Köşe Yazıları

Sistem adamlığı ve hakemlik

Hem vallahi hem billahi spor programlarında her TV kanalında hakemlerin tartışılmasından gına geldi.
Dediğim gibi hakemler hep “başrolde” oynamak için canhıraş bir şekilde mücadele vermeye devam ediyorlar.
Aslında TV yorumcularına malzeme veriyorlar, işleri maç yönetmek değil de, TV kanallarındaki yorumcuları yönetmek gibi. Ülkemizde Hakemlerden şikayetçi olmayan canı yanmayan tek bir takım yoktur. Dünyada da böyledir Ama bizde hakemler tarafından korunan özellikli(!) takımlar vardır ve bu durum dünyada bizden başka bir ülkede yoktur. Alın işte sonunda Avrupa’dan ithal var hakemi getirdik ve GS-Hatayspor maçında görev yaptı.
Ve yine maçtan sonra verilmeyen ve verilen penaltı pozisyonlarını tartıştık. Ki bana göre Galatasaray’ın verilmeyen ele çarpma olayı penaltı idi ama verilmedi. Pazar günü oynan Fenerbahçe-Adanademirspor maçında da yine var skandalı yasandı ve FB’nin iki nizami golü verilmedi. Daha doğrusu yabancı var hakemi den döndü. Adanademir maçı sıfır-sıfır ya da Fenerbahçe yenilse idi, işte zaman gümbürtüyü seyredecektik. Allah’tan diğer goller nizami idi de TV yorumcularına fazla iş çıkarmadılar. Yani geçen hafta belirttiğim gibi ne yaparsanız yapın, siyasetçiler ilkeli siyaset yapmadıktan ve futboldan ellerini, hatta ayaklarını, hatta gövdelerini çekmedikleri sürece bizim ülkemize bütün alanlarda adalet sağlanmaz, var olanda “VAR”dan döner. Var hakemi istersen ithal olsun isterse yerli…
Yani demem o ki, İthal var hakemine rağmen Yine karpuz gibi ortadan ikiye bölündü futbol kamuoyu.
Ele çarpan bir topa var yabancı var hakemi çağırmadı, başka bir pozisyona hakem penaltı çalmadı ve yabancı var hakemi çağırdı ve hakem gitti izledi ve vermediği penaltıyı VAR’ın uyarısı ile verdi.
Peki Türk hakemliği ve yabancı var hakemi açısından ne değişti? Hiçbir şey. Yabancı var hakemi de bir kısım izleyiciye göre can yaktı yani. Ee ne diyorduk biz her zaman, takımların canını yakarak tecrübe kazanılmaz. Bu can yakma ister yerli ister yabancı hakemle olsun hiç fark etmez. Daha düne kadar yabancı hakeme karşı olduğunu he fırsatta belirten TFF başkanı, baskılara daha fazla direnemedi. Sonunda pes etti. Bu gün yabancı var hakemi yarın hakem getirirler ve maç yönettirirler. Eee güzel de can yakanlar değişse de canı yananlar hiç değişmiyor bu ülkede ve bu zihniyette. Merkez Hakem Kurulu bir şarkı tutturmuş, “23 yaşında 3.Ligde maç yönetecek Hakem bulun” diyor. 3 yıllık Hakem BAL’ da, Süper Amatör Ligde, 1.Amatör Küme ve 2.Amatör Küme’ de zorluk derecesi yüksek maçları nasıl idare edecek? Bir çocuk futbola 11 yaşında başlıyor. Her şey yolunda giderse 17-18 yaşında A takıma yükseliyor. Bu nereden baksanız 140-150 resmi maç yapar. Biz ise Süper Amatör Ligde 3 maç yönetenleri bir takımın ortalama 9-10 trilyon harcadığı Bölgesel Amatör Lige veriyoruz. Hakemlikte hiç beğenmediğim bir söz var. “Tecrübe kazansın” diye kritik maçlara verilen hakem arkadaşlarımız takımların canlarını yaktıkların da mı tecrübelendireceğiz? Yani siyah-beyaz hata yapanlar bir şekilde affediliyor. Daha vahim örnekler de vereceğim ama camia benim camiam, işin ucu bana da dokunuyor. Yalnız şunu belirteceğim çünkü bu bir gerçek vaka. Hakem camiasında adamı olan, rüzgarı arkasına alan terfi eder, bu değişmez kuraldır. Arada bir de hak eden de çıkar ancak fazla ilerlemez. Yani benim gibi… Eğer Ankara’da bir tane vekil tanıdığım ya da akrabam olsa idi FIFA hakemi değil FİFA’nın da FIFA hakemi olurdum. Tek sebep torpil ve aşı ruhlu oluşumdu. Kimsenin ve düzenin adamı olmadığım için ve bir özel sırrımı sizlerle paylaşayım. Teklif edilen FİFA yardımcı (bayrak) hakemliğini kabul etmeyip, “yok ben düdük çalmak istiyorum” deyip, sistemin piyonlarına karşı çıktığım ve onların isteklerini yapmadığım için diskalifiye edildim. Tabi bu anılarım milattan önce idi. Günü geldiğinde anılarımı kitaplaştırdığım da hepsini deşifre edeceğim.
Sağlık ve esenlikle kalın…