Peki kim haklı

Karasu Denizköy’de uzunca süreden bu yana tartışma konusu olan tatil köyünde yıkım gerçekleşti. Ancak tartışmalar bitmedi. Semerkand Vakfı’na gönül verenler haksızlığa uğradıklarını, en azından yıkım öncesinde eşyaların alınması için kendilerine süre tanınmasını istediklerini ifade ediyor.
Yıkımı gerçekleştiren Karasu Belediyesi ise, ilgililere defalarca yazılı ve sözlü uyarıda bulunulduğunu söylüyor.
Semerkand’ın ülke siyasetinde ve sosyal hayatında etkili olduğunu söyleyenler, bu kararı alanların siyasi hayatlarının sonuna geldiğini söylerken, diğer taraftakiler bunun yıkım yapan tarafa büyük prim yaptıracağını söylüyor.
Zamanın neler getireceğini Allah’tan başkasının bilmesine imkan yok. Ancak bu yıkımın İshak Sarı için dönüm noktası olduğu görüşünde herkes hemfikir. Bu işin grisi yok. Ya siyah ya beyaz. Yani İshak Sarı bundan sonra ya kahraman olacak ya da siyasi arenada zor günler yaşayacak.
İshak Sarı’nın bu işten kahraman çıkma ihtimalini yüksek gören muhalefet partileri ise birkaç farklı yorumda bulunuyor. Cumhuriyet Halk Partisi kanadı, bu işle en fazla ilgilenen tarafın kendileri olduğunu, kendileri bu işin üstüne bu kadar düşmese bu hukuksuzluğun devam edeceğini söylüyor. Özellikle Mithat Kandil’in girişimleri, TBMM’de Ayça Taşkent’in konuşmaları ve sol görüşe yakın medya organlarının yaptığı yayınların etkili olduğunu söylüyorlar. Zaman içinde oluşan baskıya dayanamayan iktidarın, hukuk kurallarını işletmek zorunda kaldığını ifade ediyorlar. Eğer bu işte bir kahramanlık varsa bunun kendileri olduğunu dile getiriyor.
Yeniden Refah kanadı ise binaların yapım aşamasında mevcut Başkan İshak Sarı’nın aktif siyasi görevde olduğunu, tatil köyünün büyük bölümü inşa edilirken de Belediye Başkanı olduğunu ifade ediyor ve “Kendi ayıbınızı temizlediniz” demeye getiriyor.
Bunun dışında kalan kesimde yer alanlar da “bekle gör” politikası izliyor. Genel olarak “erken konuşan kaybeder” derler.
Şimdiye kadar olanları doğru yorumlarsak bundan sonrası için daha sağlıklı karar verebiliriz. Şimdiye kadar olan şu: Tatil evlerinin hukuka aykırı yapıldığı tespit edildi. Bununla ilgili para cezası uygulandı. Para cezasının ardından yıkım kararı çıktı. Muhalefet bu konu üzerine gitti ve yıkım gerçekleşti.
Gerisi niyet okumaktan başka bir şey değil.
Esnaf Odası’nda adaylar
Karasu Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda alışılmadık bir hareketlilik yaşanıyor. Normalde fındıktan sonra olmasını beklediğimiz hareketlilik şimdiden yaşanmaya başlandı. Seçimde aday olmayı planlayanlar, seçimlerin normal süresine bir yılı aşkın süre olmasına karşın sahaya indi.
Tek tek adayları analiz etmek için şimdi çok erken. Ama isimleri tartışmak mümkün. Madem ki onlar kendilerini açık etmekten çekinmiyor bizim de onlar hakkında birkaç söz söyleme hakkımız olabilir.
Öncelikle mevcut Başkan ve doğal aday Cihan Emre’den başlayalım. Cihan Emre, şu ya da bu şekilde Esnaf Odası’nın popüler hale gelmesini sağladı. Karasu’da yerel seçimlerden sonra sonucu en merak edilen seçim hep Esnaf Odası seçimleri oldu.
Ne zamandan beri? Cihan Emre aday olduğundan bu yana…
Cihan Emre başarılı bir Oda Başkanlığı yaptı mı? Çıkan adayların sayısındaki artış Emre’nin lehine mi aleyhine mi?
Her açıdan değerlendirelim.
Cihan Emre seçimi kazandıktan sonra kişilik olarak değişim gösterdi mi? Bence gelişim gösterdi. Esnafla iyi iletişim kurdu mu? Daha net sorulacak soru: Cihan Emre esnafın işine yaradı mı?
Emre’nin karnesi nasıl? Esnaf Odası’nın işleyişi konusunda adil davrandı mı? İnsanlara kolaylık mı çıkardı yoksa işler karıştı mı? Yani Cihan Emre ile devam edilmesi mi faydalı yoksa Emre’nin bundan sonra başkan olmaması mı?
Esnaf temelde bu soruya yanıt verecek. Eğer yanıt olumsuz ise diğer adayları değerlendirmek mümkün olacak.
Diğer adayları değerlendirirken kriter ne olacak? Esnaflıktaki başarısı mı? Etrafındakilerle iletişimi veya kendi kurumunu büyütmesi mi?
Siyasi çevresi ve bağlantıları mı?
Gençliği ve dinamizmi mi?
Bu kriterlerden hangisini baz alacaksınız? Adam kendi ticaretinde başarılı, yakın esnaf arkadaşlarından saygı gören bir yapıda ise mi esnafın oyunu alır yoksa daha önceki yöneticilik tecrübesi iyi ise mi?
Cinsiyet ne kadar etkili olur. Adayların biri hariç hepsi erkek. Erkekler kendi arasında rekabet ederken, hanım aday seçimde şans bulur mu?