Köşe Yazıları

Recep Özdemir, “İki damla su ve karanlık”

Son yılların en kurak yaz mevsimini yaşıyoruz. Bölgemizin temel geçim kaynağı tarım, tarım denilince akla ilk gelen de su ve sulama. Bölgemizde daha çok fındık tarımı kısmen de ova tarımı yapılır. Her ikisi için de su elzemdir.
Sakarya Nehri 824 km güneyimizde Eskişehir’in Çifteler ilçesinde hayat bulur ve göz bebeğimiz Yeni Mahlle’den de denize kavuşur. İlçemiz sınırları içerisinde Sakarya Nehri üzerinde kayda değer sulama, kanalet sistemimiz de yoktur. Olanlar da pek verimli kullanılmaz. Onun için tek ümidimiz Rahim ve Rahman olan Allah (kullarına nimet veren acıyan onları bağışlayan)’tır. Nihayet Rahim ve Rahman olan Allah 01.09.2024 Pazar günü ve ertesi günün gecesi acınacak halimizi giderecek rahmetini esirgemedi. Toprak kısmen de olsa can suyuyla buluştu. Bizim için önemli olan her tür nebatat ve özellikle de fındık ağaçları rahat bir nefes aldı.
Her şey yolunda iyi gidiyor derken ve aylar sonra gelen yağmura sevinirken pazartesi mesaiye başladık bir de ne görelim; yağmurun yağması bizleri ne kadar sevindirmişse de elektriği, elektrik iletimini ve SEDAŞ çalışanlarını da o oranda üzmüş. Karasu merkezin büyük bir bölümünde mesai içerisinde arızadan dolayı elektrikler kesik. Bu kesinti çoğu yerde pazartesiyi salıya bağlayan gece boyunca da devam etti.
Kısaca çok öğündüğümüz Türkiye Yüzyılı’nı yaşadığımız söylenen günlerde iki damla yağmur suyuna teslim olduk. Allah suyu yukardan bize verdi ama biz Belediye olarak Allah’ın bize bolca vermiş olduğu suyu musluklardan akıtamadık.
Elektrik ve su konusunda ilçemiz halkının hiçbir zaman yüzü gülmedi. En ufak yağmurda, rüzgârda elektriklerimiz kesildi hatta elektrik enerjisinin kontrolsüz gidip gelmelerinden evlerimizdeki çoğu araç-gereç de arızalandı.
Eskiden köy statüsünde olan, sonra da sadece yasal mevzuat gereği mahalle sayılan ama fiilen halen köy olan yerlerde anonslar yapılmaya başlandı. İçerik: “Lütfen bağ ve bahçelerimizi sulamayalım.”
Şimdi bir düşünün köylü adam bağını bahçesini sulamazsa ne yiyecek, yani; biber, domates vb. sebzesini pazardan mı alacak? Pazardan alacaksa hangi parayla alacak?  Peki, bu anonsun gerekçesi nedir?
Gerekçe yazın Karasu ilçe merkezinin nüfusu turizm beldesi olması hesabiyle birkaç kat artmaktadır. Bu artan nüfusun da suya ihtiyacı vardır. Bu bir çocuğun bile düz bir muhakemeyle elde edeceği sonuçtur. Peki, bizi yöneten; yönetmek için halktan yetki alan ‘Devletlülerimiz’ ne yapmaktadır, sadece nutuk. Örneğin; bu yaz maden deresi çoğu noktada kurudu. Allah rahmet vermeseydi tam bir rezaleti yaşayacaktık. Yani olası bir kuraklığı ve nüfus artışını düşünüp buna göre plan ve proje yapabilen yöneticilerden mahrumuz. Kaynaklarımızı tamamen şov maksatlı yatırımlara harcamaktayız.
Örneğin Melen’in ishale hakkının geçtiği alanı boydan boya il sınırları içerisinde, iki taraflı tel çitlerle çevirdik ve içerisine damlama su tesisatı kurduk. Bu alanda lavanta yetiştirecektik ama elimize geçen sadece avanta oldu. Şu anda tel çit de sulama tesisatı da pejmürde, acınacak halde. Bütün masraf heba oldu. oysa yerel gazetelerde boy boy dişlerinizin de görüldüğü resimlerle şov yapıyorduk.
Olsun ‘Devletlülerimiz’ şımarmamamız, ağır başlı, vakur olmamız için fındık taban fiyatını ona göre açıkladılar. Bizi düşünüyorlar! Su da ne ola ki, elektrik de ne, derdimiz bu mu?