların ilki ve en büyüğü bildiğiniz gibi 2019 yılı Temmuz ayında yaşandı. Çoğu çocuk yedi insanımızı kaybettik. Maddi manevi çok büyük hasar aldık. Üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala telafi etmeye çalışıyoruz. Ve üstüne sürekli yenileri ekleniyor. Bu aynı zamanda toprağın kalitesini ve geçirgenliğini de bozuyor. Üstüne bir de insan eliyle verdiğimiz zarar eklenince hemen her yağışta irili ufaklı sel olaylarıyla karşılaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta da bunlardan birine şahit olduk. Ama bu kez durum öncekilere göre biraz farklı oldu. Öncelikle daha önceden ilgili kurumların tehlikeyi erken görüp uyarıda bulunması ve yağıştan çok çok önce bölgede ekiplerin hazır bulunması her şeyden önce bir güven oluşturdu ve vatandaşlarda yapılan uyarılar karşısında ellerinden geldiği kadar tedbirini erken aldı. Çok şükür can kaybı olmadan bu felaketi atlattık. Oluşan hasar da en kısa sürede telafi edilecek inşallah. Burada devlet büyüklerimize de ayrı bir parantez açmak gerektiğine inanıyorum. Daha ortada hiçbir şey yokken valisinden, kaymakamına, başkanından meclis üyesine muhtarına kadar yetkili herkesin bölgede olması, kapı kapı gezip insanları uyarması, felaket anında da herkesin, ayağında çizmelerle bölgede olması, tüm izinlerin iptal tüm iş makinelerinin sahada olması gerçekten çok anlamlı ve bu işlerin ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Evet, yine büyük bir yıkıma şahit olduk ama emin olun herkes en az hasarla geçildiği için az da olsa huzurlu. Bu bağlamda hem Demiraçma ve Alandere Mahallerimiz başta olmak üzere felaketten etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bu arada Alandere’de geçtiğimiz aylarda yapılan dere temizliği çalışmasının da ne kadar etkili olduğunu görmek gerektiğini düşünüyorum. Zira, şayet o işler yapılmamış olsaydı emin olun Alandere’de bu durum çok daha ağır şekilde sonuçlanabilirdi. Demiraçma konusuna gelince konu biraz daha ilginç çünkü meteorolojik veriler önümüzdeki birkaç on yıllık süreçte bu tip yağış olaylarının çok daha şiddetli hale geleceğini ortaya koyuyor. Küresel ısınma nedeniyle her olayın üst sınırda meydana geleceği tahmin ediliyor. Dolayısı ile mahalle merkezinin belki de birkaç gün ara ile bu tür afetleri yaşaması muhtemel. Ve ben öyle küçük çaplı dere temizlemeyle veya genişletmeyle bu sorunun köklü olarak çözüleceğine inanmıyorum. Selden bir iki gün sonra bölgede yaşayan bir büyüğümle karşılaştık biraz sohbet ettik. Onlar da bu olaylardan dolayı bunalmış durumdalar. Velhasıl lafı fazla uzatmak istemiyorum. Vardığımız sonuç şu ki Demiraçma ile ilgili gerçekten esaslı bir çözüm bulunması artık şart oldu kanısına vardık. Burada devlet millet el ele verip gerekirse köyün merkezini yükseklere doğru kaydırmak suretiyle daha büyük ve kalıcı tedbir alabilir gibi görünüyor. Herkes elini taşına koyup gerekirse bazı şeylerden feragat edip adım atabilir. Kaldı ki gidişat onu gösteriyor. Gidişat onu gösteriyor da zaman ne gösterecek asıl o önemli.
DOLU DOLU
Son zamanlarda yaşadığımız birçok üzücü olaydan sonra az da olsa rahatlamak moral bulmak hakkımız oldu ve bunu yapmak için önümüzdeki günlerde çok güzel fırsatlar olacak. Malum geçmiş iki yıl pandeminin gölgesinde geçti ve birçok etkinlik ya iptal oldu ya da psikolojik baskı altında yaşandı. Ama bu yıl öyle değil. Pandemi baskısı yok, daha rahatız. Önümüzde de dolu dolu geçmesini beklediğimiz bir bayram var. Öncelikle geçtiğimiz yıl birincisi yapılan ve binlerce insanın heyecanla izlediği motokros etkinliği bu yıl bayramın üçüncü dördüncü günü çok daha geniş kapsamlı şekilde yapılacak. Hemen ardından gençlik spor müdürlüğü ve belediye işbirliği ile üç gün sürecek bir bisiklet festivali var. Aynı zamanda Yanıksayvant gençliğinin düzenlediği bayram şenliği, moralimizin yerine gelmesine vesile olabilecek güzel projeler. Yazmak istediğim daha çok şey var ama bu hafta yer konusunda biraz kısıtlı olduğum için konuyu noktalamak istiyorum. Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyor, sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte huzurlu bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum. Sağlıkla kalın…