Köşe Yazıları

Recep Özdemir, “Eğitimin ülke kalkınmasındaki önemi”

Eğitimin ülke kalkınmasındaki önemi     

Bir ülkenin pek çok problemi olabilir. Savaşlarda, doğal afetlerde, salgın hastalıklarda perişan olup bitme noktasına gelebilir. Bu ülkenin kalifiye, eğitimli, aktif ve yaratıcı insan gücü varsa tüm bu olumsuzlukların üstesinden gelip düzlüğe çıkabilir.

Ülkelerin bugününde ve geleceğinde eğitimin, eğitimli insanların bu derece kader tayin edici konuma getiren şey ne olabilir? Günümüzde sanayisi, ekonomisi gelişmiş, dünyada söz sahibi ülkeler, eğitime nasıl yaklaşıyorlar? Bu ülkeler bütçelerinin ne kadarını eğitime harcıyorlar? Bu ülkelerin eğitim seviyesi standardın üzerinde mi?

Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir; toplumların kalkınmasında, gelişmesinde bir numaralı faktör eğitimli, aktif ve yaratıcı insanlardır. Bugün yeraltı kaynakları bol, ulaşım, iletişim bakımından elverişli, jeopolitik konumu çok önemli olmasına rağmen pek çok ülkenin dünya siyasetinde esamesi dahi okunmaz.

Dünya milletleri arasında acaba zeka farkı olabilir mi? Mesela gelişmiş ülke insanları, diğerlerine göre daha zeki midir? Bu soruya bugün verilen cevap şöyledir: Tüm toplumların %50’si normal zekalı, %2’si üstün zekalı, %2’si de geri zekalıdır. Toplumun diğer bireyleri de normalin üstünde ve altında toplanır.

Hal böyleyse neden acaba bazı milletler diğerlerine göre doğal kaynakları ve diğer faktörler bakımından daha negatif durumda olmalarına rağmen, sosyal, ekonomik, kültürel vb. bakımlarından daha gelişmiş insanlarının refah seviyesi daha yüksektir.

Almanya ve Japonya, 2. Cihan Harbi’nde yerle bir oldu. Tüm şehirleri bombalandı. Tüm kurum ve tesisleri yıkıldı. Kısaca taş taş üstünde kalmadı. Ama buna rağmen savaştan kısa bir süre sonra, bu iki ülkede ayakları üzerinde durmayı başardı. Bununla da kalmayıp, dünyada söz sahibi olan ülkeler sınıfına geçtiler.

Bugün dünyanın en önemli doğal kaynağı petroldür. Dünya petrol üretiminin de pek çoğu Ortadoğu bölgesinde yapılır. Petrol bu ülkelere çok büyük ekonomik gelir getirir. Ancak tüm bunlara rağmen Ortadoğu’da petrol üreten ülkeler ekonomik bakımdan iyi olmalarına karşın, kendilerine özgü eğitim seviyeleri gelişmediği için, hiç birisi dünya siyasetinde söz sahibi değildir.

Batı’nın ve Uzakdoğu’nun gelişmiş ülkeleri eğitim kurumlarında kurdukları rehberlik servisleri ile öğrencilerini zeka, ilgi, istidat yönlerinden önce kategorize etmekte daha sonra yaptıkları kategorilere göre öğrencileri yönlendirmektedirler.

Bu şekildeki bir çalışmayla toplumlar, bireylerinin hepsini üretim sahasına sokmakta, tüm bireylerinden maksimum yararlanma imkanına sahip olmaktadırlar. Örneğin, mekanik zekası gelişmiş bir çocuk mühendislik alanlarına, sosyal zekası gelişmiş bir çocukta halkla ilişkilere yönlendirilmektedir. Bu çalışma yöntemiyle kimse kendisi için imkansız olanı zorlamamakta, imkansızın peşinde koşmamakta, az veya çok enerjisini bir şekilde ülkenin menfaatine, uygulama alanına sokmaktadır.

Kendi ülkemiz açısından bu konuya baktığımızda, çok yetersiz olduğumuz, daha çok çalışmamız gerektiğini görmekteyiz.

Gelişmek, kalkınmak, kendi kendimize yetmek, uluslararası arenada kader tayin edici olmak istiyorsak, eğitime hak ettiği değeri vermek, bu alanda gerekli yatırımları yapmak zorundayız. Halk arasında “Bugünün çocukları, yarının büyükleri.” diye bir söz vardır. İşte o yarının büyükleri olacak çocukları eğitip onları geleceğe hazırlayan eğitimcilerimize de gereken değeri vermek zorundayız.

Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.