Köşe Yazıları

Süper Lig’in ilk yarı analizi

 

Türkiye liglerinin ilk yarı analizini yapacak olursak pek de şaşılacak ya da abartılacak bir durum yok.

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş kulüplerinin performans düşüklüklerinin dışında tabi.

Fakat bir gerçek var ki o da Trabzonspor’un ilk yarıda ki müthiş çıkışı. 30 yılın belki de 40 yılın beklentisi, şampiyonluk özlemi bütün bir ili ve ekip olarak Trabzonspor futbol takımını çok iyi şekilde motive ederek, “o sene, bu sene” sloganı ile yola çıkmışlar hedeflerine emin adımlarla ilerliyorlar.

Bu ilk yarının karnesinde Trabzonspor’un teknik sorumlusu Abdullah Avcı’nın katkısı elbette ki çok büyük. 10 üzerinden notu kaç derseniz ben 8 puan veririm ama tabi ki ilk yarı karne notu olarak.

Eksikleri ve gedikleri ile Trabzonspor Süper Toto Ligi’nin uzak ara en iyi futbolunu oynayan ekip görüntüsü verdi bizlere. Savunmada sıkıntı yaşasalar da forvet hattın da oynayan oyuncular gösterdikleri performans ile savunma hattındaki hataları telafi ettiler.

Lakin şu bir gerçek ki yiğidin hakkını yiğide vermek lazım sözünden hareketle çok, hatta çok çok iyi bir kalecileri var ve bu performansını devam ettirdiği müddetçe takımına ve arkadaşlarına çok katkı sağlayacak Kaleci Uğurcan. Ne diyelim Allah nazarlardan saklasın.

Bu başarısı aynı zamanda milli takımımız içinde çok büyük kazanç. Zaten Play-Off’a kalmamızda çok büyük bir payı var kaleci Uğurcan’ın.

Gelelim Anadolu kaplanlarına Konyaspor, Alanyaspor ve tabi ki Emre Belezoğlu ile anlaştıktan sonra sıfır puandan sıralamada üçüncülüğe kadar yükselen Başakşehir’e.

Lig kültürümüzde eskiden bir terim vardı “deplasman” diye. Yani dış saha maçlarına böyle denirdi ve deplasmanda oynayan takımların nerede ise rakiplerini yenmesi veya berabere kalması mucizelere bağlı idi.

Fakat üst liglerdeki yayıncı kuruluştan ve liglerdeki galibiyet oranına göre TFF’den gelen gelir kaynakları kulüplerimizi nere de ise, kalite sıralamasın da eşit duruma getirdi. Ve tabi ki deplasman kabusu yok oldu gitti. Her yer her takıma kendi evi geliyor artık tabi ki ona göre de futbol oynuyorlar çok baskı altında kalmadan.

Anadolu kulüpleri de aynı pastadan dört büyük kulüpler dışında eşit pay alması neticesin de, transferler de kaliteli oyuncu alım noktasında aynı düzeye çıkardı.

Ve tabi ki kaliteli oyuncu, kaliteli futbolu, kaliteli futbol da başarıyı getirdi böylelikle. Ve seyirciler geçmiş yıllara oranla çok daha fazla eşit şartlarda maç izleme şansına eriştiler.

Bir başka sevindirici ve alkışlanması gereken bir durumda TFF’nin üç yerli oynatma kuralı rekabeti artırınca Anadolu kulüplerimizin başarı oranı kendini göstermeye başladı.

Bu arada yerli hocalarımızın gösterdikleri performansları da alkışa değer elbette.

Teknik adamlık noktasında en üzücü taraf ise ilk yarıda sadece Süper Lig’de 14 teknik adamın işine son verilmesi tabi.

Buda liglerimize istikrarsızlık olarak yansıyor. Geçtiğimiz hafta bu konuda enine boyuna okuyucularımızı yeterince bilgilendirdiğimi düşünüyorum.

Ligin ilk yarısında kulüplerimizin gösterdikleri bu performans elbette ki ikinci yarıda yeterli olmayacaktır. İlk beşe, son dörde girmek ve kalma noktasında çok daha üstün bir çabayı gerektirecektir. Trabzonspor’un en yakın rakibine takmış olduğu yedi puanlık farkın kapanacağını hep birlikte göreceğiz. Trabzonspor şu anda bu düşüş evresine girmiş durum da.

Umarım ve dilerim ki devre arası onlara bir toparlanma süreci sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Özellikle Fenerbahçe’nin bu puan farkını kapatacakları giderek görülmekte, çünkü kaliteli oyuncu kadroları var.

Galatasaray’ın Avrupa’daki göstermiş olduğu başarı ne hikmetse lig performanslarına yansımadı. Çok ilginç bir vaka. Fatih Hoca’nın yeniden yapılanma noktasında olduğunu biliyoruz ama bu durum onların lige havlu atmasını getirmemeliydi. Bu durum ligimizdeki çekişmeyi etkilediği için futbol kalitemiz düşüyor.

Beşiktaş için söylenecek tek bir şey var. Birisi ilk yarıda Beşiktaş’ın bu duruma geleceğini söyleseydi, bırak dalga geçmeyi derdim. İnanılmaz düşüş yaşadılar ve giderek devam ediyor bu düşüşleri. Karaevli Hoca için uzun uzadıya çok şey yazmam gerekir o yüzden bu konuyu işlemek üzere başka zamana bırakıyorum.

İlk yarının özetle analiz bu. İkinci yarı için çok şey değişecek diyorum. İzleyip göreceğiz. Özellikle üst sıralardaki puan farkının nasıl kapanacağına dikkat edin. Dikkat edin derken yayıncı kuruluşun çevireceği ve yapacağı hesap, kitap ve cihaz satma rakamlarını kastederek bu sonuca vardım. Umarım yanılırım ama sanmıyorum. Çünkü geçmiş yıllarda bizler bunu yaşadık gördük.

Selam ve dua ile…