Köşe Yazıları

Kenan Tiryaki, “Ölmüşüz Ağlayanımız Yok”

Ölmüşüz ağlayanımız yok

Bu ülkenin alın teri ile kazanılmış ve son kuruşuna kadar, analarımızın ak sütü kadar helal olan paralarımız bakın kimlerin cebine giriyor.
Yasal prosedür ve yasal sözleşmelerle hem de.
Yani, kimse silah zoru ile bu paraları bizden gasp etmiyor. Günahını almayayım zaten çok günahımız var ama birileri bu zemini hazırlarken ve göz yumarken, o arada kimler neler ve ne çıkarlar sağlıyor tanrı biliyor.
Nasıl olsa kimse bunu görmez bilmez ortaya çıkaramaz sanıyorlar ama görevini sonuna kadar yapıp en son aşamada gerekli mercilere ileten kurumlarımız var ama bir yere kadar işte…
Bu yazacağım konu buz dağının sadece görünen yüzü. Sadece futbol konu olduğunda çok çok büyük bir rantın kendilerine nasıl sağladıklarının acı ama gerçek bir hikayesi. Ben sadece konularında uzman olan kişilerin anlattıkları yazdıkları çizdikleri ve iddia! Ettikleri olayları araştırıp sadece bir tanesi yazıyorum.
Bir süredir futbol maçlarının yayın ihaleleri gündemde ya.
TRT, Türk takımlarının UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konferans Ligi maçlarının yayın haklarını aldı ve Türk takımlarının maçlarını üç sezon boyunca şifresiz olarak TRT 1 ve TRT Spor da yayımlayacak.
Olması gereken buydu… “TRT bu parayı nereden veriyor?” diyenler gördüm. TRT’nin saçma sapan yapımlara ne paralar verdiğini defalarca yazdık. Ağzınız açık kalmadıysa şaşarım valla. O yüzden toplumun geneline yönelik kamu yayıncılığı yapmak en azından boğulan vatandaşları biraz rahatlatır. Sanırım bu ay sonuna kadar ihale süreci tamamlanacak.
Ben ihaleyi kimin kazanacağından ziyade, Türk futbol kulüplerine en fazla maddi desteği ve Türk futbol taraftarına kimin ücretsiz hizmet vereceğini önemsiyorum. TRT yapacağı sponsorluk anlaşmaları ile konuşulan rakamları çok rahat şekilde karşılar, hatta kâra bile geçer.
O dönemlerde uzun yıllardır futbol maçlarını Katarlı iş insanı Nasır el Halifi’nin sahibi olduğu beIN Media Group LLC. Yayın hakları Cine5, Teleon derken 2000-2001 sezonunun devre arasında yapılan ihaleyi yıllık 165 milyon dolarlık teklifiyle kazanan Digitürk, beş sezon boyunca lig maçlarını yayımlama hakkını elde etti ve maçlar LigTV’de yayımlanmaya başladı.
Daha önce yazılarımda belirtmiştim, BeinSport, Türk futbolunun sırtından yıllardır para kazanıyor diye.
Anlatmakta yarar var…
Sayıştay’ın denetim raporu bütün her şeyi çıplaklığı ile ortaya koyuyor aslında.
TMSF, Çukurova Grubu’ndan 455 milyon dolarlık alacağını tahsil etmek amacıyla gruba bağlı Digiturk dahil 10 şirkete 2013’te el koydu. Katarlı iş insanı Nasır el Halifi’nin şirketi beIN Media Group ile 30 Haziran 2015 tarihinde hisse alım sözleşmesi yaptı.
Digiturk’e nihai satış bedeli 1 milyar 108 milyon 799 bin dolardan 937 milyon 799 bin dolara düştü. Digiturk’ün o dönemde yabancı ortakları vardı ve satıştan TMSF’ye kalacak pay azami 292 milyon199 bin dolar, Yani o günkü kur ile (2.91 TL) 850 milyon Türk Lirası.
