Kendi değerimizi bilmiyoruz

Kendi değerimizi bilmiyoruz
“Kader gayrete aşıktır” sözü hayata karşı bakışımızı ve yaşadığımız her olumsuzluk durumunda pes etmememiz için bizleri motive ediyor olması lazım. Hani bir kaç söz daha var buna benzer “Zorlayınca olmaz, nasipse olur ama zorlamadan da nasip olmaz…”
İyi haftalar, sağlıklı haftalar.
Fay hattı ilçemizi teğet geçiyor. Sadece bizim ilçemizi değil tabi Karadeniz’in tüm kıyı şeridini teğet geçiyor. Ülkemizin en büyük felaketini yaşadık toparlanma sürecine başladık. Şunu açık ifade edeyim ben 99 Depremi’ni yaşamış biri olarak söylüyorum, yaklaşık bir yıl kendi imkanımız ile yaptığımız barakada yaşadık ve herkes o şekildi hayatını sürdürdü. 99 Depremi’nde gerçekten kendi yağımız ile kavrulduk.
Sakarya merkezde her gün ordaydım merkezdeki manzarayı da iyi biliyorum. Bu yaşadığım felakette depremde inanılmaz yardımlar ve katkı sağlandığına şahidiz eksikler var mıdır, yok mudur olabilir? Olmuştur bu kadar kapsamlı coğrafik bir alana yayılan depreme müdahale etmek hiç kolay bir operasyon değil.
Şükürler olsun üstesinden geldik, geleceğiz. Aksi bir şeyi tartışmak tartışmamız bir katkı vermez yaşanan acılara. 99 Depremi Kocaeli ve Sakarya’da kısmen Yalova yani ağırlıklı iki şehirde yaşandı.
Allah aşkına yapmayın bu gün dünyanın en zengin en gelişmiş ülkesinden örnek verecek olsak hangisi bu kadar kapsamlı bir yardım içerisinde bulunurdu hemen söyleyeyim hiçbiri. Ev yapılana kadar kira yardımı yapıyor kardeşim eşya yardımına kadar kalem kalem yapılanları yapılacakları “yok” demek, görmemek hakkaniyeten uzak olduğunu düşünüyorum. Hakkı şad olanlar herkesi sadan bilir. Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil. Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir gibi bir moddayım sizin anlayacağınız.
Neyse biz yine dönelim fay hattına. Şimdi İstanbul son bir haftadır deprem için ne yapılabilir nasıl hazırlanılmalı gibi eksende programlar yapılıyor.
Zaten özelikle asgari ücret ve buna yakın çalışan kesim yavaş yavaş çıkıyor bu çıkış deprem ile alakalı değil. Tabi ki tamamen maddi İstanbul’da yaşamaktansa aynı para ile Anadolu’nun bir kentinde yaşamak çok daha ucuza mâl oluyor.
Bir de bir dünya ekstrası var, trafiği var, asayişi var… Düğün dernekte İstanbul’dan çıkmak bile sorun onun için karasuya son yıllarda büyük göç var farkında mıyız bilmiyorum.
Bir de bunun üstüne fay hattı biraz teğet geçmesi bal kaymak olduğunu düşünüyorum. Toparlayacak olursak şunu üstüne basa basa bir kez daha söyleyeyim; her geçen gün nüfusun etnik yapısı değişecektir. Bu değişim yaşanırken bizler kendi öz evladımıza Karasulu her kimse sahip çıkıp bir yerlerde olmasına müsaade ve yardım etmeliyiz. Yardım bile etmiyorsak köstek olmamalıyız, en azından.
Ama son yıllarda bize ne olduysa oldu maalesef “Karasu dayanışması” diye bir şey yok. Hiç bir yerde lobi faaliyeti sürdürecek insanımız yok denilecek kadar az. “Niye yok” sorusuna sadece benim tek başıma arayacağım bir cevap değil.
Kendinize iyi bakın.