Köşe Yazıları

Yazıklar olsun

 

Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği kazalarıyla ilgili tedbirler noktasında maalesef üçüncü dünya ülkeleriyle yarışıyoruz.

Geçtiğimiz cuma günü saat 18.00 sıralarında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)’na bağlı Bartın Amasra kömür işletmesinde meydana gelen grizu patlamasında ne yazık ki 41 maden işçisi kardeşimizi kaybettik. Yüreğimiz o madenci kardeşlerimizin aileleriyle birlikte yandı, parçalandı.

Türkiye Taş Kömürleri Kurumu (TTK)’nun Karadon Müssese Müdürlüğü’nden emekli olan bir madenci olduğum için bu atmosferi çok iyi bilenlerdenim. Çünkü “İş etüdü araştırmacı” elamanı olarak yerin altında birçok iş birimlerinde çalışmaları yıllarca yakinen takip ettim. İş arkadaşlarımla birlikte kömür çıkaran işçilerin madenci dilinde “ayak” tabir edilen galerilerde iş verimini ve aksaklıkları tespit edip üst makamlara rapor ediyorduk. Bu nedenle “kazmacı” mesleği olan bu kardeşlerimizle birlikte çok kez bir arada bulundum.

En tehlikeli kaza “Grizu

Kömür madenlerinde en çok korkulan kazaların başında “grizu ve göçük” gelmektedir. Bu tür kazalardan kurtulma şansı diğer kazalara oranla çok azdır.

Kısaca grizu; “kömür ocaklarında doğal sıcaklık ve basınçta açığa çıkan, büyük bölümü saf metan olan, kolayca tutuşabilen ve patlamaya yol açabilen bir gaz“dır. Başka bir deyişle metan-hava karışımı olarak da adlandırıla bilinir. Yüzde 5 – 15 arası metan ile havanın birleşmesinden oluşan bu karışım, 650 derecede 2 fazlı bir yanma gerçekleştirir. Bu karışım önce ani şekilde genleşir, daha sonra patlama merkezine doğru çok büyük bir kuvvetle gazı sıkıştırır. Büyük tahrip gücüne ve yıkım etkisine sahip bir patlamadır.

Yasalar doğrultusunda, metanın havada bulunma oranı hacimce yüzde 1’dir. Bu seviyeye ulaşıldığında acilen önlem alınması gerekmektedir. Eğer yüzde 1 üzerine çıkarsa maden ocağı acilen boşaltılmalıdır. Ocak derinliği, eğimi, üretim yöntemi, fay ve çatlak yapılar grizu riskini değiştiren faktörlerdir. Metalin metale sürtmesi, ocakta herhangi bir ateş parçası veya kullanılan çelik ekipmanların ısınması sonucu patlama oluşabilir. Bu gazın ölçümleri günümüzde yeni teknoloji ile rahatlıkla yapılabilmektedir. Ancak burada nasıl bir ihmal olduğu Cumhuriyet savcılarının soruşturması sonucunda öğrenilecektir.

***

Kaza çok, önlem yetersiz

Son 20 yıla bakıldığında kömür madenciliği kazalarında en çok etkilendiğimiz 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 madencinin hayatını kaybettiği kazadır. Bu facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti.

Grizu etkisiyle diğer ölümlü kazalara bakıldığında;”

22 Kasım 2003 tarihinde Karaman’ın Ermenek ilçesi maden ocağında 10 işçi,

10 Aralık 2009 tarihinde Bursa’nın Mustafa Kemal ilçesi maden ocağında 19 işçi,

23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy maden ocağında 17 işçi,

17 Mayıs 2010 tarihinde TTK Karadon Müssese Müdürlüğü İşletmesi maden ocağında 30 işçi,

8 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak Kozlu ilçesi TTK maden ocağında 8 işçi,

28 Ekim 2014 tarihinde Karaman’ın Ermenek ilçesinde 18 işçi grizu patlamasına bağlı hayatını kaybetmiştir. Bu kazaların içeriğine bakıldığında birçok ihmaller görülür.

***

İstifa olacak mı?”

Biliyorsunuz bu tür kazalar olduktan sonra hükümetin ilgili yetkilileri “cek, cak” lı açıklamalar yaparlar. Yapılan soruşturmalarda en alt birim yetkililerine fatura kesilir. Olay zaman içinde kapanır. Bu güne kadar hep böyle olmuştur. Bakanlık düzeyinde, hiç sorumluluk yüklenen ve bu sorumluluğu istifayla yerine getireni gördünüz mü?

Hatırlıyor musunuz?”

23 Mart 2015 tarihinde İzmit Körfezi’nde yapımı süren asma köprünün taşıyıcı halatının kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis Ryoichi Kishi, “Sorumluluk benim” yazılı not bırakarak hayatına son vermişti.

Elbette böyle bir teşebbüs kabul edilemez ama siyasetin de “istifa” denilen bir kavramı var. Hiç olmazsa kamu vicdanını rahatlatmak amacıyla bu yapılabilir.

Türkiye’nin karnesi kötü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye, maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyanın en büyük kömür üreticilerinden bir tanesi olan Çin’de, 2008 yılında 100 milyon ton başına düşen ölüm sayısı 127 olurken, Türkiye’de bu sayı 722 olarak kaydedilmiştir.

Çin, ABD, Pakistan ve Hindistan gibi işgücü yüksek olan ve Dünya’da en fazla kömür üreten bu ülkelerde iş sağlığı ve güvenliği performansı bakımından yeni yasalar ve önlemlerle ölüm sayısının gözle görülür bir şekilde düşmesi sağlanırken, Türkiye’de ise geçen yıllara rağmen ölüm oranları düşmedi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 2019-2021 döneminde maden kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısı raporuna göre, Türkiye 189 işçi ölümüyle zirvede yer alıyor. Türkiye’yi 57 işçi ölümüyle Ukrayna izliyor.

Üzerinde önemle durulmasını istediğim şudur:”

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Bartın Amasra Maden Ocağı’nda meydana gelen grizu kazasıyla ilgili bir açıklama yaptı.

Yavuzyılmaz, “2019 Sayıştay denetim raporlarında Bartın Amasra işletmesinde birçok noksanlıklar olduğu belirtildiği halde burayla ilgili önlem alınmadığı görülüyor. Ayrıca KİT komisyonlarında tespit edilen noksanlıklar hakkında meclis araştırması yapılması önerilerimiz AKP ve MHP milletvekillerinin engelleriyle karşılaştık” şeklinde konuştu.

Birileri çıkıp bu ölümleri “kader, fıtrat, alın yazısı, Allah’tan” gibi ritüellere bağlayabilir. Ancak tedbirin olmadığı yerde tevekkülün hiçbir geçerliliği yoktur. Bu nedenle yetkililerin istifa da olmak kaydıyla, hukuk önünde hesap vermesi gerekir.

Dolayısıyla…

Yavuzyılmaz’ın söylediklerine bakarak bu aşamada söyleyecek bir söz bulamıyorum. Sadece “Yazıklar olsun” diyorum!