İçiniz rahat olsun
Yaklaşık bir buçuk yılı aşkın süredir sürekli gündemde olan ve birçok hararetli tartışmanın odak noktası haline gelen en önemli konulardan biriydi okullarda yüz yüze eğitimin yeniden başlaması meselesi. Bu dönemde içeriğini tam olarak bilemiyoruz ama belki aldıkları kararlardan dolayı belki de izlemek istedikleri yol haritalarından dolayı kurumsal anlamda bakan da dahil olmak üzere bir çok bürokratın görevinin değişmesine bile neden oldu. Zaten genel anlamda bakıldığı zaman da alınan karar veya izlenmesi için önerilen rota ne olursa olsun okulların yeniden açılması artık bir zaruret haline gelmişti. Milyonlarca gencimiz, çocuğumuz temel eğitimden ve okul disiplininden ciddi derecede kopmuş daha da asosyal hale gelmeye başlamıştı. Sonuç itibariyle geçtiğimiz Pazartesi günü onlar da aradan geçen bir buçuk yılı aşkın sürenin ardından yeniden sınıflarına, öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuştular.
Okuldan ve okul kokusundan uzak geçen bunca zamanın ardından hemen öyle birkaç gün içinde yeniden eski enerjilerine kavuşmaları zor olacak bunu herkes biliyor. Ama ben öğretmenlerimizin bu konuda daha hassas ve titiz davranacaklarından ve bu sürecin kolayca aşılacağından eminim. Bu vesile ile özlediğimiz eğitim öğretim yılının başta ülkemize ve milletimize, eğitim camiamıza ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Burada en büyük korkumuz elbette ülke genelinde hakim olan salgın durumunun okullarımıza da sirayet etmesi. Genel olarak belirli oranda bir yükseliş bekleniyor evet ama bunun en aza indirmek elbette alınan tedbirler sayesinde olacak ve hiç şüphesiz aşılama sayesinde.
Kocaali’mizde de toplam 21 eğitim kurumunda üç bine yakın öğrencimiz aylar süren ayrılığın ardından Pazartesi günü yeniden sıralarını ısıtmaya başladılar. Benim içim şu konuda rahat. Kocaali hem kurumsal hem de yoğunluk anlamında daha sakin ve daha az kapasiteye sahip olduğu için kontrol altında tutması diğer yerlere göre nispeten daha kolay olan bir ilçe o yüzden vaka yayılımı anlamında çok büyük bir sorun yaşayacağımızı sanmıyorum.
Tabi konu böyle olunca işin biraz daha detayını öğrenmek için milli eğitim müdürü Yalçın beyle görüşüp kendisini ziyaret ettim. Genel durum üzerine konuşma fırsatımız oldu. Öncelikle şunu söylemek durumundayım. Hani bizler veliler olarak okulu konuşuyor olmanın sevincini ve öğrencilerimiz, yeniden okul ve arkadaşlarına kavuşmanın sevincini yaşıyor ya emin olun eğitim camiası da en az onlar kadar mutlu. Yine ilginç olan bir şey var. Bildiğiniz gibi bizde okulların açıldığı ilk bir iki hafta tam fındık dönemine geldiği için çocuklar genelde büyük oranda okula gitmez. Okul nüfusu bir iki hafta gecikmeli olarak tam kapasiteye ulaşır. Yalçın bey diyor ki normal zamanda ilk bir iki gün okula uğrayan olmazdı. Biz Pazartesi günü yüzde 70’lerin üzerinde bir öğrenci sayısıyla ders başı yaptık. Bu okulun ne kadar özlendiğini bir göstergesi.
Yine Kocaali ölçeğinde nasıl bir uygulama yapıldığını ise sayın müdürümden öğrendim. Öncelikli olarak okulun giriş ve sınıflar başta olmak üzere her noktasında temizlik ve hijyen sıvılarının konulması, maskelerin hazır bulundurulması, okullarda öğrencileri kendilerini korumaya teşvik edici uyarıların sık sık yapılması ve bunları anlatan uyarı işaretlerinin bolca bulunması çok güzel.
Yine bizim için önemli olan bir diğer konu ise hiç şüphesiz öğretmenlerimizin kendi sağlık durumları. Bu konuda ise gerçekten memnuniyet verici bir durumu paylaşmak istiyorum. Kocaali’mizde görevde olan 245 öğretmenimiz var ve bunların 200 tanesi en az iki doz aşısını olmuş. Bu yüzde 80’in üzerinde bir orana tekabül ediyor. Diğerlerinin ise ikinci dozları şu günlerde tamamlanmak üzere. Bu demek oluyor ki yakın zamanda Kocaali’deki öğretmenlerimizin neredeyse tamamı en az iki doz aşısını olmuş olacak. Tabi okullara öğrenci ve okul personelinin dışında kimsenin alınmaması da çocuklarımız korumak açısından çok güzel bir karar.
Yine bu aşılama konusunda Yalçın bey güzel bir çalışmadan bahsetti. Toplum Sağlığı Merkezi ile iş birliği yaparak güzel bir çalışmayı başlatmışlar. Buna göre TSM’ye ait mobil aşılama aracı her gün dönüşümlü olarak bir okulu ziyaret ediyor ve öğretmen, hizmetli, öğrenci veya veli… kimliğine bakılmaksızın aşılama yapıyor. Bu sadece okul ile ilgili kişiler için değil herkes için geçerli. Yani okulla ilgisi olsun veya olmasın her vatandaş mobil araca gidip müracaat ederek, herhangi bir randevu şartı aramaksızın aşısını yaptırabiliyor. Bu toplumdaki aşılanma oranının artması açısında çok güzel ve verimli bir çalışma. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Bu konuda ne kadar hassa davrandığınızı biliyorum. Zira benim de bir çocuğum öğrenci. Ben de gazetecilik mesleğimden dolayı bu işleri yakinen takip ediyor olsam da içimde az da olsa bir şüphe vardı. Ama gidip Yalçın beyle işin teknik ve uygulama kısmını konuştuktan sonra o şüphe ortadan kalktı. Çocuğumu okuluna güvenle gönderebileceğimden artık eminim. Bu konuda sizlerin de emin olmasını ve eğitim idarecilerimize güvenmesini, alınan tedbirlere güvenmesini istiyorum. Benim ki rahat, sizin de içiniz rahat olsun… Sağlıkla kalın.