Köşe Yazıları

Kenan Tiryaki, “Hızlı koşan atın”

TFF’de yeni dönem, yeni kurallar ile kendini göstermeye başladı. İbrahim Hacıosmanoğlu’nun ilk hamlesi göreve gelir gelmez yabancı oyuncu kuralında önemli bir değişiklik yaptı. Ve haliyle bu hamle, Türk futbolunda tartışmaların merkezine oturdu.
Peki yeni yabancı kuralı: Değişiklikler neler getiriyor?
Yeni yönetimde alınan kararla, Süper Lig’deki yabancı oyuncu sayısında ciddi bir artışa gidildi.
A Takım Listesindeki futbolcu sayısı 26’dan 28’e çıkarılırken, bu listeye yazılabilecek Türkiye A Milli Takımı’nda oynama uygunluğu olmayan futbolcu sayısı 14 olarak belirlendi. Maç kadrosunda ise 12 yabancı futbolcu yer alabilecek. Bu düzenleme, kulüplerin kadro planlamasında ve maç stratejilerinde büyük değişikliklere yol açacak.
Yani işin özü şu değerli okuyucular
Sahada ilk on birde on bir yabancı oyuncu yer alabilecek.
Değişikliğin olası sonuçları:
Bu yeni düzenleme, iyi anlam da Türk futbolunda bir kaç önemli sonucu beraberinde getirebilir.
Rekabetin artırabilir tabi kasasında parası, daha doğrusu yeterli avrosu ve doları varsa. Kalitesiz yabancı oyuncu sayısının artması değil de. Sadece Süper Lig’deki rekabeti kızıştırabilecek. Kaliteli yabancı oyuncuların sayısı artarsa, ligdeki maçların seviyesi yükselebilir ve bu da seyir zevkini artırabilir.
Gelelim işin gerçek yüzüne… Genç Türk oyuncuların gelişimi, yabancı oyuncu sayısının artması ile genç Türk oyuncuların forma şansı bulmasını zorlaşacak. Bu durum, yerli futbolcuların gelişimini olumsuz yönde etkileyecek ve Milli Takım için yetenek havuzunun daralmasına yol açacak.
Yabancı oyuncular genellikle daha yüksek maliyetlerle transfer ediliyor. Bu durum, kulüplerin bütçelerin de önemli bir yük oluşturacak. Özellikle mali sıkıntılar yaşayan kulüpler için bu durum çok daha büyük risk teşkil edecek. Tam tersine sadece küme düşmemeye oynayacak ve kaderine razı olacak.
Yerli oyuncuların az forma şansı bulması, Milli Takım’ın performansını olumsuz etkileyecek. Milli Takım’ın uzun vadede başarı elde etmesi, yerli oyuncuların gelişimi ve tecrübe kazanmalarıyla doğrudan ilişkilidir bu herkesin malumudur zaten.
Bu tür köklü değişiklikler, taraftarlar arasında da farklı tepkilere yol açacak. Kimi taraftarlar, yabancı oyuncuların artmasının ligi daha çekici hale getireceğini düşünürken, kimileri de yerli oyuncuların az şans bulmasından dolayı bu duruma tepki gösterecek.
Peki yeni başkanın vizyonu ve gelecek planları başka neler mi dersiniz?
İbrahim Hacıosmanoğlu bu değişikliği, futbolu daha rekabetçi hale getirme vizyonunun bir parçası diye düşünüyor. Ancak, bu vizyonun başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek. Kulüplerin ve futbolseverlerin bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacağı ve bu değişikliklerin uzun vadeli etkileri merak konusu olmaya devam ediyor.
Peki başka ne değişecek dersiniz?
TFF’nin yeni başkanlığına seçilen İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetiminin, 1. Lig, 2.Lig ve 3.Lig’e verilecek desteğin ciddi şekilde artacağını beyan etmişlerdi.
Hayata geçmesi halinde 1.Lig kulüplerine verilen yıllık 12 milyon TL olan destek 70 milyon TL’ye, 2.Lig kulüplerine verilen yıllık 3 milyon TL olan destek 20 milyon TL’ye, 3.Lig kulüplerine verilen yıllık 2 milyon TL olan destek 15 milyon TL’ye yükseltmeye hazırlanıyor
Yıllarını bu ülkenin futboluna ve gençliğine adamış, Bir spor uzmanı olarak, bu destek açıklamalarını çok ama çok yanlış buluyorum.
Türk Futbolunun kurtuluşu kulüplerin A takımlarına para aktararak değil ülke antrenörlerinin gelişimi için makul fiyatlar ile gerekirse ücretsiz üst düzey eğitimler vermek. Bu paralar eğer verilecekse A takım için değil altyapıya harcanması şartı ile vermek. Altyapılara tesisler kazandırmak. Antrenör kurs ücretlerini fahiş fiyatlardan, olması gereken fiyatlara çekmek, futbolu siyasetten arındırmak, yayın gelirlerini adil dağıtmak, bireysel antrenmanlardan, futbol okullarına kadar bütün futbol kulüplerini ciddi bir şekilde denetlemek, Milli Eğitim Bakanlığı ile istişarede bulunup ikili öğretimden tekli öğretime geçmek, (Böylelikle hem sahalar daha verimli kullanılacak, hem de çocuklar akşam geç saatlerde idman yapmak zorunda kalmayacak)Bal Statüsünü bir önce değiştirerek ancak ve ancak Türk futboluna bu şekilde katkı sağlamış olursunuz.
Bakın başkanın alt liglere vaat ettiği para ile 88 milyon TL. Bu para ile onlarca saha yapılır bence. Bu gün onlarca profesyonel kulübün altyapı ihtiyaçlarını veliler kendi aralarında topladıkları paralar ile hallediyorlar. Bunu yeni başkan bilmiyor mu, biliyor elbette.
Şayet biri profesyonel kulübün yönetimine talip ise bir başkan ve ekibi bütün bu giderleri göze alarak gelmeli kulübün başına.
Bakıyorsunuz kulüp milyonlarca TL borçlandırılmış ama ortada yönetici yok.
Kendi sahası olanlar dışında amatör takımlar antrenman yapacak saha bulamıyor.8 -10 takım aynı sahada haftada 2-3 gün yarım sahada idman yapmak zorunda kalıyor. Çoğu kulüp akşam 21.00’den sonra idman yapmak zorunda kalıyor.
21.00’de başlayan idman, 23.00’te bitse bu çocukların eve gitmesi gece 12-01.
Bu ülkede futbol adına kimin ne yaptığı belli değil. Düzeleceği de yok! Yeni başkan kimseye şirin görünmek için ben bu göreve talip olmadım dedi ama daha ilk uygulamalarında bırakın şirin görünmeyi, yağcılıktan da öteye geçti.
Türkiye Futbol Federasyonu, Milli Eğitim Bakanlığı, Belediyeler, Tüfad ve kulüpler ile birlikte oluşturacakları yol haritası ile emin olun ülke futbolunu, dünyada ilk besin içerisine sokarlar.
Tabi bunu körler sağırlar birbirini ağırlar şeklinde değil planlı programlı bir şekilde liyakat sahibi kadrolar ile yapabilirler.
İnşallah o günleri görmeyi nasip eder yüce Tanrı ama bu sistemle çok zor hatta imkansız gibi.
Bekleyip göreceğiz.
Sağlık ve esenlikle…