Çocuk futbolu ve klavye antrenörleri
Malumunuz antrenör çeşitleri çok boldur bizim ülkemizde ve on beş günde antrenör yetiştirdiğimiz TFF kendi uygulaması ile eminim gurur duyuyordur. Ama bu antrenörlerin arasında son zamanlarda birde klavye antrenörleri türedi başımıza.
Bu konu üzerine, daha önceki köşe yazılarımda defalarca bahsetmiştim, tekrar bahsetme ihtiyacı duyuyorum.
Herkesin çok bildiği, sosyal medyada yazıp çizip, yorumlar yapıp, sağda solda konuşup ahkam kestiği fakat iş uygulamaya gelindiğinde, çocuk futbol işleyiş ve gelişimini bilinmediklerinden, ya da öğle işlerine geldiğinden, gerek çevresel baskılardan, gerek kulüp yöneticilerinin arzu ve isteklerinden, gerek antrenörlerin çocukların üzerine aşırı baskı yapıp maç kazanma inatlarından, daha doğrusu kendilerini bir yerlere taşımak istemelerinden, kaynaklanan; aileleri de kandırıp, hayal ve umut tacirliği yaparak, her şeye rağmen aşırı kazanmak ve şampiyon olmak düşünce, arzu, istek ve dürtülerinden dolayı ve buna çanak tutan futbolun kurum ve kuruluşlarını defalarca yazıp dile getirmiştim.
Maçlarda bu durumun yansımaları ve antrenörlerin beklentileri ne diyecek olursanız, kısaca izah edeyim.
Yetenekli oyuncunun futbola dönük potansiyel becerilerinden ve doğrularından saparak boyu posu olan atletik çocukların fizik güçlerinden faydalanıp maç kazanmak istemeleri.
Potansiyeli boyu, posu, fiziği zayıf olan becerisi de olmayan oyunculara dönük bir oyun planları olmadığından onlara bu yetersizliğini hissettirerek gelişimlerinin sekteye uğratmaları.
Aslında onlarda doğruları biliyorlar, onlarda esas olan ilk ve öncelik futbol potansiyelinin ön planda tutulması olduğunu ve tabi ki fizik avantajının ikincil önem taşıdığını biliyorlar.
Amma çocuk gelişim özelliklerini bilinmediklerinden ya da bilinip es geçilip o an ve sezonu maç kazanmak ve şampiyon olmak üzerine bir kurgu oluşturulup, gerçek futbol oyununa ve amacına odaklanmaktan ve dolayısı ile doğrulardan uzaklaşıyorlar.
Bağırıp, çağırıp hakaret kıyas ve aşağılama yaparak, oyuncunun, psikolojik, sosyal, sportif, karar verme ve yaratıcılık mekanizmalarını zedelemekten, maalesef vaz geçmiyorlar.
Çocuk futbolu zaman ister, sabır ister, emek ister, bilgi ister, sevgi saygı ister, hoşgörü ister, empati ister, çocuğu tanımak ister… Zor ve meşakkatli bir yoldur ama sonu aydınlık ve başarılıdır.
Çocuk oyuncu gelişiminde en hassas bu üç unsuru, çocuk oyunlarında çocuğun gelişimine dönük değil de, kendimizi çocuğun üzerinden bir yerlere taşıma isteğimizden dolayı, bu olumsuzlukları, yaparak, uygulayarak, yaşatarak, geleceğimizi yok ediyoruz, bilerek ya da bilmeyerek…
Çocuk futbolunda doğru eğitim metotlarıyla, öncelik çocuğun donanımını geliştirmek, sonra oyunu geliştirmek, doğal süreçte yazılım olarak kazanmak ortaya çıkacaktır.
Oysaki lafa sıra gelindiğinde çocuklar bizim geleceğimiz diyoruz.
Eee yukarıdaki paragrafları okuduktan insan şunu demez mi?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
En sonun da geldiğimiz nokta şu.
Birazda amiyane deyimle; “Sahipsiz çocuk futbolunun batması haktır. Sahip çıkan olursa çocuk futbolu gelişip batmayacaktır.”
Selam ve dua ile…