Köşe Yazıları

Akıllılar nasıl kaybetti

Fakir ailenin akıllı çocuğu, gayret edip iyi bir üniversiteyi okuduktan sonra, kolaylıkla iş buluyor ya da işini kuruyor, ailesiyle birlikte fakirlikten ve geçim darlığından kurtuluyordu. Her ile üniversite kurulurken yapılan hatalar zinciri, okulunu bitiren gençlerin işsiz ve mutsuz gezmelerine neden oldu. Anadolu’daki çok sayıda üniversitenin profesörü yok, ya da bu sayı olması gerekenin çok altındadır. Bu durum, daha niteliksiz mezunlar oluşmasını sağlamaktadır. Üniversitelerde kontenjanlar belirlenirken ülke ihtiyacı hiç dikkate alınmamaktadır. İşler tamamen hesapsız ve kitapsız bir düzenlemeden sonra, uygulamaya konmaktadır. İşte tam da bu nedenle bir milyon eğitim fakültesi mezunu maalesef işsizdir.
Üniversite sınavına giren öğrencilerin yüksek puan alanlar, büyük oranda tıp fakültelerini tercih ediyor. Mezuniyetten sonra uzmanlık sınavına giriyor. Uzman hekim de pratisyen hekim de aldığı maaş ile kendisine yeterli yaşam standardını sağlayamıyor. Hayata yeni başlamış, bir yuva kuracak, ev tutacak, içini düzenleyecek, karnını doyuracak, üzerine kıyafet alacak ve bu işler hep aldığı bir maaş ile olacak. Aile sağlığı merkezlerinde(ASM) çalışan hekimler, yapılan düzenlemelerle ekonomik sorun yaşamaya başladılar. Günlerce hasta bakmadılar. Yürüyüş yaptılar, dertlerini anlatmaya çalıştılar. Hiçbir kazanım elde edemediler. Nitelikli çok sayıda hekim mevcut durumu beğenmediği için yurt dışına gitmek zorunda kaldı. Hükümet bu işe “giden gider, kalan sağlar bizimdir anlayışı ile baktı.
Eskiden eczacılık fakültelerini bitiren öğrenciler, mezuniyetten sonra rahatlıkla eczanelerini açıyor ya da sektörde maaşlı çalışacak şekilde iş bulabiliyordu. Şimdi bu alanda da darlık meydana geldi. Neden mi? Beş eczacılık fakültesi, ülkemizin eczacı ihtiyacını rahatlıkla karşılarken, bu alandaki fakülte sayısı, 100 rakamını geçti. Devlet üniversiteleri yetmedi, özel üniversiteler de eczacılık fakültesi açma izni aldı. Bu kadar fakültenin yeterli öğretim üyesini bulması mümkün olamayacağı için, niteliksiz mezunlar meydana geldi. Eczacılık da itibar kaybetti.
Devlet kadroları, liyakatli olanlar yerine biat kültürüne göre dolduruldu. Yazılı sınavlarda yüksek puan alanlar, mülakat ile elenerek, taraftar olanlar devlet kadrolarına yerleştirildi. Seçim propagandası yapılırken “mülakatı kaldıracağız” sözü verilmesine rağmen bu söz de havada kaldı. Bütün bunlar, taraftarlarının çok beğendiği bu dönemde oldu. Ayakta kalmak, insan gibi yaşamak için büyük emek veren çocukların emekleri çalındı, hevesleri kalmadı.
“Yaparsa Ak Parti Yapar” sözü çok yüksek sesle söylendi. Yaptı ve böyle oldu.