Recep Özdemir,”Yine kandırıldık ey halkım”

Türkiye 1954’lerde Suriye ile yaşadığı soğuk savaş günlerinde 900 km’lik sınır hattına döşediği mayınları temizlemek için 2005 yılında harekete geçti.
Mayın temizleme işini, teknik bir iş bizi aşar düşüncesiyle İsrail’e ait Maavari, Quantro, Red Winds ile İEOD Grupları aldı. Mayın temizleme karşılığında bu topraklar 44 yıllığına İsrail’e verilecekti. Ancak anayasa mahkemesi Suriye boyunca uzanan toprakların kiralanamayacağı konusunda karar aldı. Bu durum ihalenin iptali sonucunu doğurdu.
Batılı emperyalist ülkeler, sınırları mayınlardan temizleyin fatura bizden dediler. ( O zaman ‘devletlülerimiz’ emperyalist güçleri dış güç olarak görmez, dost güç olarak görürdü.) Biz de halka mayınlardan arındırılmış bölgede organik tarım sözü verilerek konu biraz da cazibeli hale getirildi.
2010 yılı ve devamında yani ne hikmetse Suriye iç savaşından bir yıl önce sınırlar mayından temizlendi. Bununla kalmadı aynı emperyalist ülkeler doğu sınırlarınızdaki mayınları da temizleyin, faturayı bize gönderin dediler. Bu şekilde İran, Irak ve Ermenistan sınırındaki mayınlar da temizlendi.
Ama işin bilinmezi, önce bu teknoloji bizde yok bu işi İsraillilerere verelim diyen ve karşılığında temizlenecek toprakları 44 yıllığına İsrail’e veren anlayış Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra bu işi askerler eliyle yaptı.
Mayından temizlenen sınır boyunca Suriye’de tek mermi atılmadan, sanki gaibi bilir, müneccim maharetiyle kamplar yapmaya başladık.
Daha sonra kardeşim dediğimiz, beraber Bakanlar Kurulu toplantıları yaptığımız, ailecek görüştüğümüz Esat’la bir anda Eset oldu, isminin önüne ‘’eli kanlı’’ sıfatı eklendi. Neticede BOP planı çerçevesinde başkan ve başkan yardımcısı Suriye’yi iç savaşa sürükledi.
Balık hafızalı olmayanlar hatırlar. Şimdi düşman bellediğimiz PYD’nin şefi Salih Müslim’i defalarca Ankara’da ağırladık. Hatta ona kırmızı pasaport verip emperyalist ülkelerde aleyhimize iş kurması için imkânlar sunduk.
İlerleyen Suriye iç savaşı sürecine İran ve Rusya da müdahil oldu. Müttefik olarak hareket ettiğimiz BOP başkanı tarafından oyuna getirildiğimizi anladık ancak iş işten çoktan geçmişti. Biz de saf değiştirdik. Ama iş çığırından çıktı. Yeni müttefiklerimiz de bize çok güvenmediklerini İdlip’te 30 askerimizi şehit ederek gösterdiler.
İç savaş neticesinde kontrolü kaybeden Suriye meşru yönetimi ülke topraklarını ancak yüzde 30-40’ına, nüfusun da yaklaşık yüzde 60’ına nüfuz edebilmektedir. Bu durumda ülkede kaosun ve her türlü anarşinin yolunu açmıştır. BOP projesinin önemli bir unsuru bu şekilde gerçekleşmiş. Suriye İsrail için tehdit olmaktan çıkmıştır. Daha da önemlisi İsraillilerin Arzı-mevut (vaat edilmiş topraklar) ideallerindeki on milyona yakın insan o toprakları boşaltmış, bunun yaklaşık altı milyonu kevgire dönem sınırlardan Türkiye’ye girmiştir.
1980’lerde ABD Baba Bush döneminde Irak’a (Saddam’a) operasyon düzenlemiş, Irak’ın kuzeyinde bizim için tehdit oluşturan bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Bu gün Suriye’ye düzenlenen operasyonda da Suriye’nin kuzeyinde yeni bir yapılanma oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Rahmetli Erbakan BU GÜNLERİ ÇOK ÖNCESİNDEN GÖRMÜŞ ANCAK UFKU DAR BİLGİDEN YOKSUN İNSANLARA BUNU ANLATAMAMIŞTIR. Rahmetli hocanın öğrencisi olduğunu iddia edenler de bu zokayı yutmuştur.
Devletlilerimiz kandırıldıklarını oyuna getirildiklerini görmüş anlamış ama her zamanki gibi yine çok geç kalınmış çok şey kaybedilmiştir.