Siyaset

Milli Görüş’ün temsilcisi biziz

Milli Görüş’ün temsilcisi biziz

Necmettin Erbakan’ın emaneti olan Milli Görüş’ün sadece Saadet Partisi’nde temsil edildiğini söyleyen Karasu Belediye Başkan Adayı Oğuzhan Coşkun, “Rahmetli Erbakan Hocamız, hayattayken Saadet Partisi dışındakilerin Milli Görüş’ü temsil edemeyeceğini ifade etmişti. Hatta Hocamız, ‘Saadet dışında kim Milli Görüşçü olduğunu söylerse sahte olur’ demişti” ifadelerini kullandı. Coşkun ilk röportajını Sakarya Kuzey’e verdi.

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1976 Tepetarla doğumluyum. İlkokulu Tepetarla İlkokulu’nda tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi Karasu Lisesi’nde okudum. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Harita Kadastro Bölümü’nden 1998 yılında mezun olduktan sonra Karasu’ya döndüm. Benim siyasi hayatımla üniversite hayatım aynı yıl başladı diyebilirim. 1994 yılında üniversiteye gider gitmez Refah Partisi Gençli Kolları’nda ve Milli Gençlik Vakfı’nda görevler üstlenmeye başladım. Okul sonrası Karasu’ya döndük ve ticaret hayatına atıldık. Bir yandan ticaretle uğraşırken diğer yandan Refah ve Fazilet Partilerinde çeşitli kademelerde görev aldım. 1999’da başladığım ticari hayatıma halen devam ediyor. İşimize paralel olarak aldığımız eğitim sayesinde Anadolu Üniversitesi Tarım Bölümü’nü de tamamladım. 2015 yılından bu yana da Saadet Partisi İlçe Başkanı olarak görev yapıyordum. Bu görevimden de Karasu Belediye Başkan Adayı olmak için ayrıldım. Evli ve dört çocuk babasıyım.

Siyasetin içinde büyümüş ve hep aynı çizgide kalmış bir kişi olarak, Karasu’daki seçmenlerin Saadet Partisi’ne bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milli Görüş bu ülkede her zaman ilgi odağı oldu. Her dönem de seçmenin ilgisini çekmeyi ve desteğini almayı başardı. Ancak her dönem de üstümüzde oyunlar oynandı. Türkiye’de bölücü partilerden bile daha fazla kapatma davaları ile karşılaştık. Post-modern darbe de dahil olmak üzere sürekli baskı gördük. Tüm bunların yanında iç çekişmelerde de biz hedef olduk. Partimizin iktidar olduğu dönemde Karasu halkı bizim yanımızdaydı. Hatta o dönemin belediye başkanı dahi bizim partimizden seçildi. Ancak daha sonra Tayyip Bey’in ayrılması ile yine üzerimizde oynanan oyunlar sonuç vermiş oldu. Bunun ardından yeniden toparlanma sürecine girdik. Bu defa da Numan Bey (Kurtuluş) bizim partimizden ayrıldı ve Has Parti’yi kurdu. Ardından da Tayyip Bey’in yanına geçti. Bundan sonraki süreçte bile Saadet Partisi, her zaman olduğu gibi küllerinden doğdu ve yine yükselişe geçti. Bu defa da Rahmetli Hocamızın Oğluna parti kurdurup Saadet Partisi’nin mirasına sahip çıkılmaya kalkıldı. Ama ne olursa olsun biz her daim zorluklarla mücadele etmeye alışkınız. 31 Mart Yerel Seçimlerinde Karasu’da da dahil olmak üzere halkımız yine Milli Görüş’e yine Saadet Partisi’ne sahip çıkacaktır.

Yerel seçimlere geri dönecek olursak… Karasu’da süreç öncesinde bir masa kuruldu. Bu masada yaşananlar basına eksik-fazla anlatıldı. İçerden biri olarak bize süreci kısaca özetler misiniz? O masa nasıl kuruldu, neden kuruldu, ne konuşuldu ve neden başarısız oldu?

