Köşe Yazıları

Ali Sarımert

İftar duası
Allah’ım, senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim, senin rızkınIa orucumu açtım. Hamdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete. Ey bağışlaması boI Rabbim, beni, ailemi, miIIetimi, devletimi, ve tüm inananları koru, rahmetini ve yardımını esirgeme üzerimizden. Bizlere yaşama sevinci ver, her türIü güçlüğe karşı dayanma gücü ver, senin her şeye gücün yeter. Amin.
Ayet
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ahzab( 33) 35
Hadis-i şerif
Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşıma, şehvet nazarı ile harama bakmak, yalan yere yemin etmek. (Ravi: Hz. Enes (r.a.))
Fidye
Oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler. Fidyenin tutarı aynen fitre kadardır. Bu fidyeler Ramazan’ın başlangıcında verilebileceği gibi, Ramazan’ın içinde veya sonunda da verilebilir.
İsterlerse fidyenin hepsini bir fakire topluca verir, ayrı ayrı fakirlere de verebilir.
NOT: Bu yıl Ramazan fitre bedeli 180 TL olarak belirlenmiştir.
Bu durumda olan kimseler, fidye vermeye gücü yetmiyorsa Allah’tan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış sayılır.
Kadir Gecesi
Sevgili okurlar. Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan’ın son günlerine ulaşmakta ve bir Kadir Gecesini daha idrak etmekteyiz. Kadir gecesi; beşer tarihinin en önemli hadisesi olan Kur’an- Kerim’in inmeye başladığı ve Yüce Allah’ ın (c.c) hakkında müstakil bir süre gönderdiği müstesna bir gecedir.
Aynı adı taşıyan surede Cenab- Hak şöyle buyurmaktadır. “Doğrusu biz kur’an-ı Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gece, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece tan yerinin ağarmasına kadar süren bir esenliktir.”
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) bu gece ile ilgili olarak “Kim kıymet ve büyüklüğüne inanarak ve yüce Allah (c.c) dan sevap bekleyerek Kadir Gecesini ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuş eşi Hz. Aişe ye bu gecede “Ey Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.” diye dua etmesini tavsiye etmişlerdir.
İki Kadir Gecesi arasındaki zaman dilimi içinde meydana gelecek olaylar, verilecek hükümler rızklar ve eceller ile bizim için önem taşıyan bütün tespitler bu gecede görevli meleklere bildirilmekte ve zamanı geldiğinde melekler tarafından yerine getirilmesi istenmektedir. Bütün hayatımızı kaplayan bu hususların ve her birimizle ilgili programların yapıldığı bu gece insanlık için elbette önem taşıyacaktır.
Kur’an-ı Kerim; tek bir Kadir Gecesinin, içinde başka bir Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı olduğunu haber vermektedir. Yani bu gecede ilahi hoşnutluk için yapılan işlerin ve Salih amellerin Allah Teâlâ’nın katındaki değer ve sevabı içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayda yapılan işlerden ve Salih amellerden daha hayırlıdır.
Ramazan ayının manevi ikliminde bir ay süren feyizli ve yoğun ibadetlerimizin ruhumuz üzerindeki tesirlerini yakından hissedebilmek yeni manevi hamlelerle ve nefsi mücadelelere hazırlanmak için, bu gece büyük bir fırsattır. Bu nedenle manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen dolayısıyla yaklaşık seksen küsur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden gerektiği şekilde istifade etmeliyiz.
Kadir gecesi ne yapılır
Geçmiş hata, kusur ve günahlarımızdan pişmanlık duyarak bunları bir daha işlememeye söz vermeli, dargınlık, kırgınlık kin ve nefretin yerine sevgiyi saygıyı hoşgörüyü dostluk ve kardeşliği hakim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzlerini güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalı, Kur’an-ı Kerim’e kulak vermeli ve onu bol bol okumalıyız. Unutmayalım ki değeri Kuran’a dayanan bir gecenin en güzel ihyası yine Kuran’a yönelmekle olacaktır. Ayrıca bu gecede bol bol namaz kılalım, insanlığın bağışlanması ve mutluluğa ermesi için dualar edelim.
Değerli okuyucular, hiçbir mübarek geceye ait özel bir ibadet şekli yoktur. Yalnız tavsiye üzerine bu gece dört rekat Kadir Gecesi namazı kılınır. Şöyle ki:
1.rekatta : bir fatiha, üç Kadir Suresi (inna enzelnahu),
2.rekatta : bir fatiha, üç ihlas suresi,
3.rekatta : bir fatiha, üç Kadir Suresi,
4.rekatta : bir fatiha, üç ihlas suresi okunur,
Namazdan sonra bir defa tekbir (Allahüekber Allahüekber La ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber velillahil hamd) getirilir. Ayrıca;
– yüz defa İnşirah suresi,
– yüz defa Kadir suresi,
– yüz defa Rasulullah (S.A.V) efendimizin Hz. Aişe (R.A) ye öğrettiği şu dua: “Allahümme inneke afüvvün  kerimun tuhibbul afve fağfu anni”(Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.) okunup dua yapılır.
