KarasuKocaaliKöşe Yazıları

Haklı olmanız sorunu çözer mi

Haklı olmanız sorunu çözer mi

 

Cumhur ittifakını temsil eden Ak Partili Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı ile MHP İlçe Başkanı Münir Ali Kara arasında geçtiğimiz hafta kamuoyu tarafından da ilgiyle takip edilen bir tartışma yaşandı.

Tartışmanın konusu İshak Sarı’nın Belediye Başkanı seçilmesi halinde kendi rızaları dışında hiçbir personelin belediyeden çıkarılmayacağı sözü vermesi.

MHP İlçe Başkanı Kara bu konuyu ilçemizde yeni faaliyete başlayan İnternet yayıncılığı yapan Artem TV’de bir soru üzerine gündeme getirmiş, işçilerin işten çıkarılmaması noktasında İshak Sarı’nın kendisine seçim öncesinde baş başa yaptığı görüşmede söz verdiğini belirtmişti.

Ocak ayı belediye meclis toplantısında aynı konuyu BBP Meclis Üyesi Mehmet Çatalbaş  Belediye Başkanı İshak Sarı’ya  sorunca  “Ben kimseye falan söz vermedim” açıklaması gelmişti.

Münir Ali Kara’nın iddiasına göre, ilk görüşmenin seçimden önce İshak Sarı’nın MHP İlçe Binası’nı ziyareti sırasında olduğunu  kendisini odasına davet ederek ‘tek talebinin özellikle asgari ücretle çalışan işçileri işten atmaması’ olduğunu ifade etmiş. Sarı da kendisine bu konuda söz vermiş. Söz vermeseymiş görevinden ayrılacağını da ifade etmiş.

“Sayın Kara’nın burada görevinden neden istifa edeceğini söylemiş olmasını pek çözemedim ama hadi neyse…”

Böyle bir konuşmanın şahidi var mı?

Kara’nın açıklamasına göre; “Birebir yaptıkları bu görüşmenin şahidi yok.”

Peki, aynı konuyla ilgili yapılan bir başka görüşmenin şahidi var mı? Varmış.

Kara onu da şöyle açıklıyor:

“26 Nisan 2019 Cuma günü (Tuzla Mahallesi girişinde) Saklı Bahçe’de bir araya geldiğimizde bu konuyu konuştuk. İshak Bey orada bu sözü verdiğini ancak ekonomik şartların buna müsaade etmediğini ve kendisine zaman vermem gerektiğini söyledi. Bu konuşmanın şahidi olanlar Sakarya Ülkü Ocakları Başkanımız Kadir Şentürk, Gelecek Partisi İl Başkanı Fatih Sevindik, Kurudere Muhtarı Hasan Emanet, dönemin Ak Parti İlçe Başkanı Hasan Yavuzyiğit, İshak Bey’in şoförü Cahit Küler ile İshak Bey’in Koruması Gökhan Bayrak da vardı.”

Haa, bak burası önemli!

Seçimden sonra da aynı konuyu konuşmuşlar.

Hem de AKP tarafı ile MHP tarafından da şahitler var.

Şimdi asıl mesele bu şahitleri bir araya getirip “kim haklı,kim haksız” olduğunu tespit etmeye kalıyor. Hem de kavga etmeden!

İşin ironisini bir tarafa bırakalım. Yahu arkadaş!

Aradan neredeyse 4 yıl geçmiş ve bu sürede 90 civarında personel kendi rızası dışında işten çıkarılmış. Sayın Sarı’nın “Belediye hayır kurumu değildir” sözüne rağmen bir okadar da belediyeye alım yapılmış.

Veee… nedense gereğini yapmamışsın!

Sayın Kara şöyle bir açıklama yapıyor:

“İshak Bey’e açık çağrımdır. Şahitlerin pek çoğu kendisinin yol arkadaşıdır. Doğruyu söylemekten imtina etmeseler de doğru söylemeleri durumunda İshak Bey ile araları açılabilir. Buyursun benimle birlikte Kur’an’a el basarak böyle bir söz vermediğini söylesin. Ben de aynı şekilde Kur’an’a el koyarak söylediğini söyleyeceğim. Bu dünyada halledemediğimiz bir sorun daha bu şekilde ahirete kalmış olur.”

Tamam da aradan bunca yıl geçmiş, konuşulanlar kayıt altına alınmamışsa insanın doğasında unutmak gibi bir durumu var. Dolayısıyla konuyu “Kur’ana el basarak” açıklığa kavuşturulması kime ne faydası olacak? Birinizden birinin haklı çıkması veya haksız çıkması işten çıkarılan onlarca personelin geri dönmesine bir katkısı olacak mı?

“Ayrıca şunu da hakkını vererek söyleyeyim:”

Bu konuyla ilgili Cumhur ittifakının bir parçası olan MHP ilçe başkanı Münir Ali Kara dertleniyor, kendini ateşe atıyor da diğer muhalefet partisi ilçe başkanları neden dertlenmiyor. Neden bu konunun üzerine gitmiyorlar? İşte burası düşündürücü!

Neyse; belki haberiniz yoktur. Bu konuyla ilgili bir tüyo vereyim:

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı “Büyükşehir belediyeleri de dahil kapının önüne konanları gördük. Onlar yasal düzenleme ile görevlerinin başına dönecek” demişti. Yasal düzenleme bütün belediyeleri kapsayacağı için bu konunun takipçisi olup

çıkarılan personelin geri dönüşleriyle ilgili bir girişimin öncülüğü yapılabilir. Bu tartışmalar da geride kalır.

Öyle Kur’ana el basamakla, istifayla, şahitleri bir araya getirmekle sorunun çözülmesi mümkün olabilir mi?

Sonuçta, işten çıkarılan 100’e yakın mağduriyet var. Sorun; bu mağduriyetlerin nasıl çözüleceğidir. Sizin haklı veya haklılığınız değil!