Biz değişimin yerelden başlayacağını biliyoruz. Milli Görüş iktidarı yerelden başlamıştı. Biz bu dönemden başlayarak yeni bir dönüşüm başlatmayı umuyorduk, halen de bu umuda sahibiz. Ancak “birlikten kuvvet doğar” inanışı ile diğer parti temsilcisi arkadaşlarımızı davet ettik. İlk toplantı gayet nezaket içinde geçti. Neredeyse tüm fikirler üstünde uzlaştık. Prensip olarak hepimiz aynı şeyleri dile getirdik. Hatta bundan sonraki yol haritası konusunda da uzlaşı sağladık. Gerek anket çalışmaları, gerek aday önerileri konusunda gayet samimi fikirler ortay açıktı. Ardından saha çalışmalarına başladık. Bu esnada her parti ile ayrı ayrı da görüşmeler yaptık. Bunun etik olmayan bir tarafının da olmadığını düşünüyorum. Hatta süreç içinde tüm partilerin il teşkilatları da görüşmelere dahil oldu. Şu kadarını söyleyeyim, Karasu’daki gibi bir oluşum diğer hiçbir ilçede yapılmadı. Allah’ın işine bakın ki birliktelik fikrini ilk ortay atan ilçede hemen her parti kendi adayı ile seçime gitme kararı aldı, diğer pek çok ilçede birliktelik sağlandı. Arada yaşanan kırgınlıklar ve eksiklikler masada kaldı. Dünü unuttuk. Kimseye kırgın ya da kızgın değiliz. Biz Saadet Partisi olarak her dönem seçime en hazırlıklı partiyiz. Bizim sandık görevlilerimizden müşahitlerimize, belediye meclis üyelerimizden okul temsilcilerimize kadar her şeyimiz aylar öncesinden hazır. Biz masaya elimiz dolu ancak her türlü önyargıdan uzak ve fedakarlığa hazır olarak oturduk. Ama dediğim gibi netice bu oldu. “Allah her şeyi hakkı ile bilendir” diyip yolumuza bakıyoruz.

Belediye meclis listenizden umutlu musunuz?

Saadet Partisi, ikna edilmişlerin değil inanmışların partisidir. Bizim ekibimiz inanmış isimlerden oluşuyor. Bunun yanı sıra prestij listesi de yapmıyoruz. Seçimi kazanmak ve kazandıktan sonra adaletle yönetmek için yola çıkıyoruz. Rahmetli Erbakan Hocamızın getirmeyi ümit ettiği “Adil Düzen” kavramının Karasu’ya taşınması adına yola çıktık. Belediye Meclis Listemizde olan isimleri gazeteniz yayınlandığında ilan etmiş olacağız. Şimdi isim zikretmeyelim. Ancak şu kadarını söyleyeyim ki, Karasu’nun 2029’e kadar olan geleceğini şekillendirecek, milletimizin beklentileri doğrultusunda kendini yetiştirmiş ve toplum nezdinde kabul görecek isimler listemizde yer alıyor. Karasu’nun tarımsal konuda ihtiyaçları var, ben tarım bölümü mezunuyum yine Karasu’nun en büyük sorunları arasında imar yer alıyor. Bizim kadromuzda mimar var, harita kadastro mühendisi arkadaşımız var. Makine mühendisinden hekime kadar her kademeden seçkin ismi bizim listemizde göreceksiniz. Karasu’nun önümüzdeki dönem neye ihtiyacı var derseniz o isim bizim listemizde var. Karasu’nun Saadet’in listesine, Karasu’nun Saadet’e ihtiyacı var.

Karasu’nun aksayan yönlerinin ne olduğunu sorabilir miyiz? Oğuzhan Coşkun geride kalan dönemde belediye başkanı olsa bugün ne farklı olurdu? Ya da yarın belediye başkanı olduğunda işe nereden başlar?

