Köşe Yazıları

Akepe’nin oyları neden (yüzde 30’dan) aşağı düşmüyor

 

Kürt halkının oylarını alabilmek için, sahneye koyduğu ve bu uğurda yüzlerce Mehmetçiğin  şehit olmasına sebep olduğu “Çözüm süreci ” aldatmacılığına rağmen…

Okyanus ötesinde, sinsi emelleri olan ve ülkemin temeline yıllarca dinamit koyan, o “mendebur, hain, hoca kılıklı” şahsiyete; “Özledik seni, bitsin bu hasret” nidalarıyla, stadyumlarda gözyaşı döküp,  “17-25 Aralık gibi pisliklerin” ortaya saçılması sonrası, 15 Temmuz hain saldırısıyla, en sağlıklı kurum olan TSK’nın, birbirine düşürülmesine sebep olmalarına rağmen…

Türk aydınlarına ve şerefli Türk Subaylarına hazırlanan kumpaslarla çökertilen aydınlanma hareketleri ve “Ben bu davaların avukatıyım” diye çıkış yapan muhalefet liderine karşılık, “Ben de, bu davanın savcısıyım” diyerek Türk ordusunun çökertilmesine çalışılan “Fetö Cambazlıklarına” yol vermelerine rağmen…

Doların yükselişini durdurmak için yapılan müdahale ile 128 milyar gibi, ülkemin kaderini değiştirebilecek bir miktarı, merkez bankası kasasından çıkarıp buharlaştırmasına rağmen…

İktidarı aldıklarında, 1,65 civarlarında olan doları, bugün 19 lira civarlarına kadar çıkmasına… Tek hanelerde aldıkları enflasyonu, üç haneli rakamlara çıkartarak dar gelirlilerin ocaklarına ateş düşmesine, domatesin 30-40 liraya çıkıp, artık insanların tane işi domates ve sebze

alabilmelerine, yine iktidara geldiklerinde litresi 1.30 lira civarında olan mazotun bugün 20 liraya doğru yol almasına, Cumhuriyet ve demokrasi gibi yüce değerleri bu ülke insanına kazandıran Atatürk ve İnönü gibi değerlere hakaret ederek, bu toplumda ağır yaralar açılmasına, yıllardır bu ulusu bir arada tutabilmeyi amaçlayan milli bayramların içlerini boşaltmalarına ve bunlar gibi nice yanlışlara rağmen.

(Zavallı) Rahmetli Ecevit, bir anayasa kitapçığının fırlatılması ile yaşanan ekonomik depremin acısını, yüzde 23’lerle Başbakan olduğu koltuğunu halkın haklı tepkileri sonucu yüzde 1’lere düşmesi sebebiyle, terk etmesine…

Bir, İSKİ yolsuzluğuyla, yine Türk halkı tarafından cezalandırılarak Belediyelerdeki iktidarı sonlandırılan SHP’nin, yerle bir olmasına rağmen,

“Akepenin oyları niye yüzde 30’ların altına düşmüyor?”

***

Geçen hafta yaşadığım iki anekdot ile sizlere bunun cevabını vermeye çalışayım…

***

Parasını, emeğini, zamanını verdiği, hiçbir zaman da, kendi menfaatine hiçbir şey istemediği partisine, bir işi düşmüş geçenlerde, uzun yıllar aynı yolda beraber yürüdüğüm

“Yorgun demokrat” arkadaşımın…

***

Bin bir güçlükle, üniversitelerde okuttuğu ve devlette torpille iş aramayıp, özel sektörde ekmeğini kazanmaya çalıştıkları üç evladından biri, derhal müdahale edilmezse patlama riski taşıyan ve patladığında da doğru müdahale yapılmazsa ölüme kadar varabilecek, akciğerinde  oluşan hava keseciğini ameliyatla alınması gerekiyordu…

