İslam’da nükte ve mizah
“Güzel bir söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir ve acelesi de yoktur.” İslam dini, ölçü çerçevesinde kalmak şartıyla mizah ve şakalaşmaya yer verir. Özellikle ibret verici, düşündürücü, dine teşvik edici, hak ve hukuka özendirici latifeler yapılabilir. Hz. Peygamber (s.a.v): “Allah’ım keder ve üzüntüden sana sığınırım” buyurmuş. Gerektiğinde gülmüş ve latife yapmıştır. Allah Resulü şaka yaparken belli ölçülere riayet ederdi. Şaka da olsa doğru söyler, gereksiz yere münakaşa etmez ve insanlarla alay etmezdi. Yaşlı bir kadın, Rasulüllah (s.a.v)’a gelerek “Cennete girmem için bana dua et der. Peygamberimiz (s.a.v) de; “Yaşlılar cennete giremez” deyince, yaşlı kadın bu duruma çok üzülür ve ağlamaya başlar. Hz. Peygamber’in yüzünde bir tebessüm yayılır. “Üzülme! Yani yaşlı değil, bir genç olarak cennete gireceksin” buyurur.
Hz. Ali (r.a) ile beraber Allah Resulü bir gün kahvaltı yapmaktadırlar. Hz. Muhammed (s.a.v)’in yüzünde bir gülümseme… Belli ettirmeden yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali’nin önüne yığar. Sonunda Hz. Ali’ye önündeki zeytin çekirdeklerini göstererek, “Ey Ali! Ne kadar da çok zeytin yemişsin” der. Hz. Ali son derece ciddi bir şekilde cevap verir: “Evet, Ey Allah’ın Elçisi! Fakat siz de zeytinleri çekirdekleriyle beraber yemişsiniz. Baksanıza önünüzde hiç çekirdek yok.”
Sözlerimi bir ayeti kerimin meali ile bitirmek istiyorum:
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.”