Karasu’nun aksamayan yönü var mı? Nereye baksanız bir memnuniyetsizlik görüyorsunuz. Vatandaşlara “kime oy vereceksiniz” diye sorduğumuzda önce mevcut başkana oy vermeyeceğini söylüyor. Geçen seçim meydanlarda Karasu’ya iktidar nimetlerinin geleceği konuşulmuştu. İktidar partisi gönül belediyeciliği söylemini sıkça kullanmıştı. Geride kalan beş yıllık süre içinde Karasu’ya bir tane bile yatırım gelmedi. Karasu’da bir tane bile devlet kurumu iyileşme sağlamadı. Fiziki olarak kazandırılan birkaç okul ve İlçe Emniyet Binası’nı saymazsak Karasu iktidar nimetlerinden hiç istifade etmedi. Kaldı ki binası yapılan Emniyet’in içinde polis memuru eksikliği, yine bu iktidar döneminde yapılan hastanemizde doktor eksikliği biliniyor. Keşke bina yapmak yerine kadro verseydiniz de Karasu’da insanlar hizmet alsaydı. Gönül belediyeciliği kavramına hiç girmiyorum. O konuda sokaktaki vatandaşı dinlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Oğuzhan Coşkun geçen dönem belediye başkanı olsaydı bir kere bu sokakta hissedilirdi. Sokaktaki vatandaş daha iyi hizmet alırdı da… eğer hizmette aksama olursa bunun imkansızlıktan olduğunu bilirdi. Güler yüzden nasibini alırdı. Biz elimizde olmayan imkanları insanlarımıza anlatır, onlarla birlikte çözüm arardık. Oğuzhan Coşkun belediye başkanı olsaydı bu kadar kavga olmazdı bu ilçede. Bu kadar insana haciz gönderilmez, araçlar yollarda bağlanmazdı. Biz 31 Mart Yerel Seçimlerinden Allah’ın izni ile belediye başkanı olarak çıkarsak Oğuzhan Coşkun kazanmayacak. Karasu kazanacak. Nereden başlayacağımız konusunda meydanlarda çok konuşacağız. Ama gözle görünen yol sorunundan başlayacağımızı söyleyebilirim. Beş yıllık görev süremizi tamamladığımızda vatandaşlarımızın yolla ilgili sorunu kalmayacağını sizin aracılığınızla ilan etmiş olayım.

Saadet Partisi’nin oy sayısı sizin belediyeyi kazanmanıza yetecek midir? Yoksa diğer kesimlerden de size teveccüh olacağını düşünüyor musunuz?

Birincisi belediye başkanının partisi olmaz. Biz bırakın seçilmeyi, aday olduğumuz gün rozetimizi çıkardık ve Saadet Partisi’nin değil Karasu’nun belediye başkanı olmaya talip olduğumuzu ifade ettik. Bizim seçmenimizin bizi koşulsuz destekleyeceğinden şüphemiz olmadığı gibi, diğer partililerin de şahsımıza ve partimize kolaylıkla oy vereceğini biliyoruz. Saadet Partisi her kesimden oy alabilir. Neden? Milli Görüş’ün temsilcisi olduğu için, bizim tabanımızı kendine kanalize eden Ak Parti seçmeninin ikinci adresi elbette Saadet Partisi olacaktır. Yine milliyetçi muhafazakar kesim Saadet Partisi’ne oy verirken eli titremeyecektir. Bize en zor oy vereceği düşünülen Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni ya da sosyal demokrat seçmen, son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bizimle birlikte hareket ettiğinde, bizimle ilgili önyargılarının yersiz olduğunu gördü. Sözümüze sadık kaldığımızı da gördü. Bu durumda Saadet Partisi olarak bu seçmenin gönlünü aldığımızı ifade edebilirim. Hatta bazı CHP’li seçmenler bize gelip, “Geçen seçimden dolayı size bir oy borcumuz oldu” şeklinde söylemde bulunuyor. Bu da sosyal demokrat seçmenin Saadet Partisi’ne oy verebileceğini gösteriyor. Özetle Karasu’da ittifakı biz yapamadık ama halk kendi ittifakını kuracak ve seçmenin adresi de Saadet olacak. Biz bunu sahada görmeye başladık.