Kadir Gecenizi tebrik ediyor ve bütün İslam alemi için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.
İslam’ın nurlu güneşi kalbinize dolsun,
Makamınız cennet, Hz. Muhammed komşunuz olsun,
Hayatınız; sağlık, mutluluk ve huzurla dolsun,
Kadir Geceniz mübarek olsun.
Menkıbe
Hazreti Ebubekir kavurucu bir yaz günü oruç tutmuş ve akşam iftar sofrasında sadece bir tas soğuk su vardır İftar vakti gelince soğuk su ile orucu nu açmak için bardağı ağzına götürdü. Fakat bardağı ağzına götürmesiyle bırakması bir oldu. Ve hıçkırıklara boğuldu bir oldu. Yanındakiler Hz. Ebubekir’in bu haline bir anlam vermediler. Hz. Ebubekir kendine gelince neden bir anda hıçkırıklara büründüğünü sordular. Hz. Ebubekir şöyle cevap verdi: Bir gün Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile otururken eliyle hareketler yapıyordu. Sanki karşısında birisi varmış gibi ona git diyordu sordum.
Ya Resullallah elini iter gibi hareket yapıyordunuz? Diye sordum. Şöyle cevap verdi; Dünya yanıma geldi kendini bana kabul ettirmek istedi, git dedim kendini bana kabul ettiremezsin dedim. -Yeminler olsun sana, sen benden kaçıp kurtulsan senden sonrakiler benden kurtulamayacaklar kendimi onlara kabul ettiririm. Hazreti Ebubekir: -Bende bu soğuk suyu içerken dünyayı kabul edenlerden mi oldum diye ağladım. O soğuk su içerken bunu düşünüyorsa biz soframıza inip kalkan yemekler için ne demeliyiz? Dünyanın kullarıyız dersek doğru olur mu?
Menkıbe (2)
Bir Ramazan günü idi. Müslüman mahallesinde oturmakta olan ateşe tapan bir Mecusi’nin küçük çocuğu Müslümanların arasında ekmek yiyordu. Hemen babası çocuğun bu halini fark etti:
-Oğlum Müslümanların arasında yemek yenir mi onlar bu günlerde oruç tutarlar onlarca muhterem günlerdir, diyerek çocuğu azarlayıp eve gönderdi. Her faninin başına gelen ölüm O’nu da alıp götürdü ölümünden sonra şehirde bulunan bir Allah dostlarından birçoğu Mecusi’yi rüyalarında Cennet’te gördüler. Halbuki hayatında Allah diye ateşe ibadet eden bir kimsenin, cennete girmesi adli ilahiye mugayirdi.
-Nasıl oldu da bu nimete eriştin! Biz seni imansız bilirdik. Hatta öldüğünde cenazen namazını bile kılmadık. Dediklerinde O şu cevabı verdi:
-Evet! Doğru söylüyorsunuz. Ben Mecusi idim. Fakat bir gün küçük oğlum Müslüman mahallesinde, onlar oruçlu olduğu halde ekmek yiyordu. Ben çocuğun onların gözleri önünde ekmek yemesine müsaade etmedim. Müslümanların hürmet ettiği bir şeye bende hürmet ettiğim için Cenabı-ı Allah benim ruhumu bir Müslüman olarak aldı. Ölüm anında başıma biri geldi. Bana “Eşhedü enla ilahe illalah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulühu” dedirtti ve ondan sonra ruhumu teslim ettim, o sebepten bu gördüğünüz mükafata kavuştum, dedi.
Hikayenin işaret ettiği nokta şudur, bir Mecusi, Ramazan ayına gösterdiği hürmetten dolayı imanın tadını alırsa, inanarak oruç tutan ve dilini dudağını bağlaması, şehveti nefsaniyeti gemleyen bir mümin ve Ramazan ayına hürmet edenin durumu nasıl olacaktır? Siz düşünün.
Yardım Et
Kendini aydınlık zanneden cahile uymayayım
Yine sevdir bana secdeyi
Namaz kılmaya bir an bile doymayayım
İftardan önce ağzıma bir çöp dahi
Aklıma ise ömür boyu Şeytandan hile koymayayım
Edebinle kuşat beni ve tüm herkesi
Kur’an ahlakını işle, en temiz yüreklerimize
Kardeşler kavga etmesin
Laz’ı Kürt’ü Türk’ü Çerkez’i
Kimsesizlere elimizi uzattır, kimseye göstermeden
Birkaç kursağa, kazandıklarımızdan hediye edebilelim
Kimseciklere belli bile etmeden
Can arkadaşım
Çok özledim inan ki
Ama bugün kokunu aldım
Oruç olmaya hasretmişiz
Seni ayetlerle, seni surelerle karşılarım
Sana sarılmayı o kadar özledim ki
Yemem içmem inan bir ay boyunca
Yalnız giderken seni, tok bir gönülle uğurlarım
En Padişah arkadaşım sensin
Sen yanımdayken ben
Ben bedenimi ve ruhumu ölüme hazırlarım