Bu noktada bir şey oldu… beIN Medıa Group, fona ödeyeceği birinci taksit olan 153 milyon 479 bin dolardan Digitürk’ün geçmişe ait ödenmemiş vergi benzeri mali yükümlülüklerini gerekçe göstererek 44 milyon 578 bin dolarlık kısmını kesti. İkinci taksit olan 138 milyon 719 bin dolarlık tutarda da yine aynı vergi ve benzeri mali yükümlülükler nedeniyle 30 milyon 917 bin dolarlık kesintiye gitti. Ne hikmetse TMSF de buna itiraz etmedi.
Sayıştay’dan kaçamadılar. TMSF’ye “Bu kesinti neden yapıldı? Hangi belgeye göre? Bana ibraz et” diye sordu. Ancak TMSF yanıt vermedi. Sayıştay hala sormaya devam ediyor.
Süper Lig isim hakkının üçüncü kişilere satılması durumunda fona kalması gereken 1 milyon 526 bin dolar daha reklam gelirlerinde de kesinti olmuş. Etti mi sana 77 milyon dolar!
Digitürk Katarlılara satılırken 135 milyon dolar sözleşme günündeki kur ile 399 milyon TL’lik Özel İletişim Vergi, borcu olduğunu belirtmiş. Bu borcun da alıcı tarafından ödeneceği sözleşmeye yazılmış. Bein Media borcu ödememiş,22 milyon TL de faiz işlemiş. Böylece borç çıkmış 422 milyon TL’ye. Vergi affı çıkınca soluğu vergi dairesinde almış şirket.
422 milyon TL olan borç düşmüş 258 milyon TL’ye. TMSF’ye de borcu ödedim diye dekontları sunmuş şirket. Ne kadar ödemişti 258 milyon TL değil mi? TMSF’ye olan ödemeden de kesilmesi gereken rakamın bu olması lazım.
Uyanık şirket ne yapmış bakın, Ödediği rakamı değil sözleşmede belirtilen 399 milyon TL borç tutarını kesmiş! 399 milyon TL’lik Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) borcunu ödemiyor, faizi ile 422 milyon TL oluyor. Vergi affından yararlanıp 258 milyon TL ödüyor ve 164 milyon TL kâr elde ediyor. Bu yetmiyor sözleşme rakamı kapandı diye TMSF’den 141 milyon TL de fazla kesiyor. Yani buradan da o günkü kur ile 52 milyon dolar kesiyor.
Etti mi size toplam 129 milyon dolar.
Sayıştay diyor ki: “Fon payından fazla kesilen 141 milyon TL’yi Bein Sports’tan alın.”
Alındı mı alınmadı mı herkes kapı duvar. Sayıştay bir daha bu konuyu bulguları arasına almamış. TMSF de zaten sus pus bu sorulara cevap vermiyor.
TMSF borcuna karşılık satıştan ne kadar alacaktı?
292 milyon 199 bin dolar…
Bein Sports ne kadar tutar kesti: 129 milyon dolar.
Elde ne kaldı? 163 milyon dolar.
TMSF şayet bu koşullarla o gün ihaleye çıkmış olsaydı sizce kaç kişi ihaleye girerdi? Her şeyi geçtik, bugünkü ihaleye Katarlılar hangi yüzle girebiliyor? Onlara bu zemini hazırlayanların hiç mi yüzleri kızarmıyor diyeceğim ama mevzu KATAR olunca bizim yöneticilerimiz için akan sular duruyor.
Sözün özü bu güzelim ülke insanın kör bir kuruşa ihtiyacı olduğu zor ekonomik koşullardan geçerken, diğer tarafta kendine yahut bir zümreye menfaat ve çıkar sağlayan sağlayana.
Sahipsiz memleket diyeceğim, ister bana kızın isterseniz başka bir şey deyin. Gerçekten bu memleket sahipsiz, sahip çıkması gerekenler ise duyarsız, muhalefet derseniz ölmüşler ağlayanları yok tıpkı ülkenin bu günkü ve son hali gibi.
Çok değil, inanılmaz derecede üzgünüm ama elimden yazmanın dışında bir şey gelmiyor maalesef.
Sağlık ve esenlik dileklerimle.