Köşe Yazıları

Münir Ali Kara, “Biri “dur” diyecek mi”

Karasu Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çakır’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımın ardından ilçenin gündemi bir anda değişti. Çakır paylaşımında kendi yaptıkları işleri överken eleştirilere de yanıt vermeyi tercih etti. Ancak bunun yanı sıra isim vermeden adresi belli olan göndermelerde de bulundu.
Karasu bir avuç yer. Hepimiz birbirimizi biliriz. Bu göndermenin Recep Özdemir’e olduğu bal gibi belli. Çakır’ın ilk paylaşımına tepki gösteren Yeniden Refah Partisi Belediye Meclis Üyesi Mustafa Çalık bu paylaşımın memur anlayışı ile bağdaşmadığını ifade eden bir paylaşım yaptı. Çalık da ilk paylaşımında isim vermemeyi tercih etti ama orada da adresin Hüseyin Çakır olduğu çok açıktı.
İsim veren ilk paylaşım Hüseyin Çakır’dan geldi. Çakır, Mustafa Çalık’ın kaçak bir yapısı olduğunu, halkın menfaatleri dururken kendi menfaatlerini savunduğunu söyledi. Tabi bu paylaşımın konu ile hiçbir ilgisi yoktu. Konu parkomat ve bisiklet yolları iken bir anda Kuyumcullu’daki kaçak olduğu iddia edilen yapıyı konuşmaya başladık.
Çakır işi bir adım ileri götürüp, Çalık’ın “Bu işin oluru var mı” diye kendilerine ricada bulunduğunu söyledi.
Bunun üzerine Çalık da yapının kendisine değil kız kardeşine ait olduğunu, kendisine güçlük çıkarmak için işin yokuşa sürüldüğünü söyleyen bir paylaşım yaptı. Çalık paylaşımında “İlla kaçak yapıları yıkacaksanız Denizköy’deki kaçak tatil köyünü yıkın” da demiş oldu.
Çakır paylaşımında alışılmış üslubun dışına çıkarak yapının fotoğraflarını paylaşırken, Çalık da tutulan tutanağı paylaştı ve belediyenin kasten yanlış işlem yaptığını ifade etti.
Sonuçta konu yargıya taşınacak gibi.
Bu arada tartışmaya pek çok kişi de dahil oldu. Sosyal medya üzerinden herkese açık olarak yapılan paylaşımlara pek çok yorum yapıldı. Yorumların dışında kendi hesaplarından tartışmaya dahil olanlar oldu.
Peki bu tartışma daha nereye kadar gidecek? Biz bu tartışmanın gerilmesine daha ne kadar şahit olacağız? Sonunda ne olacak? Biri kazanacak mı?
İki testi çarpışırsa biri kırılır ama diğeri de artık eskisi kadar sağlam kalmaz.
Herhangi bir testi kırılmadan, bu işe “dur” diyecek biri var mı? Bence yok. Zira biz çevremizde siyasete girmemiş, herhangi bir konuda taraf olmamış, sözüne itibar edeceğimiz kimse bırakmadık. Akil adam kalmadı güzel ilçemde…
Onun içindir böyle tartışmalara kayıtsız kalışımız…
Ben çözümü biliyorum
Karasu’da parkomat uygulaması sancılı şekilde devam ediyor. Cadde kenarında dükkanı olan esnaftan 500 lira, dükkanı pasaj içinde olan esnaftan ise 1000 lira abonelik bedeli isteniyor. Gerekçe olarak da abone sayısının artması durumunda sistemin çökeceği ve ticari olarak kurtarmayacağı ifade ediliyor.
“Bedava olan bir şey, paralı hale getirip nasıl zarar edilir” diye sormayın. Ediliyor işte. Geliri artıramıyorsanız gideri azaltın. Ekonominin temel kuralı bu. Eskiler, “İşten artmaz dişten artar” derlerdi.
Gideri artıran ne? Personel mi? O zaman bedava durma süresini 15 dakikadan yarım saate çıkarırsınız, personel sayısında azaltmaya gidersiniz. Bu şekilde abone sayısı arttıkça geliriniz de artar.
Hem bu şekilde vatandaş makul sürede işini halletmiş olur hem de gelir kaybı olmaz.
Organlarınızı bağışlarsanız
Üniversite yıllarında organ bağışı konusunda haberler yapmıştım. Ege Üniversitesi, organ bağışı konusunda öncülük ediyordu. Sanırım halen de öyle.
Öncelikle organ bağışı sandığınız gibi herkes tarafından yapılamıyor. Bir kere yoğun bakımda hayatınızı kaybetmeniz ve beyin ölümünüzün gerçekleşmesi lazım. Bu arada ihtiyacı olan sıradaki kişinin hazırlanma süreci var. Burada torpil falan söz konusu değil. Zaten dokunun uyuşması var ve sırada kim varsa sistemden görülüyor. Organ bağışı yaparken şart koymak da mümkün bu arada. Yani “Benim organlarım teröriste verilmesin” diyebilirsiniz.
Bu da yeterli değil. Sizin vefatınız esnasında yakınlarınızın onayı olmazsa bağış yapılamıyor. Tüm bunların yanında dini açıdan da bir sakınca olmadığı defalarca ifade edildi.
Bağışçı olmak ise son derece kolay. Bu hafta organ bağışı farkındalık haftası. Bu haftanın hatrına, bu yazıyı okuyan bir kişi bağışta bulunsa belki de birkaç kişinin hayatı kurtulur.
Kaderimiz kimin elinde
Rahmetli babam, “Kaderini başkasının eline bırakan ayvayı yemiştir” derdi. Karasu pek çok konuda kaderini başkalarının eline bırakmış durumda.
Tren yolu konusunda ilçe içinden bir girişim var mı? Hastane konusunda inisiyatif alan var mı? İlçede eğitim konusunda söz söyleyen kimi duydunuz en son?
İlçenin ana geliri inşaat ve fındık ise, fındık konusunda söz söyleyen oldu mu? Seçimden seçime oy verip beş sene boyunca kaderimizi birilerinin eline bırakıyoruz. Yetkiyi alanlar da hangi alana yetişeceklerini şaşırıyor. Bu manada ön alan, yol açan, fikir söyleyen var mı? Yok!
Adamı seçmişiz, o da her konuda söz söylemek, girişimde bulunmak zorunda. Oluru da olmazı da onun yeteneği, vizyonu ve bağlantıları belirliyor.
Bana Karasu’da sözü dinlenen bir sivil toplum kuruluşu gösterebilir misiniz? Bir akil ya da makul adam var mı?
Rahmetli Erbakan bir konuşmasında “Bizde her şey var da beyin yok” demişti de çok eleştirilmişti. Bizde de her şey var da bunları dile getirecek, ön alacak, karar vericilerin vizyonunu güçlendirip önünü açacak adam yok.