Düşünürken beynim patlayacak gibi oluyor
Malum geçtiğimiz yılın hem yerel hem de il bazında en fazla gündem olan konularından biri Kocaali’de kurulması planlanan kimya ihtisas organize sanayi bölgesi projesiydi. Detaylarını ve içerisinde hangi üretim sektörlerini barındırdığını zamanında haddinden yazdığımız için şimdi fazla irdelemek istemiyorum. Ancak üzerine basa basa durduğumuz ve insanları uyarmak için çabaladığımız konu şu idi. Evet, Kocaali’nin yatırıma ihtiyacı var. Adı kimya olsun veya olmasın, adı her ne olursa olsun bu ilçeye bir şeyler yapılmalı. Ve yatırım için ele geçen her fırsat değerlendirilmeli gerektiği gibi kullanılmalı. Ama bunların içerisinde ilçeye, insana ve doğaya zarar veren herhangi bir şey var ise hep birlikte karşı duralım. Evet, yatırımcıyı seçmesi zor olabilir ama şartları zorlayıp uygun olan yatırımları ve yatırımcıyı davet edelim noktasında durmuştuk. Keza bu kimya osb konusu öyle birden bire ortaya çıkan bir dayatma da değildi. Başkan Ahmet Acar’ın uzun süre dillendirdiği hatta uzun süre öncesinden haber içeriği olarak gazetemizde de yer verdiğimiz bir konuydu. Velhasıl iş ciddiye dönünce bazı girişimler oldu hatta bu işin detaylı araştırılması için bazı gönüllüler bir araya geldi. Bir araya gelinip konuşuldu, gün ve saat belirlendi. Ancak beklendiği gibi olmadı. Görüşmenin ertesi günü il basınında koca koca ‘Kocaali’ye ihanet’ manşetleri gördük. Aradan fazla süre geçmeden de tencere tavacılar çalıp söylemeye başladı. Konuyu bilen de bilmeyen de konuştu. Nedir? Ne değildir? diye araştırmak, ilçeye katkısı olacak bir kapıyı aralamak yerine tümden karşı durdu. Öyle dolduruldular çünkü. 18-20 yaşlarındaki gençler ellerinde kağıt kalem, kapı kapı dolaşıp imza topladı. Ben sokakta dolaşırken ‘Erman abi çek bizi gazeteye koy. Kocaali’nin işsiz gençleri diye yaz’ diyen çocuklar Kocaali’ye (Çevreye zarar verecek nitelikteki imalathaneleri ayrı tutuyorum) fabrika yapılmasın diye imza topladı. Tezat burada başlıyor. Sonra ömründe Kocaali’nin yolundan geçmemiş insanlar Kocaali’deki işe burnunu sokmaya çalıştı. Mesela 2020 yılı adrese dayalı sayım sistemine göre 24271 nüfuslu Kaynarca’da adı tırnak içinde ‘bir kısım çevreciler’ ayaklandı. KAYNARCA MOBİLYA İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’ne sadece birkaç kilometre mesafede toplanıp, Kocaali’ye osb yapılmasın diye sözde basın açıklaması yaptı. Karasu’da da durum farklı değildi. KARASU ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’nin denize ve merkeze olan mesafesi mesafesi kuş uçuşu 2 kilometreden fazla değil. Orada da bazı stklar organize sanayiye iki kilometre mesafede toplanıp Kocaali’ye Osb gelmesin diye tencere tava çaldı. Sadece bu kadarla kalsa iyi. Az önce dedim ya ömründe Kocaali görmemiş insanlar diye. Türkiye İşçi Partisi Sakarya İl Örgütü konuya özel basın açıklaması yaptı. İl basınından hayatında, Kocaali görmemiş köşe yazarları, gazeteciler birden Kocaalisever, doğa sever oldu. Sonuç itibariyle bu iş için hevesli ve belki de milyon dolarlar düzeyine yatırım planı yapan sanayicilerin midesi bulandı. Valisinden meclis üyesine muhtarına kadar amir memur siyasetçi kim varsa elini eteğini çekti ve proje rafa kalktı.
Bu sadece, ilçeye olumsuz etkileri olması muhtemel bir projenin engellenmesi olarak yorumlanmamalı. Zira mevzu yıllardan beri devam eden ‘Çelme Muhalefeti’ zihniyetinin bir tezahürüydü. Zamanında üniversite yapılmasın, cezaevi gelmesin diye kampanya yürüten mantalitenin devamı. Üzülerek söylüyorum ki bu fikir ve bu akım bundan sonra da aynı şekilde devam edecek.
