Recep Özdemir, “İtibardan tasarruf olmaz”
09.07.2024 – 11.07.2024 tarihleri arasında yapılan NATO liderler toplantısına 3 gün önce TBMM başkanı Numan Kurtuluş beraberindeki heyet ile özel bir uçakla ABD’ye uçtu. Daha sonra cumhurbaşkanı Erdoğan’da Airbus 333-200 tipi özel uçakla ABD ye gitti. Erdoğan’ın özel uçağı ile beraber aynı anda pistten 4 özel uçak kalktı. Uçaklardan bir tanesi Erdoğan’ın bir tanesi heyetin, bir tanesi ekipmanları, bir tanesi de orda binecekleri zırhlı araçları taşıması için havalandı. Ülkemizin milli geliri kişi başına 13.110 dolar. Dünyada SCANIA VOLVO IKEA vb. yüzlerce markası olan ve kişi başı milli geliri 55.216 dolar olduğu İsveç başbakanı, kişi başı milli geliri 60.897 dolar olduğu Finlandiya başbakanı ise birbirlerini arayıp tasarruf olsun diye aynı uçakla zirveye katıldılar
Geçmiş tarihlerde de Arjantin başkenti Buenos Aires yapılan uluslararası ekonomi zirvesine o dönem Alman başbakanı Merkel tarifeli uçakla Madrid’e yine tarifeli uçakla Buenos Aires’e geçerek zirveye katılmıştır. Almanya ile nüfusumuz yaklaşık aynıdır. Yine Almanya’da kayıtlı yaklaşık on milyon yabancı işçi çalışmaktadır. Aynı zamanda Almanya dünyanın 3. büyük ekonomisine sahiptir.
Ekonomimizin hali ortada, emeklilerimize gelince yıllarca pirim ödemiş bu insanlarımıza hala kök maaş hesabı yapıyoruz. Çiftçimize gelince gübre de serbest piyasa ama üründe taban fiyat, yakıtta lüks teknesi olana ucuz tarlası olana pahalı mazot veriyoruz. Sonra da çiftçimizi sen pahalıya mal ettin diye suçluyoruz. Örneğin Karasu limanına her hafta iki- üç gemi mısır buğday geliyor. Üretimde yokuz, ama tüketim zirvede. Genç yaşta kanun çıkararak insanlarımızı emekli ettik, kanunu çıkaranı değil emeklimizi suçluyoruz. Ama olsun; dostlar alışverişte görsün, itibardan tasarruf olmaz.
GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ
FETÖ kökü yıllar öncesine dayanan devlet içerisine sızmaya çalışan, bu iktidar döneminde amacına ulaşan habis bir urdur.
Kendisini dini nitelikte eğitim ve ahlak hareketi olarak göstermiş bu şekilde asıl amacını kamufle etmiştir. Kendi mensuplarını devlete yerleştirmek için en ahlaksızca eylemlerde bulunmuş, soruları çalmış, rüşvet vermiş, tehdit ve şantaja başvurmuştur. Gelmiş geçmiş başbakanlara baktığımızda bunlara taviz vermeyen gerçek niyetlerini bile tek lider rahmetli Erbakan’dır. Onun içinde Erbakan hocamızla hiç geçinememişlerdir. Rahmetli hocamız bunlarla yapılan iş birliğinin bunlara verilen desteğin siyonizme verilen en büyük destek olduğunu defaatle söylemiştir.
2004 yılı MGK kararında bu yapının kökü dışarıda dini kullanarak devletin en kılcal damarlarına sızmaya çalışan bir yapılanma bir terör yapılanma olduğu söylenmiştir. Ancak dönemin siyasetçileri tarafından göz ardı edilmiştir.
Ondan sonra devlet içerisinde bizzat devleti yönetenlerde koordineli bir şekilde bu habis ur kök salmaya başlamıştır. Özellikle Asgariye, mülkiye ve adalet teşkilatında etkili olmuştur. Her kulvarda sorular çalınmıştır. Bu durum ayyuka çıkmasına rağmen siyasi otorite kılını kıpırdatmamıştır. Ne zaman ki 17-25 Aralık süreci yaşanmış durum tersine dönmüştür. Kısaca devlet içinde yerleşen bu habis ur artık ortak istememekte ‘ben devletim.’ Demek istemektedir.
Süreçte pek çok masum vatansever mağdur edilmiştir. Bahtiyar Ersay, Hanefi Avcı bunlardan sadece ikisidir. (ilgililer internetten araştırabilir.)