Nasıl bir dil kullanacaksınız? Eleştirileriniz mi yoksa projeleriniz mi daha çok konuşulacak?

Biz Saadet Partisi olarak en temiz parti olarak sahadayız. Kurulduğumuz günden bu yana şerefimizle, onurumuzla sahada yer aldık. Hiç kimsenin Saadet Partisi’ne atabileceği iftira olmaz, olsa da karşılık bulmaz. Bizim de söylemekten çekineceğimiz bir şey olmaz. Ancak Saadet Partisi her dönem proje partisi olmuştur. Biz sahada eleştirmekten çekinmeyiz de… Seçim politikamızı eleştiri üzerine de kurmayız. Biz kendi projelerimizle, kendimizi anlatarak seçim propagandası yapacağız. Millet zaten yapılanları görüyor. Biz yapacaklarımızı anlatacağız.

Gelecek Partisi ile işbirliği yaptığınızı biliyoruz. Bunun dışında başka partilerin size desteği olacak mı?

Biraz önce de belirttiğimiz gibi biz halkın ittifakından yanayız. Gelecek Partisi İlçe Başkanımız Salim Direk ile başından bu yana çok uyumlu çalıştık. İttifak oluşturmak amacıyla kurduğumuz masada da aynı dili konuştuğumuzu fark ettik. Neticesinde de o masadan ittifak ile çıkan bir ikimiz olduk. Bu birlikteliğin seçim sonrasında da devam edeceğini söyleyebilirim. Salim Kardeşimiz de hem ailesi hem siyasi ve ticari geçmişi ile kabul gören bir isim. Bu noktada bizimle hareket etmesi de bize de güç katacaktır.

Peki Oğuzhan Coşkun isminin sahada karşılığı nasıl olacaktır?

Ben 25 yıldan bu yana esnaflık yapıyorum. İlçemizde bulunan 40 mahallede tanıdığım olmayan aile yoktur. Herkes de bizim ahlaki yapımızı, ticari anlayışımızı bilir. Zaten samimi davranmasan bu kadar uzun süre ticaretin içinde de kalamazdık. Bunun bir ölçüt olacağını düşünüyorum. Bizim müşterilerimiz arasında her siyasi görüşten seçmen olduğunu da düşünürsek bunların büyük bir kısmının gönlünde yer alacağımızı ve seçimde de bu seçmenlerin bizim lehimize oy kullanacağını söyleyebilirim. Adaylığımızı açıklamamızın ardından pek çok kalabalık aile temsilcisi de bize destek olacaklarını açıkça ifade etti. Partimize önyargısı olan pek çok seçmenin de şahsımızdan dolayı partimize oy vereceğini görüyoruz. Tüm bunları üst üste koyarsak, Oğuzhan Coşkun isminin sahada bir karşılığı olacağını, bunun da Karasu’ya Milli Görüş Belediyeciliğini getireceğini söyleyebiliriz.

Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

Başından bu yana ifade ettiğimiz gibi, biz defalarca darbe yemiş, defalarda kolu kanadı kırılmış ama her defasında yeniden başlayacak inanca sahip bir davanın temsilcileriyiz. İnandığımız bu yolda Allah’ın izni ile, bugüne kadar başardığımız gibi bugün de başaracağız. Çünkü bizim davamızda “ben” yok “biz” var. Bizim şahsi beklentimiz yok, bizimle hareket edenlerin de yok. Seçmenimizin beklediği samimiyet, adalet ve liyakat bizde mevcut. Tüm bunları seçmenlerimize doğru aktardığımızda halkımızın bizi tercih edeceğinden şüphemiz yok. Bu inanışla “Haydi Bismillah” dedik. Sonuçta da “Kazandık Elhamdülillah” demeye hazırlanıyoruz.