Kağıttan yıldız oyuncu yapmak

“Üç yıldız…” ve sistemsizlik, yanlış yapılan hesaplar, kitaplar yüzünden giderek Avrupa’da yok olma sürecini yaşayan Türk futbolu.
Aslında son yıllar da Türk futbolunu kendine getirecek düzeyde birçok yıldız adayı ortaya çıktı. Peki diyeceksiniz ki hocam çıktıda ne oldu? Vallahi böyle düşünüyorsanız sizlere dünyalar kadar katılıyorum ve bir kere daha kendi kendime diyorum ki çıktıda ne oldu?
Bakın neler oldu! Tabi bu “bakın neler oldu” iyi ve gelişim anlamında değil.
Bu, bu olanların en önemlilerinden biri, benim doğmadan kaybolup giden üç yıldız diye nitelediğim isimlerdir. Kimler mi onlar? Hemen yazıyorum adlarını… Emirhan İlkhan, Arda Güler ve Kerem Aktürkoğlu.
Bu saydığım isimler son yıllarda Türk futbolunun altyapısından bileklerinin ve ayaklarının hakkıyla A takımlarına kadar çıkan futbolcular.
Peki, hocam mevzu ne diye içinizden merak ettiğinize eminim. Konu şu, bu oyuncuların içlerinde en akıllısı Emirhan…
Neden biliyor musunuz? Çünkü Torino da oynamayı seçti, yani bir bakıma istikbalini seçti…
Eminim ki Emirhan, o yaşta Türk futbolunun sadece bir zümrenin rant kapısı olduğunu anladığından dolayı Torino’yu tercih etti. Hiç değilse gideyim hem hayatı mı hem futbolu mu kurtarayım diye düşündü bundan eminim.
Türk futboluna şöyle bir kaç dakikanızı ayırarak dikkat kesilin. Şunu göreceksiniz, yıllardır hep aynı insanlar, aynı yöneticiler aynı başkanlar, aynı emek hırsızı menajerler, aynı futbolcular, aynı hocalar, aynı gazeteciler, aynı yorumcular gibi gibi…
Yani Türk futbolunu ellerine almış, rant kapısı haline dönüştürmüş bir avuç kişiler…
Sistem onların, düzen onların… Evirip, çevirip Türk futbolunu geleceği ile topaç çevirir gibi döndürüp döndürüp oynuyorlar.
Fazla teferruata gerek var mı zaten olanı biteni az buçuk biliyorsunuz…
Gelelim Kerem Aktürkoğlu’na bu saatten sonra alt kategori liglerine gider ve futbol hayatına güç bela orada devam eder. Kerem’i bitirdiler, yukarda saydığım emek hırsızları…
Yazık oldu bana göre. Çünkü Kerem’in futbol mantalitesi bitik görülüyor, hem fizik olarak, hem teknik olarak. Geçtiğimiz sezonu hatırlayın, teknik olarak geçen yılın en yıldız oyuncusu oydu. Peki, ne oldu Kerem’e ne oldu ki geçen yılki performansının onda biri yok ve onda birinin de çok çok altında.
Emin olun daha da acısını yazayım, böyle giderse Kerem Aktürkoğlu yakında PTT 1 Lig’de oynar.
Nedeni görsel ve yazılı basınımızın futbol lobisi, geçtiğimiz yıl Kerem’i gökteki yıldızlar gibi lanse ettiler yani şişirdiler şişirdiler ve suni olarak şişen balon bu sezon daha ilk haftalarda patladı maalesef.
O gün görsel medyamızın ve yazılı basınımızın işlerine öyle geliyordu.
Peki, ne duruma geldik, elimizde kala kala şimdilik bir tek Arda Güler kaldı.
Arda Güler de tam gelişim ve olgunlaşma göstereceği döneme girip ilk on birde oynama kıvamına gelince Fenerbahçe yeniden bir gardiyanlar takıma dönüştürüldü. Çünkü sistem ve düzenin çarklarına Arda çivi sokuyordu ve buna “Futbolun gardiyanları” izin veremezlerdi ve vermediler de…
Bu gardiyanların “üç büyükler diye nitelediği takımlar her sezon şampiyonluğa oynar, oynamalı da…” şeklin de çıkarcıların ve goygoycuların sloganı yüzünden bu çocuklar yok olup gidiyorlar göz göre göre.
Sonrasını zaten biliyorsunuz, biliyoruz Türk futbolu dünya ve Avrupa’da yok.
Medyamız, basınımız ve bu goygoycular yüzünden bu çocuklarımız tam gerçek futbol yıldızı olacakları yerde maalesef “Kağıttan yıldız“a dönüştürüldüler.
İşte onların tamda istedikleri bu altyapıdan futbolcu gelmesin ki hem Türk futbolu ölsün hem de kendi pazarlayacakları çöplük haline gelmiş oyuncuları transfer ettirip para kazansınlar. Şu transfer tahtasının kapalı olması onların hiç hoşuna gitmiyor elbette. Niye?
Niye olacak gardiyan oyuncu transfer edemiyorlar da o yüzden.
Aynı şeyleri yıllarca yaşadık durduk. Anlayış ve futbolda kalkınma şu olmalı. Kendi alt yapıdan oyuncuları yukarı çıkar oynat ve yanlarına bir kaç kaliteli oyuncu transfer et ligde kal, bir en geç iki sezon sonra istediğin hedefe oyna. Ha bu arada küme düşersen düş kardeşim kaybedeceğin en fazla bir yıl olur. Ama takımının geleceğini kurtarırsın. Ve tabi ki daha güçlü, daha ekonomik, daha planlı, daha kurumsal olursun.
Haaa ama ben Kenan Hoca yıllardır yazıp çiziyorum ama biliyorum ki yazdıklarımın karşılığı yok…
Ülkemiz de slogan şu “Başkan tahtayı çabuk aç!”
Kime hizmet ettiklerini bilmeden yırtınıp duruyorlar… Bu insanlar sistemi kuranların sistemine uygun olması için çabalıyorlar sadece. Ve değerli okuyucular herkes eline makası, kağıdı almış, kağıttan yıldız yapmayı ve sadece palyatif başarı bekliyorlar…
Biz mi? Bizde boşa kürek (pardon) kalem sallayıp duruyoruz…
Kalın sağlıcakla selam ve dua ile…