Köşe Yazıları

Şeytanın avukatı olmak

Süper ligin ve birinci ligin bitmesine şurada haftalar kaldı ve tabi ki şike söylentileri her geçen hafta, gün ve saat boyunca ayyuka çıktı çıkıyor.
Şeker bayramı dolayısı ile on beş yirmi günlük süre içerisinde sizlerle birlikte olamadım. Bu sebeple biraz dinleneyim ve olaylara biraz daha objektif bakayım diye etrafı ve olanı biteni kolaçan ededeyim derken vallahi dinlenmeye de objektifliği de bakış acısına pişman ettirdiler.
Bu süre içerisin de Türkiye kupasında bir derbi oynandı ve tabi bu maçı çıplak gözle izleyeyim diye tribündeki yerimi aldım.
Futbol dışında her türlü eylemin sahnelendiği bir tiyatro başladı maçtan birkaç saat önce. Ne olduğunu, maçı TV’den canlı izleyenler görememiştir ama sahadaki taraftarlar görmüşlerdir. Oradaki olanı biteni yazmayacağım elbette ama futbol dışında sportmenlik dışında her şey vardı diyeyim siz anlayın anlayacağınızı.
Maç başladı ve uluslararası bir derbi müsabakası izleriz çekişmeli bir maç olur falan beklentisi içindeyken daha ilk on beş dakika sonra hakem şu maçı bitirse de evimize gitsek moduna girdim.
Futbol adına nokta kadar göze zevk veren bir futbol, çekişme, tribünleri atağa kaldıran bir pozisyon, bir heyecan vs vs yoktu. İlk kırk beş dakika böyle bitti. Belki ikinci yarı derken değişen hiçbir şey yoktu ve maçı GS kazandı, tur atladı.
Fakat maç bitikten sonra bir üçüncü devre başladı ki aksiyon adına her şey vardı. Birincisi seyirciden çok 35 bin civarında bir emniyet görevlisi polisler, yarısı kadarda özel güvenlik bir anda saha indi. Nereden çıktılar nasıl oldu anlayamadık. Bu kadar abartmanın ne anlamı var diye düşünürken yetersiz olduğunu gördüm.
Hakemleri etrafı sarılı sahanın orta çizgisini boydan boya ortadan ikiye kesmiş polisler ve başkada futbolcular falan birbirlerine küfürler saldırılar vs vs ler.
En önemlisi ilk önce FB’nin hocası hakemlere sitemlerini iletmeye gitti tebrik etmek adına ve daha sonra bunu fırsat gören GS teknik adamı hızlı hızlı hakemlere yöneldi ve ellerini sıkarken Morinho oradan nerede ise uzaklaşmaktaydı.
Tam o esnada GS hocası Morinho’ya dönerek Altan yumruğu ile küfür anlamına gelen hareketler yapıp giderken, Morinho arkasından gidip Okan hocanın burnunu sıktı. Aman Allahım Okan’ın kendini bir yere atışı var ki yemin ederim Torerya’ya pes dedirtir valla.
Dünyaca ünlü bir hoca olan Morinho yaptığı iş değildi ama Okan’ın şovu tam bir resitaldi. Tabi her zaman olduğu gibi yazılı ve görsel medya yine karpuz gibi tam ortadan ikiye bölündü. Her iki camianın taraftarları sosyal medya üzerinden tam bir psikolojik ve sosyolojik savaş vermeye başladılar, paylaşımları ile ve paylaşımlara yapılan yorumları ile.
Fenerbahçe lige döndü GS ise her iki kulvarda da yoluna devam ediyor. FB’nin Lig de GS ile arasındaki puan farkı 3 düştü. Yani her takımında bundan sonra ki oynayacakları maçları çok çok önem arz etmeye başladı. Bu hafta FB deplasmanda Sivas sporu 3-1 geçti. Futbolu zerre kadar zevk vermese de skor odaklı bir maçtı ve FB kazandı.
GS ise Samsun deplasmanında çok çok hatta çok çok rahat bir maç kazandı ve ligin iddialı ve başarılı takımı Samsun sporu 2-0 gibi net bir skorla yendi. Bu maçta kayda değer üç önemli olay yaşandı. Birincisi Samsunspor kendi evinde normal bir antrenman gibi çift kale maçı oynadı ve rakip kaleye tek şutu yok.
İkincisi Samsunspor’un var tarafından ofsayt gerekçesi ile iptal edilen gölü ve Galatasaray’ın yine var tarafından ofsayt olmadığı gerekçesi ile iptal edilmeyen ve verilen golü.
İki pozisyon da aynı idi milimi milimine. Ama biri iptal edildi ikincisi iptal edilmedi ve ofsayt olan gol geçerli sayıldı ve iki durumda da maç 0-0’dı. Üçüncüsü ise Samsun sporun topa sahip olma oranı yüzde altı idi.
Tersi ise GS’nin topa sahip olma oranı yüzde doksan dörttü. Ne mi kastediyorum?
Hani diyorum acaba son haftalara girerken Samsunspor’un kulüp başkanının GS kongre üyesi olduğu bir ortam da oynanan maçların, bir sebep sonuç ilişkisi ve var mıdır yoksa bir tesadüf müdür?
Üstelik maçtan sonra Samsun sporun başkanın yaptığı ilginç ve birazda saf hane bir açıklaması oldu.
Lider le oynadık ve elbette lideri yenmek çok zordu ama her şeyi denedik olmadı.
Valla ben bir şey ima etmek istemiyorum.
Zaten objektiftim bundan sonra çok daha fazla tarafsız olmaya gayret göstereceğim.
Ama nasıl olursam olayım her iki tarafın yancıları beni şeytanın avukatlığını yapmakla itham ediyorlar. Sağ olsunlar.
Sağlık ve esenlikle…