Her neyse şimdilerde yine gündemde buna benzer bir konu var. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da desteklenen müthiş bir proje. Teknoloji osb projesi. İçerisinde optik cam ürünlerinden, teknolojik cihazlar için parça ve çip üretimine kadar, medikal ürünlerden güneş enerji sistemlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan ciddi bir çalışma ve Kocaali bu işler için hem cezbedici hem de alt yapısı iyi hazırlandığında ilçeyi ayağa kaldıracak bir ekmek kapısı olabilecek nitelikte. Ama yine beklendiği üzere aynı ekip yine ayakta. İşin başında da Şerif abi geliyor. Zira basında çıkan bütün haberler Şerif abiye ait. Sivil toplum platformu diye basın açıklamaları paylaşıyor ama ben bu platformu bir türlü anlayamadım. Bu platform kimdir nedir? Dernek midir? Kuruluş mudur? Resmiyeti, kaydı, Dernek No’su, adresi, merkezi, nedir, neresidir bilmiyorum. Yoksa birçok oda ve oluşumun, stkların birleşerek verdiği ortak bir karar mıdır çözemedim. Zira böyle platformlarda siyasi parti ilçe teşkilatları, esnaf ve sanatkar odaları, muhtarlar, sosyal amaçlı dernekler gibi bir çok kurum ve kuruluş bir araya gelir ve böyle toplumu ilgilendiren önemli konularda basın açıklaması yapılacağı zaman, açıklama yazıya dökülür ve ilgili kuruluşların başkanları temsilcileri ıslak imza atar. Öyle palaspandaras açıklama yapılmaz. Kaldı ki geçen hafta belediyede yapılan toplantıda Şerif abi yoktu. Ama bütün siyasi parti ilçe başkanları oradaydı. Esnaf odası başkanı, muhtarlar derneği temsilcileri, meclis üyeleri ve daha birçok kişi. Yani bu ‘Sivil Toplum Platformu’ denen oluşumun daimi temsilcileri diyebileceğimiz kişiler oradaydı. Ve hiç birisi platform sözcüsü Şerif abinin kullandığı ifadeleri kullanmadı. Mesela muhalefet parti ilçe başkanları “Eşeği boyayıp bize satmaya çalışıyorsunuz” demedi. Hiç biri “Valilinin arkasına saklanıp bizi etkilemeye çalışıyorsunuz” demedi. Aksine bu işi araştırmak için bütün siyasi parti başkanları ve oda başkanları bir araya gelerek komisyon kurdu ve birlikte hareket etme kararı verdi. Ben şimdi düşünüyorum. Acaba diyorum? Başkanlar toplantıdan sonra Şerif abiye gizlice böyle bir açıklama mı verdiler? Şayet verdilerse başkanlar toplantıda yalan söylediler, vermedilerse Şerif abi söylüyor. Vallahi arada kaldım. Zira karşı durmak başka şey detaylarını araştırmak başka şey. Bizim başkanlar araştıralım dedi. Ama basında “Karşısında dimdik duracağız” ifadeleri yer alıyor. Hangisi yalan çözemedim gitti.
Gelelim daha ilginç bir bölüme. Ben bizim ilçemizde yaşayan insanların buranın ekmeğini yiyip suyunu içenlerin tepkisini de mücadelesini de anlarım ama zerre kadar alakası olmayanları ibretle izliyorum. Mesela Sakarya’nın emeğine saygı duyduğum usta gazetecilerinden biri. Bu konu ile ilgili doldurulup köşe yazısı yazmış. Kocaali’de OSB olmaz demiş. (Kaynarca’da, Karasu’da, Söğütlü’de ve güney Sakarya’da yapılanlara ses çıkaramamıştır muhtemelen) Ben o şahsın Kocaali’ye geldiğini hiç duymadım. Allah bilir “Özel arabanla çık gel” desek yolu şaşırır veya Kocaali’yi telefondan gps açarak bulur. Veya hiç bulamaz. Bir de yazmış, demiş ki “Ben Kocaalili değilim ama çok seviyorum. Kocaali’de osb olmaz” demiş. Yazısını ciddiyetle okudum. Vallahi de billahi de Kocaali’yi düşünen tek cümlesi yok. Birkaç yerde doğa falan demiş. Yazının geri kalanı tamamıyla Ayhan Sefer Üstün’e, Dursun Ali Dal’a ve Kocaalili yöneticilere ve Başkan Ahmet Acar’a adeta nefret kusuyor. Kocaalili idarecilere “Basiretsiz” yaftası yapıştırmış. Kusura bakmayın beyefendi ama benim Ak Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ilçe başkanlarım, oda başkanlarım, benim siyasetçilerim ve belediye başkanım üst üste seçimler kazanıp yönetici seçildiler. Binlerce oy aldılar halkın güvenini kazandılar, öyle yönetici oldular. 10, 15, 20 yıldır görevdeler. Siz ise daha birkaç ay önce yıllarca emek harcadığınız kurumdan kapının önüne koyuldunuz. Velhasıl Sayın beyefendi. Böyle yıllarca hizmet eden onurlu insanları basiretsizlikle suçlarken önce kendinize bakacaksınız. Madem o kadar çok seviyorsunuz Kocaali’yi bir yazınızda da Kocaali’de yılda kaç gün yaşadığınızı yazın burada geçen bir anınızı paylaşın da Kocaali’yi ne kadar sevdiğinizi cümle alem görsün. Bir de demiş ki “Biz gazetede haber yaptık engelledik”. Siz haber yapmadınız beyefendi. Siz bu ilçenin işsiz çocuklarının kul hakkını yediniz. Şimdi Kocaali’de ekmek fırını kuracak yatırımcı bile o manşetlerde çıkan haberleri, sizin ve tayfanızın yaptığı çirkeflikleri görüp yatırımdan vazgeçiyor. Zahmet olmazsa bir yazınızda da Kocaali’deki 5 bine yakın işsiz genci nasıl doyuracağınızı yazın biz de alkışlayalım. Koskoca emektar gazetecisiniz, kulağınıza üfürülenleri kağıda dökeceğinize, Ayhan Sefer Üstün’e, Dursun Ali Dal’a Kocaalili yöneticilere ve başkan Ahmet Acar’a nefret kusarken Kocaali’yi keyfinize alet edeceğinize, gazeteciliğin gereğini yapıp ilçeye gelseydiniz. Esnafla vatandaşla hasbihal etseydiniz. Sokaktaki gençleri dinleseydiniz. Biz de yanınızda dursaydık. Zira mesleğinizin gereği bütünüyle buydu. Ama siz üfürülenleri ve bazı siyasetçileri hedefe koymayı tercih ettiniz. Belki haddim değil ama ben de hemen hemen 12 yıldır bu mesleğe emek harcıyorum ve bu gördüğüm tabloya gazetecilik değil magazincilik demekten kendimi alamıyorum.
