Köşe Yazıları

Vatandaşın sormadıkları

Karasu’da “Vatandaş soruyor başkanlar cevaplıyor” programı yapıldı. Programın amacı aslında çok net: Vatandaş kafasındaki her şeyi en yetkili kişilere söylesin, başkanlar ile halk kopmasın. Biz bir röportaj yaptığımızda sıklıkla okurlarımızdan “Şunu da sorsaydın” serzenişi alırız. Şimdi ilk kez bu sözü söyleme hakkı bize geçti.
Hem de öyle bir geçti ki…
Geçtiğimiz hafta Karasu’daki buluşmada kimse kırsal mahalle konusunu sormadı. Neden köye dönmeye karşı olunduğu konusunda kimse bir eleştiride bulunmadı. Doğalgaz konusunda talebi olan vatandaşlar alınan parayı sormadı. Karasu Merkez İnönü İlkokulu’nun akıbetini soran olmadı. Toplu olarak yolları soran, sahildeki plajların durumunu soran, kentsel dönüşümü soran… Karasu’daki parkomat uygulamasını merak eden, bisiklet yollarının önünde dükkanı olup mal indirip bindiremeyen kimse olup olmadığını umursayan olmadı.
Muhtarlardan bir tanesi bile söz alıp kendi mahallesindeki sıkıntıyı dile getirmedi. Demek ki…
Karasu’daki kentsel dönüşümde bir sıkıntı yokmuş. Demek ki Karasu’da parkomat uygulamasından rahatsız olan ve bu rahatsızlığını muhatabına doğrudan iletmek isteyen bulunmuyormuş.
Demek ki yollardan ve Karasu Belediyesi tarafından yapılan uygulamaların eleştirilecek veya sorgulanacak bir tarafı da yokmuş.
Demek ki gazetecilere yalandan “Bunu da sorsaydınız ya” diye eleştiride bulunuluyormuş. Demek ki vatandaşımızın soracak bir şeyi yokmuş. O zaman bizim de gazeteci olarak her gün yüz yüze baktığımız üstüne üstlük reklam aldığımız belediye yetkililerine sormamız gereken bir şey yokmuş.
Paranın kaynağını sormayalım mı
Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı birkaç defadır bir cümle kuruyor. Diyor ki özetle: “Siz belediyeye giren parayı eleştirmeyin. Para ile ne üretiliyor, para nasıl harcanıyor ona bakın. Karasu Belediyesi’nin kasasına para girmesi sizi rahatsız etmesin…”
Karasu Belediyesi’nin kasasına para girmesi kimseyi rahatsız etmez. Eğer ederse o kişi kendi yolundadır da… Biz kendi cebimize bile giren parayı inceliyoruz. “Ben bu parayı haklı yere mi haksız yere mi aldım” diye sorguluyoruz. Yoksa biz kendini kurnaz zannedenlerden daha az zeki değiliz. Kendi değerlerimiz çerçevesinde kazanmayı tercih ettiğimiz için az kazanıyoruz.
Ben kendi adıma Karasu Belediyesi’nin en zengin belediye olmasını istiyorum ama en adil ve kurallara en fazla uyan belediye olmasını çok daha önemsiyorum. Bunun için belediyenin gelirini de giderini de incelemek lazım. Gelirimiz de açıklanabilir olmalı giderimiz de… En azından ben böyle düşünüyorum.
Kırsal mahallede defter kapandı mı
Kırsal mahalleye dönüş dilekçesi veren 21 mahallenin başvurusu reddedildi. Reddederken herkesin ikna olacağı bir açıklama yapıldı mı? Bence yapılmadı ama… sonuç olarak mühür kimdeyse Süleyman odur. Karar bu şekilde verilmiştir. Peki süreç sona erdi mi?
“Erdi” derseniz erdir “ermedi” derseniz ermedi. Zira başvurusunda samimi olan mahalleler konuyu dilerse idare mahkemesine taşıyabiliyor. İdare mahkemeleri kuruluşları gereği en fazla altı ay içinde işi karara bağlıyor. O zaman da yeni bir süreç başlıyor.
Tabi süreci devam ettirecek muhtar çıkar mı? Bence çıkmaz. Dolayısıyla Karasu Belediye Meclisi’nin almış olduğu karar kalıcı hale gelir. Dolayısıyla süreç “bitti” diyenler için bitmiştir. Hayırlı ve de uğurlu olsun.
MHP ittifaka bağlı
Milliyetçi Hareket Partisi Karasu İlçe Teşkilatı son derece centilmen bir tutum izliyor. Cumhur İttifakı’na bağlılıkları tartışılmaz. Organize Sanayi Bölgesi için üye seçiminde kendi elleri ile üyelikleri Ak Parti’ye verdiler.
Geçtiğimiz Cuma yapılan encümen ve komisyon seçimlerinde de Ak Parti eksik üye ile oturuma katılmasına rağmen bundan istifade etmeyi düşünmediler ve aday çıkarmadılar.
Buraya kadar söylenecek bir şey yok. MHP olması gerektiği gibi ittifaka bağlılığını sürdürüyor da…
Ak Parti’nin de bir jest yapması beklenmez mi? Yani önceki dönemde olduğu gibi bir encümen üyesi MHP’ye bırakılamaz mı? Hadi bu durumda iş işte geçti. Encümen üyeleri seçildi de… En azından bir ya da iki komisyonda, komisyon başkanlıkları MHP’ye verilemez mi?
İttifaka bu kadar bağlı bir parti en azından bu kadar jesti hak etmeli mi?
Ha diyeceksiniz ki “Sen çok bilsen hala ilçe başkanı olurdun…”
Ona da eyvallah tabi…