Münir Ali Kara,”İhmal mi intikam mı”

Kabul edersiniz ya da etmezsiniz, Karasu Devlet Hastanesi’ni en fazla gündeme getiren Kuzey Gazetesi’dir. Onaylarsınız ya da reddedersiniz, Karasu Devlet Hastanesi’ne doktor atamasında bizim bu ilgimizin bir gram da olsa katkısı vardır.
Seversiniz ya da nefret edersiniz, Kuzey Gazetesi, gerekirse size rağmen sizin haklarınızı savunur.
Karasu Devlet Hastanesi’nde doktor ataması yapılmış. Yeni doktorlar göreve başlamış. Bu haberler genel olarak mailden servis edilir. Başka internet sitelerinde, sosyal medya haber sayfalarında paylaşılmış. Belli ki eskiden olduğu gibi servis edilmiş. Ancak 15 yıldan bu yana Karasu’da yayın yapan Sakarya Kuzey Gazetesi pas geçilmiş.
Bu bir ihmalse de anlaşılmaz, bir intikamsa da kabul edilemez.
Biz Karasu Devlet Hastanesi’ne doktor atandığına ilişkin haberi gururla yaparız. Karasu’ya zarar verecek haberleri de yapmayız.
Yazdıklarımızda kişisel bir çıkarımız da kişileri hedef almışlığımız da olmaz. Ama 15 yılda alnımızın teri ve şerefimizle yaptığımız mesleğimizi, binlerce okuru yok saymanıza da müsaade etmeyiz.
Şu öncelikli hasta meselesi
Devlet hastanelerinde öncelikli hastalar oluyor. Belli bir yaşın üstündekiler, belli bir yaşın altındakiler, kanamalı hastalar ve bunun gibi ayrıcalıklı kesim öncelikli muayene olabiliyor.
Bu genel durum. Nereye gitseniz bu şekilde. Ancak biz Karasu’da yaşayanlar olarak, Karasu’da ikamet etmeyenler ile doğamızı paylaşıyoruz, Namazgah’taki suyumuzu, denizdeki kumumuzu, Acarlar’da longozumuzu paylaşıyoruz. Hastanede sıramızı bari paylaşmayalım be kardeşim.
Hani Milli Eğitim Bakanlığı, “En iyi okul en yakın okuldur” diyor ya… En iyi hastane de evinize en yakın hastane olsun.
Karasu Devlet Hastanesi, bu ilçede yaşayanlar göz önüne alınarak sınıflandırılmıyor mu? Karasu Devlet Hastanesi’ne personel, malzeme, bina, Karasu’da ikamet edenler baz alınarak planlanmıyor mu? O zaman Karasu’da yaşayanların Karasu Devlet Hastanesi’nden öncelikle istifade etmesi en azından Karasululara Karasu’da kontenjan ayrılması gerekmez mi?
Şöyle düşünün ki, size devletin hizmet olarak sunduğu kurumdan sizin ilçenize gelenlerden sıra bulup da siz erişemiyorsunuz. Gün geliyor ki Karasu Devlet Hastanesi’nin randevulu hastalarının dörtte üçü dışarıdan gelenlerden oluşuyor. Karasulular, kendileri için yapılan hastaneden hizmet alamıyor.
Aslında bu durum sayılarla da ortaya konulabilir. Sisteme bakan bir yetkili olsa durumu görür ve Karasu’nun yazın çektiği sıkıntılara derman olabilir. Ama biz arabadan ses gelmeden sanayiye gitmeyen bir toplumuz. Bizim arabadan ses çıkmıyor. Herkes durumdan memnun sanılıyor.
Polemik konusu
Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı, İlçe Divan Toplantısı’nda “Ben kimseyi dinlemem, istediklerini söylesinler, ben doğru bildiğimi yaparım” minvalinde cümleler kurunca aynı ortamda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar konuşmasında Başkan Sarı’ya “Herkesi dinleyeceğiz. Eleştirileri de dikkate alacağız” şeklinde yanıt verdi.
Yine Başkan Yusuf Alemdar’a geçtiğimiz hafta Karasu Belediyesi’nin kaçak yapılarla ilgili ücret almasını doğru bulup bulmadığı soruldu. Alemdar da doğru bulmadığını söyledi.
Yukarıdaki iki gelişmeden sonra da Alemdar ile Sarı arasında sorun olduğuna ilişkin haber ve sosyal medya yorumları yapıldı.
İlkine kimse bir şey demedi ama Alemdar’ın geçen haftaki söylediklerine karşı Karasu Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Karakaş uzunca bir açıklama yayınladı. Yapılan haberlerin maksatlı ve iyi niyetten uzak olduğunu söyledi.
Aslına bakarsanız ben de iki başkan arasında bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Sarı kendi bildiği gibi davranıyor Alemdar da içinden geçeni samimiyetle dile getiriyor.
Da…
Bu kadar uzun uzadıya açıklama yapılacağına Yusuf Alemdar ile İshak Sarı’nın yan yana geldiği bir güncel fotoğraf yayınlarsınız kimsenin diyecek bir sözü olmaz. Yani uzun uzadıya yazıların yapamadığını tek kare fotoğraf yapabilir.
O nedenle gazetelerde köşe yazıları ya da haber metinleri değil de fotoğraflar daha fazla ilgi çeker.
Okulların erken açılması hatadır
Önceki hafta yazdım, bir kere daha yazıyorum. Bizim bölgemizde ana geçim kaynağı fındıktır. Karasu ve Kocaali’de bu yıl toplam 40 bin tona yakın fındık toplanması planlanıyor. Bunun yarısı bile olsa her gün bin ton fındık toplanması gerekir. Bin ton fındığın bir kısmının makine yardımı ile toplanıyor olduğunu düşünsek bile…
Okulların eylül ayının ilk haftasında açılması, oryantasyon dışındaki öğrencilerin 9 Eylül’de okula başlamak zorunda olması…
İşlerin sıkışmasına neden olacak. Dahası işçilerin çocukları da var. Onlar da çocuklarının eğitimden mahrum kalmasını istemiyor.
Okulların bir hafta geç açılmasının kime ne zararı olur bilmiyorum ama erken açılmasının fındıkçıya zararı olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
17 Ağustos diyince
Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve Türkiye’deki en büyük yıkımlardan birini yaşadık. B12 eksikliği olan, hafızası zayıf olan, uykusu ağır olan… Herkes 25 yıl önce gece yarısı yaşadığı 47 saniyeyi anı anına hatırlıyor.
Bazılarımız ibret aldı, binasını güçlendirdi veya kentsel dönüşüme soktu. Bazılarımızın aymazlığı ise devam ediyor.
Allah hayırlı şekilde ayılmayı nasip etsin, bir daha da kimseye bu şekilde acı yaşatmasın inşallah.