Köşe Yazıları

Işık tutmaya devam

 

Günümüzün en büyük hastalığı ya da çözümsüzlüğün ana kaynağı iletişimsizlik, bir başka deyimle diyalog eksikliği veya zaafı.

Her alan da bu eksikliği yaşıyoruz.

Bananecilik, astığım astık kestiğim kestik yahut benim dediğim olur gibi gibi örnekler çoğaltılarak verilebilir.

Oysa şöyle bir durum değerlendirmesi yapacak olursak. Ekip veya takım çalışması yapan şirketler yahut futbol kulüpleri, tek genel müdür, tek teknik direktör çalışma prensibinden kendilerini kurtardıklarından sonra alanlarında müthiş başarılar yakaladılar.

Her ne kadar bir şirketin yahut bir takımın başında bir genel müdür veya bir teknik direktör bulunsa da, kendi alanlarında ona yakın yardımcı uzman personel ve yardımcı uzman antrenörler var.

Doğrusu da zaten bu. Dediğim dedikle benim dediğim olurla, her şeyi en iyi ben bilirim demekle bu işler yürümüyor artık. Kendi alanında uzman olmakta yetmez sürekli yeni bilgilerle kendimizi bilgilendirip ona göre pozisyon belirlemeliyiz. Çünkü bilginin sonu yok…

Günümüz dünyasında başarının en önemli anahtarlarından sadece biri ama nerede ise en önemlisi iletişimdir, yeni göreve gelmiş genç meslektaşlarım.

Ama nasıl iletişim!

Karşınızdaki oyuncular hangi yaşta olurlarsa olsunlar, önce insan olduklarını unutmayın, onların duygu ve düşüncelerine saygı göstererek, onları iyi tanıyıp anlayarak, hepsini ayrı bir değer olarak görüp, onlara içten, samimi, tebessüm ederek her hangi menfaat ve çıkar olmadan, için başka dışın başka durumu oluşturmadan, oyuncular ile kurulacak iletişim becerisi inanın her konuyu çözecektir.

İster çocuk, ister genç, ister yetişkin oyuncular olsunlar onlarla inatlaşmayın, tartışmaya girmeyin, çünkü tartışmayı asla kazanamazsınız unutmayın. Gençler ve çocuklar her şeyi araştırıyorlar, sorguluyorlar, bilgilerini yenileyerek o alanda teknoloji ile iletişim halindeler her anlarında.

Antrenör olarak oyuncular ile girilen tartışmada belki statünüzden dolayı oyuncu tartışmayı uzatmayacaktır, belki içinde fırtınalar koptuğu halde, onuru kırılacak ve susacaktır. Sizde tartışmayı kazandığınızı, oyuncuya üstünlük sağladığınızı sanacaksınız haliyle ama unutmayın aslında siz kaybetmişsinizdir. Bu size zor durumlar yaşatacak ve eninde sonun da bumerang gibi geri dönecektir.

Şimdi siz antrenör olarak karar verin, futbolun paydaşları olarak statülerin farklı olduğu bir işte, karşınızdaki oyuncular ile tartışırken onların düşüncelerine saygı göstermeden, yok sayarak, kendinizin zafer kazandığını sanarak mı grup dinamiği takımdaşlık oluşturacaksınız, yoksa çağdaş iletişim beceriniz ile oyuncuların sevgisini, saygısını kazanarak mı?

Karar sizlerin…

Bu alanda bir hayli, daha doğrusu çooook bir hayli bilgi birikimine sahip bir hocanız olarak, kulağınıza küpe olsun diye bu deneyim ve tecrübelerimin sadece bir devenin bir kaç tüyü kadar olanını sizlerle paylaştım.

Bu bilgi birikimimizi mezara götürmeye hiç niyetim yok. Gençlere ışık tutmaya devam edeceğim, gerçekler ve doğrular adına.

Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…