Gemisini yürüten kaptanlar
Size bir hikaye anlatacağım. Ama hikayelerde olduğu gibi kişiler ve olaylar hayal ürünü değil. Senin gibi benim gibi gerçek insanlar. An itibarı ile hepsi hayatta ve görevlerinin başlarındalar. Şimdi bu hikayenin sonu “onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine” ile bitmiyor. Gemisini yürüten kaptan deyimi ile bitiyor yani ve gökten de artık üç elma düşmüyor. Kimilerinin başına para, servet, aş, iş, beşinci maaş, kimilerinin başlarına ise imtiyazlar ve koca koca taş düşüyor maalesef. Ve bu hikayenin içeriğinin gizli öznesi de “iş bilenin kılıç kuşanın” dersi ile bitiyor.
Şimdi geçelim hikayemize. Bir varmış, yine bir varmış diyerek… Vah TFF’em vah. Vah ki ne vah…
Yıllar önce İtalya da temiz eller operasyonu yapılmış, taşlar yerine oturmuş ve ülkeleri refaha kavuşmuştu ya! Şimdi galiba sıra bize geldi… Bir çete liderinin inanılmaz iddiaları var. İftira ya da değil, doğru ya da yanlış buna karar verecek olan elbette yüce Türk adaleti ve Cumhuriyet savcılarıdır. Ama vatandaşın beklentisi, bir hukuk devleti olan ülkemiz de şeffaf bir şekil de olayların araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması, suçluların cezalandırılmasıdır. Olağan olanı budur. Ama dedim ya hangi taşı kaldırmaktan başlasın ki Cumhuriyet savcılarımız. Onlara da Allah yardım etsin vallahi işleri zor.
Bu kaldırılması, altın da ne var ne yok diye bakılması gereken taşlardan biri de futbol alanı ve tabi ki TFF…
Yani iddia da olsa, isnatta olsa, iftira da olsa TFF’nin uygulamaları ve kararları hakkın da birçok karanlık nokta var. Alınan, uygulanan, toplum vicdanın da çok büyük oran da rahatsızlık duyulan karar ve uygulamaların da incelenmesi, araştırılması gereken birçok konu var.
Şöyle ki “Allah söyletiyor” derler ya işte tam da o misal. Olaylar, vakalar konuyla ilgili kişiler tarafından, “ağızlarından kaçırma” şeklinde de olsa dillendiriliyor. Yani Allah söyletiyor.
2019-2020 sezonun da TFF, ligler de küme düşmeyi kaldırmıştı. O zaman kim başvurmuştu, kimler siyasilere, TFF’ye ve yönetimine baskı yapmıştı, kimler bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır diyerek, o kahvenin hatırına küme düşmeyi kaldırmıştı bilinmiyordu. O yüzden doğal olarak bu sezon küme düşen takımların “küme düşme kaldırılsın” başvuruları kabul görmedi ve dikkate alınmadı.
Girift ilişkiler olmadığından mı, siyasilerin baskısının hafif olduğundan mı yada bu sezon başvuru yapan kulüplerin temsilcileri ile kırk yıl önce bir kahve içilmediğinden mi olsa gerek, istek ve talepler dikkate alınmadı ve 2020-21 sezonu sonuçları TFF tarafından tescil edildi. Edildi edilmesine de konu kapandı mı? Hayır… Ve gardını almış boksör misali saldırıyı atlatıp tam karşı hücuma geçecekken, olay patlak verdi. Neydi bu patlak veren olayı özetle paylaşıyorum.
Kayserispor eski hocası ile FİFA’lık olunca “eski çamaşırlar” ortaya çıktı. Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı’nın medyaya konuşmalarının satır aralarındaki şu beyanlarını dikkatli okuyun. “Girişimlerimiz ve hatırı sayılır abilerimiz sayesin de TFF’nin kararı ile küme düşme kaldırıldı.”
Allah Allah nasıl bir girişimdi ki arkasındaki güçler (ağır abiler) kimdi ki küme düşmeyi kaldıracak kadar etkili olmuştu! Yada şöyle belirtelim bu sezon küme düşme kaldırılsın diyenlerin girişimleri niye karşılık bulmadı? Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, medyaya FİFA’lık oldukları Hırvat Teknik Adam Robert Prosinecki’nin alacakları ile ilgili açıklama yaparken, Kayserispor’un önceki dönem süper ligden düştükten sonra nasıl geri döndürüldüğünü ağzından kaçırdı. “Hes kablo Kayserispor’da, Süper Lig 2019-2020 sezonunun ikinci yarısında görev yapan ve sezon sonu itibariyle takımı kümede bırakmayı başaramayan Hırvat Teknik Adam Robert Prosinecki, sarı-kırmızılı kulüpten, ‘Kümede kalma primi’ istedi ve bu isteğinin yerine getirilmemesinden ötürü de FIFA’ya başvurdu. Hes Kablo Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, konu ile ilgili olarak, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ligin ikinci yarısı öncesinde taraftarımızın da isteği ile sportif direktörü Hırvatistan’a gönderip Prosinecki hocayı getirttim ve anlaştım. Kendisi ile garanti para ve takımı kümede tutması halinde prim üzerinden anlaştık. Kendisine taahhüt ettiğim parayı ödedim. Ancak 34 hafta sonu itibariyle takımımız küme düştü. Sonrasında girişimlerimiz neticesinde ve ağır abilerimizin sayesinde TFF karar aldı ve küme düşme kaldırıldı. Biz de kümede kaldık. Bu karar sonrası Prosinecki, sanki takımı kendi kümede tutmuş gibi prim isteğinde bulundu. Kendisinin aldığı puan ve 34 hafta sonrasındaki yerimiz belli. Ama prim istemeyi kendisinde hak gören Hırvat hoca, FIFA’ya başvurmuş. Tabii ki bu parayı ödememek için biz de gerekli girişimleri yaptık” dedi.
Şimdi yazımın başın da niye ülkemizde de “temiz eller” operasyonu sırası geldi dediğimi umarım anlatabilmişimdir. Yani efendim Angarada ağırlıklı adamın yoksa ve TFF nezdin de ağırlıklı lobiniz yoksa, kırk yıl hatıralık kahveniz, ağır abileriniz yoksa sizi bu ülkede hiç kimse zerrece dikkate almıyor efendim boşuna uğraşmayın. Kendi kendinizi kandırmış olursunuz.
Selam ve dua ile…