GündemKarasuKocaaliKöşe Yazıları

TÜRKİYE KAZANSIN

TÜRKİYE KAZANSIN

 

12 Şubat 2022’deki ilk zirveden itibaren başlayan ve 5 Ocak Perşembe günü Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ev sahipliğinde CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi Genel Başkanları ile birlikte devam eden “Millet İttifakı” 10.kez toplandı.

“9 saat süren toplantıda masa’dan üç mesaj çıktı:”

Ortak aday.

Ortak liste.

Güvenli sandık.

Bir sonraki 11.toplantının ise İYİ Parti’nin ev sahipliğinde 26 Ocak tarihinde yapılacağı belirtildi.

Millet ittifakını temsil eden 6 liderin toplantısı sonrasında ortak bildiri yayınlanarak “Geçiş Süreci Yol Haritası ve Ortak Politikalar Metni” 30 Ocak’ta komuoyunun bilgilerine sunulacağı bildirildi.

6 lider ortak bildiride yeni sistemle yapılacak erken seçime destek vermeyeceklerini ancak 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek 6 Nisan’dan önce yapılacak bir erken seçime destek verecekleri ifade edildi.

Bu tartışmalar sürerken

Sayın Cumhurbaşkanı 5 Ocak tarihinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında

“Seçim tarihi mevsim şartlarına göre belki biraz öne çekerek güncelleyebiliriz” demesi tartışmaları biraz daha artırdı.

Oysa 22 Aralık 2022’de  grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret ederek şöyle konuşmuştu:

“Aylardır erken seçim diyor. Cumhur İttifakı’ndan Devlet Bey, Haziran 2023’te olacağını söylüyor, ben söylüyorum. Defeatle söylememe rağmen bu da yatıyor kalkıyor erken seçimden bahsediyor. Erken seçim yok. Bu ülke bir hukuk devletidir. Belirlenen tarih neyse o tarihte seçim yapılacaktır. Bay Kemal noktalı virgül değil nokta koyuyorum. Bu ülkede hukukun ne olduğunu öğreneceksin. İnşallah Haziran 2023’te seçimimizi en güzel şekilde yapacağız.”

*

Tabi bu açıklaması ilk değil, daha birçok yerde söylemişti.

Ne oldu da söylemi değişti?

Muhtemelen Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığı son görüşme sonrası bu karara varıldı. Çünkü Bahçeli bu açıklama öncesi grup toplantısında yaptığı konuşmada “Seçim erken olur, zamanında olur fark etmez. Biz her zaman hazırız” şeklinde konuşmuştu.

Bilindiği üzere rahmetli eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in meşhur sözüdür:

“Dün dündür!”

Hatırlanırsa Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan aynı sözü geçen yıl Haziran ayında Madrid NATO zirvesi sonrasında bir gazetecinin “ABD Başkanı Joe Biden daha önce sizi kızdıracak sözler söyledi. Şimdi ise arkadaş gibisiniz. Ne değişti” sorusu üzerine “Siyasette dün dündür, bugün bugündür. Siyasette 24 saatte çok şey değişebilir” şeklinde yanıt vermişti.

O nedenle bu söylemlere takılmamak lazım.

Toplum “Adı ister erken seçim, ister seçimin güncellemesi olsun sürekli tartışılmasından bıktı artık.”

Toplumunun ekonomik sorunları giderek arttığı dönemde bu tür tartışmalar daha çok zarar veriyor.

Türkiye bu tür tartışmalarla çok zaman kaybetti.

Gelişmekte olan ülkeler sıralamasında TL diplerde sürünürken, Enflasyon sıralamasında tepelerde bulunuyorken,  Dış Ticaret açığı 110 milyar dolar rekor seviyeye çıkmışken sürekli seçim tartışmaları yaşadık. Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar konularında karnemiz hiç iyi olmadı.

Oysa ki, AKP iktidara gelirken “3Y” (Yoksulluk çözülecek, Yolsuzluk bitecek, yasaklar kalkacak) sloganıyla milletin desteğini aldı ve bu günlere kadar geldi.

Önümüzdeki seçime kadar kim bilir daha ne sorunlar yaşayacağız. Ne tür gerilimler olacağını bilemiyoruz.

*

Anayasa’daki ilgili maddeler seçimin ne zaman ve hangi şartlarda yapılacağını ortaya koymuştur. Normal seçim günü 18 Haziran olarak belirlemiş olmasına rağmen Meclis kararıyla bunun öne alınması da mümkündür.

İktidar tarafının arzusu Mayıs ayını işaret ediyor. Muhalefet de 6 Nisan öncesi ve önceki anayasa şartlarına göre yapılması isteğinde.

Tarafların bir ortak noktada buluşması ve ortak karar alması mümkün görünmüyor.

Bana göre en uygunu seçimin 2 Nisan Pazar gününe güncellenmesi veya erkene alınmasıdır.  Hatta yerel seçimleri de 1 yıl öne çekerek her iki seçimin de aynı tarihte yapılması ülke ekonomisi için de çok büyük yarar sağlayacaktır.

Yalnız burada bir sorun var ki o da; Sayın Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağıdır.

Anayasa 7.Madde başlığı içeriğinde şu açıklama yer alıyor:

2709 sayılı Kanunun 101’inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

  1. Adaylık ve seçimi

MADDE 101- Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.

“Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Tartışmaların odağındaki bu maddede eğer bir anlaşma sağlanırsa hem Cumhurbaşkanlığı hem TBMM , hem de Yerel Seçimlerin yenilenmesinin önü açılabilir.

Dolayısıyla; burada önemli olan tarafların “şahsi çıkar ve hırsları için çeşitli siyasi manevralar yaparak seçimi kazanması değil, seçimleri kim kazanırsa kazansın ama önce Türkiye kazansın” anlayışıyla hareket edilmelidir.