Köşe Yazıları

Tersine dönecek

 

Toplumların ekonomik ve sosyal gelişmelerinin temelinde hiç şüphesiz tarım, turizm, sanayi ve eğitim gibi büyük unsurlar yatıyor. Ve bunlar kendi bünyelerinde geliştirdikleri alt dalları ile bulundukları çevreye ve topluma birçok farklı yönden olumlu anlamda değer katıyor. Biz ilçe olarak tarımsal anlamda geliri yüksek olan ve üretim açısından çıtayı aşmış bir konumdayız. Her ne kadar doğal sebeplere ve tarımsal zararlılara bağlı hasat kaybımız olsa da özelliklede fındıkçılık açısından ilk sıralarda yer alıyoruz. Son dönemlerde ilgi görmeye başlayan cennet hurması ve mantar üretimi de yakın gelecekte ilçeye ekstra gelir getirecek iyi projeler gibi görünüyor.

Turizm konusundaki en büyük sıkıntımız mevsimsel şartlar. Sezonun kısa sürmesi deniz turizminden aldığımız payı kısıtlıyor. Buna karşın Çamdağı ve Maden Deresi projeleri daha geniş bir zaman dilimine hitap eden projeler olarak dikkat çekiyor. Gerektiğinde sezona bağlı olmaksızın yılın on iki ayı boyunca gelir getirebilecek potansiyele sahip. Tabi bunları destekleyen ve bu iki cevherin cazibesini artıran projeleri hayata geçirebilirsek gelirimizi birkaç kata kadar artırabilme şansımız mevcut. Sanayileşme anlamında ise maalesef kabuğumuzu kıramadık olduğumuz yere tıkanıp kalmış bir durumdayız. Yakın geçmişte sonuçsuz kalan osb ve küçük sanayi projeleri şayet belirli oranda da olsa hayata geçebilmiş olsaydı şimdi çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Umarım bundan sonra daha ciddi ve somut adımlar atılabilir. Zira Kocaali’de sonucu her ne olursa olsun, ilçenin menfaatine veya zararına olabilecek her konuda bir ortak akıl ve bir uyum ortamı sağlanmış durumda. Sorunlarımızı kökenine kadar inip enine boyuna tartışabiliyoruz. Ve göreceksiniz yakın gelecekte bunun ilçeye çok büyük faydaları olacak.

Gelelim asıl bahsetmek istediğim eğitim meselesine. Bizim bu konuda elimizi güçlendiren ve ilçeyi gerçekten bir basamak yukarıya taşıyan yüksekokulumuzun hayata geçmesi oldu. Ufak ufak faydalarını görmeye de başladık ama daha öncede söylediğim gibi bizim burada fayda diye kastettiğimiz şey gelen öğrenciler veya öğrencilerin buraya bıraktıkları maddi kaynak değil. Bundan birkaç ay önce de buna benzer bir yazı yazmıştım. Çerçeveyi daha yukarıdan görmek lazım diye. Zira bizim buradan elde edebileceğimiz en büyük menfaat en büyük kazancımız ilçemizin ve bölgemizin bilinirliğinin ve cazibesinin artırılması olacak. Bu da geniş kapsamlı iş birliklerine ve projelere dayanıyor.

Bu konudaki en yetkili kurum da Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ve alt kurumu olan Kocaali Denizcilik Meslek Yüksekokulu. Ben kurulduğu günden bu yana bu kurumlardan gelecek haber ve açıklamaları dikkatle takip ediyor bizimle alakalı olan her şeye de elimden geldiğince yer vermeye çalışıyorum. Zira her ne kadar kurumun kendisini ilgilendiren iş birlikleri gibi görünse de aslında Kocaali’nin bilinirliğini artıran, buranın cazibesine katkı sağlayan ve gelecekte ciddi yatırımların gelmesine vesile olabilecek çalışmalar.

Daha önce Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Yalova Altınova Tersaneler Birliği ve İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası gibi kurumlarla yapılan işbirliği anlaşmalarını paylaşmıştık. Bu hafta da Erasmus+ değişim programı kapsamında yeni bir iş birliği çalışmasını paylaştılar. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ile Litvanya Denizcilik Akademisi (Lietuvos Aukstoji Jureivytes Mokykla) arasında öğrenci ve eğitimci temeline dayalı bir iş birliği anlaşması. Hem akademik hem de kültürel anlamda içeriklere sahip ve aynı zamanda 2028 yılına kadar devam edecek beş altı yıllık uluslararası bir proje. Bu iş birliklerinin içerisinde eğitim ve malzeme desteğinden tutun da iş garantisinden insansız deniz aracı üretimine kadar, teknolojik proje üretiminden geliştirilmesine kadar birçok farklı madde var.

Yalnız burada dikkat çekilmesi gereken bir husus var bunu yazıp konuyu kapatmak istiyorum. Kocaali DMYO şu anda yeni kurulan ve yeni gelişen bir kurum olduğu için ciddi bir proje ve kaynak arayışı içinde. Bu konuda gerçekten hem SUBU yönetimini hem de DMYO yönetimini takdir ve tebrik etmek lazım. Büyük gayret gösteriyor ve iyi işler çıkarıyorlar. Ama asıl önemli olan şu ki kurum büyüdüğünde bölüm ve öğrenci sayısı arttığında, şöyle ses getiren bir iki proje hayata geçtiğinde işler tersine dönecek. Nasıl şimdi SUBU ve DMYO proje ve işbirliği için kapı kapı geziyor her ihtimali değerlendiriyorsa, kurum büyüdüğünde bu kez diğer kurumlar SUBU ve DMYO ile işbirliği yapmak için proje arayışına girecek. Bu da beraberinde, Kocaali’ye bir beyin göçü, teknoloji ve yatırım göçü yaşanmasının önünü açacak. Zira bunun sinyalleri artık ciddi ciddi geliyor. Elbette yarın sabaha kalktığınızda her şey değişmiş olacak diyemeyiz. Bütün bunlar zaman ve imkan meselesi ama gerçek olan şu ki gidişat bu yönde. Bize düşen de ayan beyan görünen ve tabiri caiz ise bağıra bağıra gelen bu fırsatı önceden görüp, hazırlığımızı buna göre yapmaktan başka bir şey değil. Sağlıkla kalın.