Kardeşimi kaybettim
Çarşamba gecesi, Engin Abi ile İstanbul’dan dönüş yolundayız. Koray Çakan, “Trafik kazası olmuş. Mehmet Başkan ölmüş diyorlar. Doğru mu” diyordu.
Engin Abi ile buz kestik bir anda. Hemen sağı solu aramaya başladık. Aradıklarımızın hepsi ne yazık ki acı haberi doğruluyordu.
Her ölüm acıdır ve hepsi zamansızdır şüphesiz. Ama bir tesellisi olur. “Hastaydı” dersiniz, “Yaşlıydı” dersiniz. “Çekmedi en azından” dersiniz.
Mehmet için bunların hiçbirini söyleme imkanımız yok ne yazık ki! Ömrünün baharında, hastalığı olmayan, minnacık çocukları olmuş bir adam…
Teselli bulacak dal arıyor insan o anda. Ama yok ki!
Hastaneye vardığımızda Hasan Abi’yi gördüm. Sarılsam ne diyeceğim ki!
Kazanın oluş şeklinden falan bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Detay öğrendikçe canımızın acısı arttı.
Gerisini biliyorsunuz zaten.
Cenazeye gelen kalabalık ve cami avlusunda yankılanan “İyi bilirdik” bağırmaları aklımda sadece.
Ölümün vakti yok şüphesiz. Erkeni, geçi de yok!
Ama bu acının da tesellisi bende yok.
Allah rahmet eylesin kardeşim.
VAKALAR SESSİZ SEDASIZ ARTIYOR
Koronavirüs ile ilgili alınan önlemler tamamen ortadan kalktı. Hayat normale döndü. Ancak yaz aylarının gelmesi ile birlikte virüs ciddi bir yayılma gösterdi. Karasu’ya yazlıkçı olarak gelip test verenlerin çok büyük bir kısmı pozitif.
Bunun yanında ilçede yerleşik olanların da hızla virüse teslim olduğunu görüyoruz. Yakın çevremizde son bir haftada 7-8 kişinin testinin pozitif çıktığını öğrendik. Bunlar arasında CHP İlçe Başkanı da var.
Her ne kadar ölümcül etkisini yitirse de koronavirüs tehdidinin devam ettiğini göz ardı etmemek lazım.
Özellikle sosyal mesafe ve hijyen kurallarına harfiyen uymak gerekiyor.
Sû uyuyor da virüs uyumuyor.
ÜÇ DAKİKALIK HABERİN GAZETEDEKİ YERİ
Karasu ve Kocaali’de zaman zaman deniz dalgalı oluyor. Bu durumda da yetkili kurumlar duruma müdahale edip vatandaşları denize girmemeleri yönünde uyarıyor.
Dakikalar içinde konu yayılıyor ve ulusal yayın yapan kurumlar “Karasu’da denize girmek yasaklandı” veya “O ilçelerde denize girmek yasak” başlıkları ile okuyucularına duyuyor. Sanki bu bir veba salgınıymış gibi…
Buraya kadarı normal de… Ertesi gün yayınlanan gazeteler de aynı haberi kullanıyor. Gazetenin yayınlandığı gün zaten deniz durulmuş oluyor ve uyarının bir hükmü kalmıyor. Peki akıllarda ne kalıyor?
“O ilçede denize girmek yasaklandı…”
DEDİKODU VE KADINA ŞİDDET
Karasu’da bir kişinin market içinde bir kadına şiddet uyguladığı görüntüler ülke gündemine yansıdı. Karasu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri olaya hızlıca müdahale etti ve zanlıyı göz altına aldı. Adli süreç devam ederken pek çok kişi de dedikodu mekanizmasının işlemesine yardımcı oldu.
Adli kısmı yargının bileceği iş.
Biz insani tarafından bakmak durumundayız.
Bir kadına şiddet uygulayamazsın!
Bir çocuğa şiddet uygulayamazsın!
Bir yaşlıya şiddet uygulayamazsın!
İşin özeti şu:
Şiddet uygulayamazsın…
İHBAR ETMEYİN SİZ
Esrar sezonu açıldı. Hasat mevsimi geldi. Hal böyle olunca Karasu İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekipler de sahadaki yerini aldı.
Şu ana kadar yapılan baskınlarda ele geçirilen esrarın piyasa ederini yazsak dudağınız uçuklar.
Şu ana kadar yakalanan esrar piyasaya sürülmüş olsaydı belki de binlerce kişinin zehirlenmesine neden olacaktı.
Gelinen noktada gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla bu girişim engelledi de…
Köyünde-mahallesinde esrar ekildiğini bildiği halde sesini çıkarmayan, durumu ilgili makamlara bildirmeyenler ne olacak? Bu esrar piyasaya sürüldüğünde onların çocukları da tehdit altında olmayacak mı?
Zehir tacirlerinin ilgili makamlara bildirilmesini ispiyonculuk olarak mı görüyorsunuz yoksa?
İhbar etmekten çekindiğiniz sürece bu işi yapanlar daha da cesaret bulacaktır. Onlar sizin çocuklarınızı, geleceğinizi tehdit edecek ama siz onları ihbar etmekten imtina edeceksiniz öyle mi?
Unutulmamalıdır ki, namusluların korkak olduğu yerde namussuzlar itibar görür.
İŞ TAKİPÇİLİĞİNİ BIRAKIN LÜTFEN
Bir devlet dairesinde çalışıyorsunuz. Diyelim ki size bir vatandaş geldi ve fotokopi çektirmesi lazım. Bunu da dışarıda çektirmesi gerekiyor. Siz “Bizim biradere git, şu karşıda dükkanı var” derseniz ahlaksız olursunuz.
“Ben burada şahsıma bir fotokopi makinesi koydum” aşamasına varmışsanız sizi tanımlayacak kelime kalmaz.
Bu küçük örneği neden verdiğimi sorarsanız, buna benzer pek çok örneğe gözümle kulağımla şahit oluyorum.
Pek çok kurumda bu işlerin yapılması artık sır bile değil.
Aldığınız maaş size yetmiyorsa ayrılın işinizden bağımsız işinizi yapın. Ama devlet dairesinde çalışırken, devletin imkanlarını kullanarak birilerine veya kendinize avantaj sağlamayın.
Çoluk çocuğunuza haram yedirmeyin…
OKUSAK MI OKUMASAK MI
Karasu Şehit Üsteğmen İbrahim Abanoz Lisesi’nde okuyoruz. Sıra arkadaşlarımdan biri Mustafa Ekşi diğeri Kenan İlhan.
Ben okumaya devam ettim onlar ticarete yöneldiler.
Sonuçta bu ticarete giren arkadaşların maşallahı var. Biz de durumumuzdan şikayetçi değiliz. Hamdolsun da…
Üniversite sınav sonuçlarının geldiği ve tercihlerin başladığı şu mübarek günlerde çocuklarınızın başarılı olup olmaması puanlara bağlı değil.
Kadere bağlı…