Birlikte Türkiye’yiz!
Birlikte Türkiye’yiz!
AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana geçen sürede ekonomik, sosyal ve siyasi önemli değişiklikler oldu.
24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimlerde “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçişle birlikte “Tek adam” rejimi olarak kabul edilen yönetim ne yazık ki ekonomide beklenen ivmeyi yakalayamadı.
Oysa Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” demişti.
O seçimi kazanmasına kazandı ama faizle şunla bunla (onlar da her neyse) ne kadar uğraşıp başarı kazanıldığını gördük.
Sizleri fazla rakamlara boğmadan sadece birkaç veriyi paylaşmak istiyorum.
*
“Seçimler öncesi:”
7 Haziran 2018
TCMB, 28 Mayıs’ta, 1 Haziran’dan itibaren bir hafta vadeli repo faizinin (politika faizi) yüzde 16.5 olarak uygulanacağını duyurmuştu. Fakat faiz yüzde 16,5’ten yüzde 17,75’e artırıldı.
(Dolar/TL 4.55)
“Seçimlerden sonra:”
24 Temmuz 2018
Merkez Bankası seçim sonrası ilk toplantısını yaptı. Politika faizi yüzde 17,75 düzeyinde sabit kaldı.
(Dolar/TL 4.78)
13 Eylül 2018
Politika faizi piyasa beklentisi üzerinde 625 baz puan artışla yüzde 24’e yükseldi.
(Dolar/TL 6.36)
25 Ekim 2018
Faizler yüzde 24 seviyesinde sabit kaldı.
(Dolar/TL 5.68)
13 Aralık 2018
TCMB yılın son Para Politikası toplantısında piyasa beklentisine paralel faiz adımı atmadı yüzde 24’de bıraktı.
(Dolar/TL 5.36 seviyelerinde)
2006’dan bu yana 6.kez değişiklik sonrasında 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Naci Ağbal’ın görevine son verilerek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığı Şahap Kavcıoğlu’na teslim edildi. Kavcıoğlu yönetiminde politika faizleri yüzde 8,5’a kadar düşürüldü. Düşürüldü ama enflasyon nedense yüksek kalmaya devam etti.
*
27 Nisan tarihinde Kavcıoğlu başkanlığında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu seçim öncesi son toplantısında politika faizini yüzde 8,5’da bırakmasına rağmen 3 Mayıs Çarşamba günü açıklanan enflasyon aylık yüzde 2,39 yıllık 43,68 olarak kayıtlara geçti.
Burada da Sayın Erdoğan’ın “Faiz sebep Enflasyon neticedir” tezi tutmadı. Faiz düştükçe enflasyon hedeflerden yüksek kalmaya devam etti.
Bu süreçte Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilen Nurettin Nebati’nin de piyasa tarafından ne olduğu anlaşılamayan “Heterodoks” ve “Liralaşma” politikası ile uygulamaya konulan “Kur Korumalı Mevduat” hesaplarının hazineye getirdiği büyük yüküne rağmen bu güne kadar gelindi.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman içinde sert, agresif ve diklenici konuşmaları toplumun belirli kesiminden destek görmeye başlayınca “Ya bendensin,ya diğer taraftan” ayrılıkçı stratejiye dönüştü.Hatırlanırsa Sayın Erdoğan’ın “Milli ve Yerli” kimlik ekolinden bahsetmesi yeni bir “ırkçılık”siyaseti oluşmasına yol açtı.
Oysa bu ülkede yüzyıllardır birlikte yaşamış ve tek kimlik “insan” öğesini benimsemiş çok çeşitli etnik kökenli insanlar yaşamaktadır. Türkler,Kürtler,Araplar, Ermeniler, Lazlar, Gürcüler, Boşnaklar, Çerkezler, Tatarlar, Arnavutlar, Çingeneler, Sürvaniler, bu memlekette yaşayan kimliklerdir.
Şimdi bu kimliklerin bir kısmını yerli ve milli görüp diğerini ayırmak ülke bütünlüğüne zarardan başka birşey getirmez. 50’li yaş üzerindekiler çok iyi bilir. 70’li 80’li yılların sinema sanatçıları Ermeni kökenli Nubar Terziyan, Danyal Topatan,Kenan Pars, Sami Hazinses ve Vahi Öz severek izlediğimiz sanatçılar değil miydi? Ülkemizi uluslararası düzeyde başarıyla temsil eden boksör Garbis Zakaryan ile övünmedik mi? Diğer yandan Osmanlı Devletinde önemli hizmetler vermiş siyasetçi, doktor, edebiyatçı ve mimar Rum,Ermeni ve Sürvani yok muydu?
Doğrudur, ülkemiz dış mihraklar tarafından ekonomik sömürgeci bir saldırıya maruz kalıyor. Bu saldırı ancak ülke bütünlüğünün sağlanması ile bertaraf edilebilir. Bunun yolu da ” Yerli ve Milli” kimliği ile değil, “Ortak Millet” kimliğinden geçer. Önümüzdeki pazar günü yapılacak seçimler Türkiye’nin gelecek yüzyılını belirleyecek.
Türkiye bu aşamada bir kabuk değiştiriyor ama bu ayrıştırıcı değil, birleştirici olmalı.
Unutmayalım ki;
“BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE’YİZ!”