***

Sakarya’daki Eğitim Araştırma Hastanesi’nden ve (ilgili) doktorundan bir türlü sıra alamıyor, hastane kapılarında (çalıştığı iş yerinden de çıkarılma riski taşıyarak), sabahtan akşama kadar nöbet tutuyordu…

***

Dayanamayıp, uğrunda yıllarını verdiği partisine (İl Başkanına) başvurur, bu “Yorgun demokrat” arkadaşım… İl Başkanına der ki; “Senin ilde mutlaka tanıdıkların vardır… Yardımcı ol da, bu zorluktan kurtar beni” der… Koskoca il ve onun başkanı (bu satırların yazıldığı şu ana kadar) bir hafta geçmesine rağmen bu arkadaşımı ne oldu nasıl durumun diye aramaz sormaz…

Allah yardım eder de, (hasta) kızın tanıdığı bir arkadaşı vasıtasıyla ameliyat günü alınır…

(Ben arkadaşımın manen ve maddeten hep yanında olma sözüme rağmen), yıllarını verdiği partisinde, (sözde) yönetenlerin, yaklaşan seçim dolayısıyla, tek dertlerinin koltuk olduğunu yaşayarak görmesi, 20 yıllık faşist AKEPE yönetimi zulmünün bu anlayışla yıkılamayacağını söylerken, partisine olan kırgınlığını akıttığı birkaç damla gözyaşı karşısında, ben de kahroluyordum…

***

İkinci şahit olduğum olay ise yine sağlıkla ilgili… Devlet memuruydu karı-koca… Geçen sene, aniden kanser teşhisiyle hastaneye kaldırılan eşi, bir yıldan beri tedavi görüyordu, (tanıdıklarının yardımcı olması sebebiyle) Koç Hastanesi’nde…

***

Kanser tedavilerinde, artık, “Akıllı ilaç” diye, kanser olmayan organlara zarar vermeyen bir ilaç geliştirilmişti… Bu ilaç çok pahalıydı… (Kürü 50 bin lira civarı) Memur olan arkadaş, bu ağır maliyetin altından kalkamayacağım diyerek (Yardımcı olunması için) Sağlık Bakanlığı’na müracaat ediyordu…

***

Sağlık Bakanlığı, çeşitli gerekçelerle, bu talebi reddediyor, memur arkadaş, oradan buradan bulduğu ödünç paralarla 2 kür yaptırıyordu… Ama 6 kür daha yapılması gerekiyordu…

***

Hastane bahçesinde bankta üzgün ve düşünceli otururken tanıştığı bir kişinin, hemşerisi çıkması (Trabzon Araklı Zifana köyü) sebebiyle hemen dost oluyorlar… Ve (Tesadüfen) tanıştığı kişi, (yıllarca CHP’ye oy vermiş Atatürkçü) bu memur arkadaşa yardımcı olacağını söyler… Yine tanıdığı (Trabzonlu) AKEPE milletvekiline telefon eder ve Sağlık Bakanlığı komisyonundan bu talebinin tekrar değerlendirilmesini ricasında bulunur…

***

Bir hafta sonra, (defalarca olumsuz olan karar), bu defa olumlu gelir ve 6 kür akıllı ilaç tedavisi Sağlık Bakanlığı katkısıyla bedava yapılır…

***

Bu (Memur) arkadaşım, der ki bana “Ben nasıl şimdi AKEPEli  olmayayım be kardeşim?”

***

İşte sizlere iki basit gibi görünen aslında çoook önemli iki yaşanılan olay…

***

Bu kadar zulümlere, yolsuzluklara, talana, yağmağa rağmen, yüzde 25’lerde kalan muhalefet partisi ve hala iktidarda kalma savaşı veren ve geçmiş Ecevit ve SHP iktidarlarının hatalarıyla, oyları  gibi yüzde 1’lere düşmesi gerekirken AKEPEnin oylarının yüzde 30’larda dolaşmasını anlatabildim mi acaba çok basit iki misalle?

“Siz, ne dersiniz?”