Köşe Yazıları

Şakir Şen, “Çalışmak”

Mecbur olduğumuz içi mi? Keyif aldığımız için mi? Çalışıyoruz. Okula giden öğrenci mecbur olduğu için mi? Keyif aldığı için mi? Ders çalışıyor. Kitap okumak keyif midir? Eziyet midir?
Her işin başlangıcında bazı zorlukları daha çok yaşarız. Zorluğa direnen, ben bu işi başarmalıyım, başarısızlık bana yakışmaz diyen insanların, yaşadıkları ömür içerisinde başarısız olması mümkün değildir. Alfabeyi öğrenirken biraz zorlandık. Bu işin kitap okuma keyfine dönüşeceğini ise hiç düşünmedik.
Öğrenciye soruyorum; Öğretmen okuyun dediği için ve mecbur olduğun için mi? yoksa keyif aldığın için mi? kitap okuyorsun. Çoğunluk görüşü “tabi ki mecburiyetten hocam, mecbur olmasam okumam.
Basit ehliyet sınavına yüreğini katmayanlar, konu ile ilgili kitabı okuma ve öğrenme gayreti içerisine girmeyenler için, başarısız olmak kaçınılmaz bir durumdur. Direksiyon başına geçerek öğrenmeliyim, ehliyet sahibi olmalıyım diyerek terlemeyi göze alamayanlar maalesef şoför olamıyor. Öyle olunca da araç kullanma keyfi yaşanamıyor.
Bir doktor arkadaşa, üniversiteye giriş aşamasında olan çocuğu için veli soruyor. “Doktor bey, benim çocuğum üniversiteye girerek doktor olmak için günde kaç saat ders çalışmalıdır. Mesela günde 2-3 saat çalışsa yetmez mi?
Doktor da bana diyor ki! Düşündüm, cevap veremedim. “Şakir Şen bu işi benden daha iyi bilir. Ona sorun” dedim. “O çok zorluk çıkarıyor, siz söyleyin de ona göre hareket edelim” dedi. “Biliyorsun ki! Hem fakülteye girerken, hem de okurken sabahlara kadar ders çalıştık. Saat hesabı tutularak yapılacak çalışmadan sonuç mu alınır? Bunu ona söyleyemedim”
Her işin başlangıcında bazı sıkıntılar olsa da yapılan çalışmalar, daha sonra keyif almaya dönüşüyor. Başarmanın keyfini nasıl tarif edeceksiniz. O çok farklı çok güzel bir duygudur.Her şeye rağmen, yaptığı işten keyif almayanlar için söylenecek tek söz vardır. Keyif aldığınız işi bulun ve onu yapın.
Keyif alınan işler kişinin alışkanlığını oluşturur. Fayda sağlayan konuda çalışmak, insan için alışkanlık haline gelmiş ve keyif veriyorsa, söylenecek söz yoktur. Çünkü konu kapanmıştır.
Kitap okuma alışkanlığını kazanamayanlar, hatta hiç okumadan her şeyi bilenler, kendi küçük dünyalarında, boş tenekenin çok ses çıkarması gibi oluşturdukları gürültü ile birlikte kaybolup giderler.
Cehalet güzel şeydir. Okumazsın araştırmazsın, düşünmezsin fakat her konuda her şeyi bilirsin. Hatta herkesten daha çok bilirsin.
Çalışmak ve keyif aldığı işte çalışmaktan daha güzel ne olabilir. Bir de yapılan çalışmalar sonucunda ortada mutlaka bir değer oluşur. Oluşan değerler geçim darlığı ve zorluğunu ortadan kaldırdığı gibi hayatı daha kaliteli hale getirir. Ortalama ömrü de uzatır.
Şimdi, kim yorulur sorusuna cevap verelim. En çok yorulanlar en tembel olanlardır. Onların ne ayakları tutar ne de belleri. Ortalama ömürleri de genel olarak kısa olur. Çalıştığı için yorulanlar ise yaptıkları işi değiştirmeli, daha çok keyif aldığı işi bulmalıdır.
Bilginin çok önemli olduğu günümüzde okuma alışkanlığı kazanamayanlar, çalışma keyfini de yakalayamazlar. Çalışmak mecbur olduğumuz için değil keyif aldığımız için yapılmalıdır. Öğrenmenin ise yaşı yoktur. Çok laf üretmek yerine, az da olsa iş üretmek, daha doğru bir tercihtir.
Bir adamın bir işi olurmuş, eskiler öyle derler, birkaç işi olursa karın ağrısı mı yapıyor. Efendim kafa karışıklığı yapıyormuş, bir kafanın karışması için, önce olması gerekir. Olmayan kafa nasıl karışacak.
İkinci ergenlik diye bir kavram var. Ben çalışmalıyım, çok çalışmalıyım, fark yaratmalıyım, kimseye muhtaç olmamalıyım, yanlış işler yerine, güzel alışkanlıklar kazanmalıyım, en az bir meslek sahibi olmalıyım diyenler ikinci ergenliğe girenlerdir.
Maalesef yolun yarısını geçtiği halde ikinci ergenliğe giremeyen insanlarımızın sayısı çoktur. Bunları tedavi edecek ilaç ise yoktur. Bunların bir kısmı, dünya hayatında yaşadıkları sıkıntıların ahiret âleminde, cennetteki derecelerini artırdığını sanmaktadır. Okumamak cehaleti, cehalet duyduğuna inanmayı ve ezberciliği, bu da dünyadan umudu kesip, her şeyi ahiret âlemine bırakmayı getirir.
Bilgiye ulaşmak, düşünmek, çalışmak, keyif aldığı işte çalışmak, üstelik çok çalışmak en büyük keyiftir. Oluşan değere ise kar denir.