Köşe Yazıları

İş bilenin kılıç kuşananın

Çok ünlü bir düşünürün güzel bir sözü var, Aktif bir şekilde öğrendiklerini unutan, öğrendiklerinin yerine yeni bilgileri koyan kişiler doğru bildiklerini düşündüğü şeylere sürekli meydan okur.” Ülkemizde futbol eğitimciliği yapıyorsak hızla değişen gelişen Dünya düzeninde futbol eğitimcileri olarak bizlerde değişmek ve gelişmek zorundayız. Ama gelin görün ki bu alanda adım atan dünya futbolunu inceleyen ve o bilgilerin üzerine bilgi ekleyip çalıştırdıkları takımlarda uygulamaya koyan kaç tane futbol çalıştırıcımız var diye bir soru soracak olursanız, iki elin on parmağını geçmez değerli okuyucular. Bizdeki TFF’nin eğitim kursları sadece para kazanma ve teoride bir kaç örnekleme ile görsel yayınlar üzerinden ve bir kaç güne sığdırılan gırgır ve şamata yerleridir. Orada öğrettik dedikleri bilgiler emin olun fındık kabuğunu doldurmayan ve sadece tekrara dayalı bilindik şeylerdir.
Ve işin asıl tuhafı bu alana ayrılmış hatırı sayılır bir bütçesi vardır TFF’nin ama o bütçe nerelere harcanır kimse bilmez ve çok da merak etmezler. Benim de içinde bulunduğum ve bire bir yaşadığım, geçmişte edindiğimiz bilgi beceriler ve alışkanlıklar günümüz koşullarına uyum sağlamıyor. Futbol çalıştırıcılarının çalıştığı takımlarda oynattıkları futbola ve izleyicilere ve taraftarlara katkı sağlamıyorsa, bu durumu iyi etüt edip geçmiş alışkanlıkları bırakarak yenilenmek gelişimin tak kendisidir. Bunu gerçekleştiren teknik adamlar kısa vadede olmasa da belli bir planlama çerçevesinde başaralı oluyorlar. Fakat bu zaman dilimine kaç kulüp kaç başkan ve kaç yönetici sabrediyor derseniz, işte orası tam bir soru işareti. Biçim ülkemizde teknik adamlara bu sansı tanıma ve fırsatı yaratma alışkanlığı pek yerleşik değildir. Kısa vadede ve sanki futbol çalıştırıcılarının elinde sihir değnek varmış gibi hep başarı  beklerler. Bırakın yeterli süreyi bir iki maçlık kötü neticeden sonra teknik adamların işlerine son verilir ve bir başka teknik adamda o bekledikleri umdukları başarıyı beklemeye başlarla ve bu süreç taraftarların gözlerini boyamaktan ve gazlarını almaktan başka bir işe yaramaz. Doğanın gereği ve herkesin de bildiği üzere canlılar arasında en güçlü olan tür hayatta kalır, ve de en zeki olanları. Yani bir başka şekilde ifade edecek olursak, Değişime en çok adapte olabilendir hayatta kalanlar. Onun içindir ki, futbol eğitimcileri olarak futbolcuyu anlayan tanıyan tavırla, saygı, sevgi, sabır, emek içeresinde, merak edip, esneklik gösterip, uyum (adaptasyon) sağlama yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Ve teknolojiyi yakından takip edip, bilimsel verilerle ve azim ve kararlılık içerisinde, yapılan işe tutku ile sarılarak, networkumuzu da geliştirerek, ilişkiler ağları ile değil, ilişkiler bağları kurarak yol almamız, futbolunun gelişimine ve değişimine olumlu yansıyacaktır. Özet olarak şöyle dile getirebiliriz, futbol eğiticilerinin bilgili becerili ve yetenekli olması şarttır. Futbol çalıştırıcılığına yatırım, antrenörün önce kendisine yapacağı yatırımdan geçer, daha sonra futbolun içinde bir yol ayrılığı yapılmalı elbette alt kategorilerden kademe kademe üst kademelere doğru. Temel bilgilerin elde edilmesi o kadar kolay değildir. Zaman ister bilgi ister beceri ister ve en önemlisi sabır ister. Tıpkı tıp alanında olduğu gibi öncelik temel bilgiler daha sonra branşa dönük bilgiler olmalıdır. Futbol antrenörlüğü profile uygun hangi alanda yapılacaksa futbolun temel bilgilerinden sonra alanında da bilgiyle donanım elde etmek gerekir. Beceriye dönüştürmek içinse uygulamaya geçmemiz gerekir ve bu konuda yetenekli olunması gerekir. Bilgi, bir konuda öğrenme, araştırma ve gözlem yolu ile elde ettiğimiz olgulardır. Beceri; eğitim veya tecrübe yolu ile elde ettiğimiz maharettir. Yetenek ise, bir şeyi yapabilme kabiliyetimizdir. Aslında bu üç kavram iç içe geçmiş birbiriyle etkileşim halindedir. Oyunculuktan futbolculuğa geçişte de ve futbol çalıştırıcılığı kariyerine geçilirken de yukarıda belirttiğim kriterler geçerlidir. Bilgi futbolun her alanında en temeldir olmazsa olmazdır hangi alan olursa olsun bilgisiz yol almak eksik, topal ve kördür. Umuyorum ve diliyorum ki bir gün ülkemizde aynı seviyeye gelir yurt dışına futbol çalışıcıları ihraç eder.
Sağlık ve esenlikle.