Köşe Yazıları

Gelir eşitsizliği artıyor

 

Ben ekonomist değilim ama az çok mesleğim gereği piyasayı takip eder ve geleceğe yönelik tahminlerimi kendime göre yaparım.

TC Merkez Bankası’nın da, ülkeyi yönetenlerin de, uluslararası finans kuruluşları da ekonomik göstergelere yönelik tahminlerde bulunuyor. Onlarca uzmanları oldukları halde onlar da çoğu kez yanılmışlardır.

Benim de bir vatandaş olarak bazen yanıldığım olmuştur, olması da gayet doğaldır.

Bakınız; uluslararası derecelendirme kuruluşu “Fitch Ratings” bile geçtiğimiz hafta yayınlanan raporunda bir önceki tahminini güncelledi. Türkiye için Mart ayında yaptığı 2021 yılsonu yüzde 11,5 enflasyon beklentisini yüzde 15,5 olarak revize etti. Bu kuruluş yılsonu dolar kurunun da 8,90 TL olacağını öngörmüş.

***

Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden bu yana zaman zaman dövizden kaçıp TL’ye yatırım yapmamızı telkin etmiştir. Bir aralar döviz bozduranlar için (özellikle dolar) çeşitli kampanyalar bile yapılmıştı. Ve hatta futbolcular, şarkıcılar, hacılar, hocalar, gazinocular, borsacılar gibi birçok meslekten zat-ı alem devleti düşünerek (!) döviz bozdurmuştu. Kimisi de gazetecilere poz vererek bunu hem kendi reklamı hem de kampanya çağrısı olarak ranta dönüştürmüştü.

Tabi bu çağrılar sonrasında elinde, avucunda, yastık altında biriktirdiği dövizi bozduranlar şimdi “ah, vah” ediyor, o ayrı mesele!

***

Neyse burada asıl konumuza dönecek olursak;

Türkiye’de müthiş bir gelir adaletsizliği var. Bu adaletsizlik nedeniyle de toplumsal bir rekabet, yolsuzluk, hırsızlık, çete ve mafyacılık gibi huzur bozucu aksiyonlar gelişiyor.

Geçtiğimiz hafta Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2020 yılına ilişkin “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” sonuçları açıklandı. Buna göre, bu dönemde Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, geçen yıl bir önceki yıla göre 1,2 puan artışla yüzde 47,5’e yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,3 puan azalarak yüzde 5,9’a gerilemiş.

Toplumun en zengin yüzde 20’sinin geliri de en yoksul yüzde 20’nin gelirine oranı 7,4’den 8’e yükselmiş.

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden “Gini katsayısı” 2020’de bir önceki yıla göre 0,015 puan artışla 0,410 olarak tahmin edildi. 2014’te 0,391 seviyesine kadar gerileyen Gini katsayısı, 2009’dan bu yana en kötü seviyesini gördü.

Hane halkı kullanılabilir geliri yıllık 69 bin 349 TL, kişi başına düşen milli gelir 8 bin dolar seviyesinde. Tabi bu büyük çoğunluğunun verileri… Yüzde 20’nin gelirleri 50 bin dolar ve üzerini kapsıyor.

Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 17,2 artışla 28 bin 522 TL’den 33 bin 428 TL’ye yükselmiş.

***

Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2020 yılında 0,6 puan artarak yüzde 15 olmuş. Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranı ise son yılda 0,6 puan artarak yüzde 21,9 olarak gerçekleşmiş.

Araştırma verilerine göre, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,6 puanlık artış ile yüzde 8,9 olarak gerçekleştiği belirtildi. Medyan gelirin yüzde 70’i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,5 puanlık artış ile yüzde 29 olmuş.

Bu doneler gösteriyor ki, ülkemizde birileri legal veya illegal pastanın büyük payını alırken pastanın diğer kısmını öldürmeyecek şekilde diğer çoğunluğa bırakıyor. Zaten dürüst basın yayın yoluyla da şahit olduğumuz gibi kamu ihalelerinde devlet hazinesinin kimlerce paylaşıldığını görmekteyiz.

Dolayısıyla halktan tomarla alıp onlara kırıntılarını veriyorlar. Ve kırıntı verdikleri için teşekkür ve takdir alıyorlar!

***

Gelir eşitsizliğinde durumun vahametini bir hikaye ile bağlıyayım:

“Bir adam bankadan maaşını alıp kalabalık bir otobüse biniyor. Otobüste bulunan bir hırsız kalabalığı fırsat bilerek adamın maaşını çalıyor. Muavin ücreti istediğinde adam elini cebine attı ama parayı bulamadı. Yüzü kızardı ve dili bağlandı. Şoför alaycı bir dille:  “Bey abi saygın bir şekilde giyinmişsin ama cebinde beş kuruşun yok” dedi.

Hırsız birden insafa geldi ve şöyle dedi: “Kardeşim, abimizin ücretini ben ödeyeceğim.”

Parası çalınan onurlu adam gülümsedi ve hırsıza dönerek; “Allah razı olsun ve senin gibilerin sayısını artırsın inşallah…”

Yolcular da aynı şekilde hırsızın güzel ahlakını övdü ve onun gibilerin sayısının artması için Allah’a dua ettiler.”

Ve… O zamandan beri sayılar artmakta!