Köşe Yazıları

Ali Sarımert, “Ahilik ve kültür”

Ahilik ve kültür
Ahilik bizim tarihimize Anadolu Selçuklular döneminde başlamış ve Osmanlı Döneminde de devam etmiş önemli bir mirastır. Bir şehirde bulunan esnaf, işyeri sahibi ve üretim sahiplerinin, zanaatkarların oluşturduğu ortak meslek örgütleri bütünüdür. Şekil açısından günümüzdeki esnaf ve ticaret odalarına benzetilebilir. Ancak, daha kapsamlı, kendilerine ait değerleri olan, etkin denetim işlevi gören, standartlar oluşturan bir örgütler bütünüdür. Ahi’ kelimesi arapça ‘kardeş’ demektir. Abbasiler dönemindeki ‘fütüvvet’ (gençlik) örgütünden esinlenmiştir. Ancak Abbasilerdeki fütüvvet örgütündekiler bir iş ve mesleği olmayan gençlerden oluşmaktadır.
Ahilik örgütü ise bir iş ve meslek sahibi kişilerden, zanaatlar ve üretim sahiplerinden oluşmaktadır. Ahilik, kelime olarak, Arapça “kardeşim” anlamına gelen “Ahî” kelimesinden gelmektedir. Bunun yanında, Ahî kelimesinin Türkçe kökenli “Akı” kelimesinden geldiğini savunanlar da vardır. Akı kelimesi “eli açık, cömert, yiğit” gibi anlamlara gelmektedir. Anadolu halkının ekonomik ve kültürel yaşamında önemli bir boyut oluşturan Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın, hoşgörünün, bilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir. Bu anlamda Ahiliğin, işçinin, çalışanın, üretenin, namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve adaletli yönetimin simgesi olduğunu söyleyebiliriz. Ahiliğin temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz.
-Ahilik, halka dönük bir kurumdur. Kendi ticaret çıkarını diğer meslektaşlarından üstün tutmayan kişi mutluluğu halka hizmet edip yararlı olmakta arar.
-Belli bir süre, bir iş basamağında kalarak olgunlaştırılan yamak-çırak-kalfa-usta hiyerarşisi kurmayı ve bu basamaklarda baba-evlat ilişkisi gibi öğreticiye candan bağlanmak suretiyle sanatı, sağlam ahlaki ve mesleki temellere oturtmayı amaçlar. Ahilik geleneğine göre bir ahinin
-Alnı açık olmalı,
-Eli açık, cömert, yardımsever olmalı,
-Sofrası, kapısı açık olmalı, nesi varsa misafiriyle paylaşmalıdır,
-Dilini yalandan, gıybetten, iftiradan bağlamalı,
-Gözünü ayıp aramaktan, elini haramdan bağlamalı,
-Belini bağlamalı, kimsenin namusuna göz dikmemelidir.
Böyle güzel ilkelerle var olmuş olan Ahilik kurumumuz, Osmanlılar döneminde lonca, gedik kuruluşları olarak devam etmiş; Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte de esnaf teşkilatlarımız, yasal düzenlemelerle çalışmalarına devam etmiştir. Bugün peştamal kuşanma yerine diploma verilmekte, esnafın ve çalışan kesimlerin sosyal güvenlikleri Devletimizin sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sağlanmaktadır. Esnafın ve çalışanlarının hakları Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlikleri ve Konfederasyonlarca korunmaktadır. Ahilerin kurduğu esnaf ve sanatkar birliklerinin koyduğu ana ilkeler, daha sonraları bu alanda hazırlanan yasaların ve tüzüklerin temelini oluşturmuştur.
Günümüzde, esnaf ve sanatkarların oluşturduğu kurumlar; Ahiliğin insana değer veren, dayanışmayı özendiren ve adaleti amaçlayan temel ilkelerinden yararlanmakta, insanlığın ortak erdemleri olan sevgi, bilgi, dostluk, adalet ve dayanışma gibi değerlere önem vermektedir.