Başarı hikayesi
Bazı insanlar doğuştan biraz daha zeki olurlar bazıları ise biraz daha ileri giderek herhangi bir hususta bir buluşa imza atarlar ve bilim insanı dediğimiz mertebeye ulaşırlar. Genel manada bilim insanları insan hayatında hemen hemen her alanda istifade ettiğimiz bu rahatlığı, konforu, kolaylığı yaşadığımız bu döneme kadar sağladılar. Her geçen gün yeni bir buluş veya buluşu olan bir şeyi geliştirmek ile meşguldür bu bilim insanları. Tabi bu bilim insanları eğer Batı’ya ait bir ülkede bu buluşları yapmıyorsa bazı batı veya farklı coğrafyadaki ülkeler bu bilim insanlarını kendilerine karşı bir tehdit olarak görebiliyor. Geçtiğimiz yıllarda ülkemize ait birçok bilim insanının çeşitli suikastlara gittiğini tahmin ediyoruz maalesef. Halk arasında da böyle güçlü bir kanaat var. Sadece bizde değil ama şunu da belirteyim uzunca yıldır ülkemizde bilim insanına karşı işlenen faili meçhul bir olay yaşanmadı burada. Birçok faktör var ajanların rahat hareket edememesinden tutun her yerin mobeselerin oluşundan her mekan cadde sokanların kamera oluşuna kadar ileri bir düzeyde ve seviyedeyiz bu hususta onun içindir ki herkes için bir koruma kalkanı oluşmuş oldu. Bu durum İran’da da aynı diyebilir miyiz bunu çok da iyi bilmiyorum ama az önce anlattığım hususlarda bizden çok geride olduğunu tahmin ediyorum. Bilim insanlarının başına da çeşitli kazalar veya suikastlar geliyor. Geçtiğimiz hafta Tahran’da suikaste uğrayan İran’ın nükleer programının kilit isimlerinden bilim insanı Muhsin Fahrizade, işgal devleti İsrail’in hedefindeki kişi olarak öne çıkıyordu. Fahrizade, İran Savunma sanayisinin Süleymani’si ve askeri nükleer programının babası olarak biliniyordu. Aynı zamanda Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Kurumu Başkanı ve askeri bir kurum olan İmam Hüseyin Üniversitesi’nde fizik profesörü olarak görev alan Fahrizade, askeri alandaki faaliyetleriyle de bilinen bir isimdi. Başkent Tahran’a yakın Kum kentinde 1957 yılında dünyaya gelen Fahrizade, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi’nin ardından kurulan Devrim Muhafızları Ordusu’nda görev aldı. İran Savunma Bakanlığı ile Silahlı Kuvvetler Başdanışmanı ve İran Fizik Araştırma Merkezi PHRC Başkanı olması nedeniyle 24 Mart 2007’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin BMGKl 1747 sayılı kararla yaptırım listesine aldığı İranlı yetkililerden biriydi. Fahrizade, Batılı gazetecilerin en çok röportaj yapmak istedikleri kişiler arasında yer alıyordu; ancak Tahran Yönetimi, önceki yıllarda söz konusu bilim insanıyla ilgili bilgilerin yayınlanmaması için çaba gösteriyor ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı UAEA denetçilerinin onunla görüşmesine izin vermiyordu. Batılı istihbarat örgütlerinin İran’ın askeri nükleer programının babası olarak nitelendirdikleri Fahrizade’nin faaliyet alanı, İran’ın bilimsel nükleer programını bu ülke için nükleer bir potansiyele dönüştürmekti. Fahrizade’nin bir fizik profesörü olarak, nükleer bomba geliştirmek için 1989 yılında kurulduğu iddia edilen gizli program Amad projesini yönettiği söyleniyor. UAEA’ya göre program 2003 yılında sonlandırıldı. Fahrizade, İran’ın nükleer programına katılmadan önce, savunma sanayisinde füze programına yön veren Devrim Muhafızları güçlerinden biriydi. Devrim Muhafızlarına yakın bazı kaynaklara göre, kendisi aynı zamanda Kuzey Kore ve Libya ile işbirliği içinde İran’da bir füze programı başlatan Devrim Muhafızları Ordusu ekibinde yer alıyordu, birçok kez bu misyonla Kuzey Kore’ye ziyaret gerçekleştirdi.
Selam ve dua ile…