Münir Ali Kara, “Ya rekolte düşük ya fiyat”
Bir sosyal medya paylaşımında “Garibin yüzü gülür mü” diyordu ya. Fındıkçı genel olarak o durumu yaşıyor.
Bir dönem tüm Türkiye’nin fındık üretiminin yüzde onunu Karasu ve Kocaali sağlıyordu. Hatırladığım kadarıyla o yıl 650 bin ton rekolte oluşmuştu, Karasu ve Kocaali’den 65 bin ton fındık çıkıyordu.
Bu yıl için öngörülen miktar 23 bin ton Karasu için 20 bin ton olmak üzere toplam 43 bin ton. Demek ki bu sene bizim fındığımız yok. Bu tabi tahmini rekolte. Bunun firesi, darası, yanması derken iddia ediyorum ki rekolte toplamda 35-37 bin ton olacak.
Bu durumda Fiskobirlik Genel Başkanımızın da dediği gibi fındık fiyatı şımarmayacağınız bir şekilde olacak. Zaten isteseniz de şımaramayacaksınız.
Bu arada vatandaşımızın fındık fiyat talebi araştırılmış. Beklenti 160 taş çatlasın 170 lira.
Felsefede “Bir konuyu anlayamıyorsanız bileşenleri değiştirin” derler. Biz de buna göre gidelim. Geçen sene Antep fıstığı fiyatı kaç liraydı? Şimdi kaç lira?
Her şeyi bir kenara bırakın, ekmek geçen sene kaç liraydı, şimdi kaç lira?
Geçen sene işçi yevmiyesi kaç liraydı, şimdi kaç lira? Geçen sene tırpan yevmiyesi, tırpan makinesi kaç liraydı, şimdi kaç lira?
Hesap o kadar da karmaşık değil yani. Bileşenleri değiştirin, hesabı kolaylıkla yapın.
Hastaneyi yazmaya devam edeceğim
Karasu Devlet Hastanesi’nde geçtiğimiz hafta da bir iyileşme olmadı. Türkiye genelinde en yüksek doktor kadrosu Karasu’ya açıldı da… Bu açılan kadrolara henüz atama yapılmadı. Doktorlar tercihte bulunacak ardından değerlendirme yapılacak ve kesinleşen atamalar gerçekleşecek.
Bunun ardından bu doktorlar Karasu’ya gelip evlerini, kalacak yerlerini ayarlayacak ve en nihayet göreve başlayacak. Peki bu arada ne kadar zaman geçecek? Minimum bir buçuk ay.
Bu bir buçuk ayda Karasu’nun nüfus yoğunluğu tamamlanmış olacak ve en nihayetinde de zaten biz zoru başarmış olacağız.
Peki kışın ne oluyor? Yukarıdakiler “Karasu’ya bu kadar doktor fazla, bunları Bartın’a görevlendirelim” diyebiliyor ve bizim elimizdeki doktor da gitmiş oluyor.
Ben bu defa geçmişte yaşananlardan ders alınacağını düşünüyorum.
Umarım umduğumuz gibi olur…
Bina mı ekipman mı
Karasu Devlet Hastanesi’ne ek bina yapılacak. 9 yıl önce hizmete giren binanın yarısı kadar daha bina yapılması söz konusu. Bu güzel bir gelişme. 9 yılda hastanenin yetersiz kalacağını öngöremeyen, vizyonsuz siyasetçileri unutalım artık.
Ama Karasu’da 1990’lı yılların sonunda, berbat bir binada pek çok ameliyat gerçekleşiyordu. Şimdi üst düzey olduğu iddia edilen bir binada ameliyata hasretiz.
Yani…
Cami ne kadar büyük olursa olsun, imam bildiğini okuyor.
Alet işliyor el övünüyor.
Bizim hastane binasından önce ekipmana ihtiyacımız var. Ha diyecekseniz “Neden tercihte bulunuyoruz? Hem bina hem ekipman olmaz mı?”
Şimdiye kadar olmadı. İnşallah bu sefer ikisi birden olur…
Allah’tan korkunuz yok mu
Karasu’da su sorunu yaşanıyor. Bu sorunun hissedilen düzeyde olmaması için SASKİ ekipleri gece gündüz çalışıyor. Allah razı olsun.
SASKİ Müdürümüz Ömer Babalıoğlu ile görüşüyoruz. “Adam içme suyu ile tarla suluyor. Kaçak olarak hem de… Üstelik bu adam camiden çıkmıyor…”
İnsanın inanası gelmiyor. Kendinize, topluma verdiğiniz zarar eyvallah da dine, samimi şekilde camiye giden Müslümanlara verdiğiniz tahribat sizin diğer dünyada karşınıza çıkmayacak mı sanıyorsunuz?
Biri açıklama yapar mı
Çekok tarafından dolu topu atılıyor. Oradaki meyvelerin zarar görmemesi adına, otomatik olarak top fırlatılıyor. Bu top bulutların arasındaki ısı dengesini değiştirmek için asetilen diye bir madde içeriyor. Ben çok kimya bilmem ama “asetilen” muhtemelen bir asit.
Bu maddenin çevredeki diğer arazilere yağmur yağmasını etkiliyor mu? Yağışa etki ediyor mu? Temiz yağmur suyunun asitlenmesine neden oluyor mu?
İklimi değiştiriyor mu, bitki yapısına zarar veriyor mu?
Bu konuda tüm çiftçilerin içini rahatlatacak bir açıklama yapılması düşünülür mü?
Uygulatamayacağınız emir
Karasu sahilinde önce alkol satışı yasaklandı. Sonrasında sahilde içki içilmesi yasaklandı. İkisi de doğru karar bence.
İnsanların kaldırıma oturup alkol alması, sağdaki soldaki insanları rahatsız edecek şekilde gürültü yapması ve taşkınlığa neden olması kabul edilebilir değil.
Aslında yasağın kapsamını genişletip, yerleşik alan içinde, açık havada alkol alınması da yasaklanabilir.
Ancak, kurak koymaktan daha önemlisi kuralın uygulanmasını sağlamaktır. İnsanların bardaklarının içinde ne olduğuna bakmak, kola-çekirdek yapıp sohbet eden kişileri rahatsız etmeden denetim yapmak çok kolay değil.
Ancak emniyet mensuplarının sahilde tur atması bile aşırı caydırıcı bir etkiye sahip oluyor. Karasu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki personelin özverili çalıştığını görüyoruz. Bu konuda vatandaşların da şikayette bulunması ve emniyete yardımcı olması gerekir. İlçemizde yaşanacak huzursuzlukların önüne geçmek için atılan tüm adımların yanında yer almalıyız.