Lozan hezimettir
24 Temmuz…
Bir yabancının suç işlemesine rağmen, yargılama hakkımızın olmadığı, denizlerimizde yük ve yolcu taşıma hakkımızın elimizden alındığı, emperyalist devletlerin açık pazarı haline getirilmesi demek olan, “Kapitülasyonları”, vergileri toplayarak ülke maliyesini kontrolü altına almak demek olan “Duyunu umumiye’yi”, Hıristiyanlar dışında, Kürtlere, Lazlara,
Çerkezlere ve Alevilere de statü verilmek demek olan, “Azınlıklar sorunlarının” kökten çözüldüğü bağımsız bağlantısız yepyeni bir devletin tapusunun çıkarıldığı tarihtir 24 Temmuz 1923…
***
1914 yılında başlayıp, 1918 yılında sona eren ve 17 milyon insanın öldüğü, Birinci Dünya Savaşı, Rusya ve Almanya’nın yanında, Mondros Mütarekesinin imzalanmasına mahkum edilen Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle sona ermişti…
***
9 Eylül 1922 tarihiyle, makus talihini değiştiren Atatürk önderliğindeki Kuvayı Milliye anlayışının, emperyalist İngiliz’in taşeronu Yunana karşı, İzmir’deki zaferi, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Anlaşmasıyla kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk işareti oluyordu…
***
Muharebe meydanlarında, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla birlikte başlatılan bağımsızlık mücadelesi, yapılan devrimlerle taçlandırıldıktan sonra, tam bağımsız Türkiye’nin temellerinin atılacağı Lozan görüşmeleri, haklı ve dik duruş sergileyen, başta savaş meydanlarının galip komutanı, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda diplomatik yeteneğini ispatlamış İsmet İnönü ve önderliğindeki heyetin, 8,5 ay süren, zorlu görüşmeler sonrasında, misakı milli ile çizilen sınırların, bugünkü modern Türk Devleti’nin kuruluşunun, uluslararası alanda kabulüyle neticeleniyordu…
***
“Boğazlardaki milli egemenliğin, Musul vilayetinin elde edilememesi”, “Hatay’ın anavatan dışında kalması”, gibi eksikliklere rağmen, 1936’da. Montrö 1939’da Hatay’ın anavatana katılmasıyla, bu eksiklikler giderilmiş, küllerinden doğan, bugünkü hür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti doğmuştur…
***
20 Kasım 1922 tarihinde başlayan, çekişmeli ve zorlu mücadelelerle 8,5 ay süren görüşmelerde, “Ben Mondros Ateşkesinden değil, Anadolu’da yapılmış bağımsızlık savaşının askeri cephelerinden ve Mudanya Ateşkes Anlaşması’ndan geliyorum, Mondros beni ilgilendirmez” diyen İsmet İnönü’ye İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un verdiği; “(Cebini ve ABD delegesini işaret ederek) İstediğinizi aldınız, ama para bizde. Nasıl olsa geleceksiniz, yardım isteyeceksiniz. O zaman bugün kabul etmediklerinizi bir bir önünüze koyacağız” cevabı o gün “Gelirsek yaparsınız” olarak noktalanmıştı…
***
İşte, 24 Temmuz pazar günü, 99’ncu yıldönümünü kutladığımız bu büyük “Diplomatik Lozan Zaferi”, bu ülkenin tapusunu elimize veren kurucu liderlerimize, “İki ayyaş (!)” diyebilecek kadar zavallılaşan “Yeni padişahçılar”, “Halifeciler” ve “Onların destekçileri” tarafından, tüm dünya, “Lozan bir Zaferdir” demesine rağmen, “Lozan Bir Hezimettir!” demeleri ne kadar acı ve düşündürücü…
***
Son söz olarak;
“Lozan Bir Hezimet değil!”
İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sovyet Rusya, Bulgaristan, ABD gibi “Birleşik Cephe” olarak kurulan “Yedi Düvel devletlere” karşı, “Lozan (En büyük diplomatik) Bir zaferdir…”