Bir de siyaset kısmı var. Şerif abi İyi Parti İl başkanlığını ziyaret edip rapor vermiş. İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan’da sosyal medya hesabından aynen “Kocaali’ye yapılması gündemde olan ve bizim de İYİ Parti olarak şiddetle karşı çıktığımız Kimya İhtisas Organize Sanayii bölgesi hakkında fikirlerimizi paylaştık. Turizm yatırımlarının ve çevre dostu yatırımların bölgemize değer katacağını ancak kimya OSB gibi bir garabetin kabul edilebilir olmadığı konusunda mutabık kaldık. Konunun takipçisi olmaya ve cennet ilçemizi korumaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanarak siyasi tecrübesizliğini açık açık beyan etmiş. Sayın Selçuk Başkan gaza gelmiş muhtemelen. Zira İYİ Parti İlçe başkanı Kemal Din abim bu osb için kurulan komisyonda ve başkanlık görevini üstlendi. Kemal Abi bu ilçede 40 yıldır siyaset yapan ve Sakarya’da gittiği her yerde ayakta karşılanan usta bir siyasetçidir. İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan’ın “Kocaali’de ilçe başkanımız Kemal Abi var, o gereğini araştırıp bizimle paylaşır. Biz de il başkanlığı olarak gereğini yaparız” demek yerine, adeta Kemal Abi’yi geçip Karşıyız yaptırmayız gibi kelimeler kullanması siyasi tecrübesizliğinin belgesidir. Şerif Abiyi severim. Yaptığı herşeyi doğru bildiği için, Kocaali’ye yararı olsun niyetiyle yaptığından eminim. Kocaali’de yaşayan burada yiyip içen biri olduğu için eminim, onu es geç demiyorum Selçuk Başkan. Ama senin bu ilçe ile ilgili bir konu olduğunda mutabık kalacağın ilk kişi İYİ Parti İlçe Başkanı Kemal Din’dir. İYİ Partili Seçilmiş Belediye Meclis Üyelerin Hasan Ali Kulaç ve Özcan Gündoğdu var. Senin mutabık kalacağın ilk kişiler bu saydıklarımdır Selçuk Başkan. Ve siyasetin gereği de budur. Umarım hatanı kısa zamanda görürsün. Bu arada projenin yeni adı kimya osb değil, Teknoloji OSB sayın başkan. Öyle sanıyorum ki buradan birilerine ulaşıp “Konunun özü nedir?” sormadın, sorsaydın kulağına üfürüldüğü şekilde yazmazdın. Siyaset araştırmayla olur, saygıyla olur, hizmet ve yatırım odaklı olur. Bir ilçenin geleceğini etkileyecek böyle büyük işlerde bu şekilde körü körüne, kabadayı siyaseti yapılmaz. Karşısında mı duracaksın yanında mı duracaksın, al heyetini, başkan yardımcılarını da al gel. Oturup konuşalım, derdimizi dinle… Nerede duracağına ondan sonra karar ver. Eline tutuşturulan kağıda göre değil.
Yazı haddinden fazla uzadı biliyorum. Ama ben artık tahammül edemiyorum. 14 yıldır Kocaali’de yaşıyorum. Ne zaman bir şeyler yapmaya kalksak birileri çomak sokuyor, ne zaman ilçedeki gençlerimizin evlerinden çıkıp yürüme mesafesindeki işlerine giderek ekmek yiyeceği bir kapı açılacak olsa birden ortalık bulanıyor. Hevesli insanların hevesi kırılıyor. Yemin ederim çözemiyorum, bazen düşünürken beynim patlayacak gibi oluyor. Haftaya da muhtemelen bunun devamını yazarım. Sağlıkla kalın…