Enflasyon düştükçe ahlaksızlık yükseliyor

Malumunuz geçtiğimiz hafta birçok açıdan oldukça hareketli geçti. Aylık enflasyon ve yıllık enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte asgari ücret dahil emeklisinden memuruna tüm çalışanların bu yıl için alacakları maaşlar netlik kazandı.
Hemen herkesi ilgilendirdiği için türlü yorumlar yapıldı. Kocaali’de de geçtiğimiz hafta sokağın en çok konuştuğu konulardan biriydi. Elimden geldiğince kulak misafiri oldum, bir çoğuna da dahil olarak tartışmanın parçası oldum. Belirlenen maaşların güncel şartlara göre yetersiz olduğu kanaati sokakta hakim. Keza ben de aynı kanaatte olmakla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir önceki kabine toplantısında yaptığı ‘Şartlar farklı gelişirse müdahale ederiz’ sözüne istinaden önümüzdeki Temmuz ayı itibariyle ikinci altı aylık dönem için bir güncelleme yapılabileceği görüşünü taşıyorum. Hatta bunu büyük bir ihtimal olarak görüyorum. Tabi sokağımızda olduğu kadar sosyal medya ve ulusal medyada da çokça konuşuldu. Toplumun belki de yüzde yetmişe yakını maaş güncellemesini yetersiz buluyor. Ama bir yanda da bunun temel sebeplerini sorgulayanlar var. Tekelciliğe karşı çıkan cüzi bir kısım ulusal basında bunu gündeme getirdi. Daha önce de birçok kez konuşulmuştu. Türkiye’de evet ekonomik anlamda bir sıkıntı var. Ama altında yatan nedenlerden bir de ticari ahlaksızlık. Zaten üç liralık malı beş liraya on liraya satmayı da başka bir şekilde açıklamak mümkün değil. Ve bunu yapanların neye hizmet ettiklerini de gördük. Hem vatandaşın refahıyla oynayıp hem ceplerini dolduracaklar. Bir yandan da iktidarı sıkıştıracaklar. Bir taşla üç kuş vurmanın hesabındalar. Kimse bunu inkar edemez. Önceki yıl patates soğan fiyatı bir haftada 5 kat arterken, Eskişehir’de, Kırşehir’de, Afyonkarahisar’da yer altındaki mağaralara dökülen binlerce ton ürünün açıklamasını hala yapamadılar.
Velhasıl geçtiğimiz Pazartesi günü de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen her konuşmasında olduğu gibi fahiş fiyatlı ürünlere yönelik bir çağrıda bulundu. Ürün odaklı boykot yapılması gerektiğinin altın çizdi. Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla halk nezdinde de ciddi bir karşılık buldu. Bu konuda Kocaali olarak bize düşen görevler de var.
Bildiğiniz gibi ilçemizde yerel esnaf neredeyse yok olmaya doğru gidiyor. Her gün mantar gibi patlayan zincir marketler piyasanın tüm ekonomik gücünü gün geçtikçe daha çok emiyor. Ve hemen hemen tüm ürün guruplarında böyle. Giyimci tuhafiyeci bırakmadılar, züccaciyeci bırakmadılar, elektrik elektronikçi bırakmadılar. Önlerine ne gelirse satıyor, oburlukta adeta sınır tanımıyorlar.
Son birkaç gündür bu konuda ciddi bir hareketlilik var. Sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere yerel idareler ve bazı kamu kurumlarının da desteğiyle zincir marketlere ve fahiş fiyat uygulayan şirketlere yönelik bazı adımlar atılacak. İlçe halkı olarak bizlerin de destek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ama burada en büyük görev yerel idarelerimize düşüyor. Şu anda yaptıkları şey sattıkları ürünleri fiyat ve kalite bakımından denetlemek. Ama ellerinde satabilecekleri ürünleri sınırlayabilmek gibi bir kabiliyetleri de var. Bir an önce devreye alınması gerekir diye düşünüyorum. Aksi takdirde çok değil birkaç yıl sonra öyle bir hal alacak ki hani bırakın gidip bir yerden alışveriş yapmayı, gençlerimiz yeni işyeri bile açamayacak hale gelecek.
Tamam işçi, emekli, emekçi, maaşları istenilen düzeyde değil. Ancak hükümetin buna karşın dirayetli bir duruşu var. Bunun meyvesi olarak da enflasyon az az da olsa düşüyor. Ancak üzülerek görüyoruz ki enflasyon düştükçe ticari ahlaksızlık yükseliyor. Sağlıkla kalın…