Köşe Yazıları

Ortalık ısınacak

 

Yanlış anlaşılmasın hava durumunu kast etmiyorum. Siyaseten ısınacağını kast ediyorum. Uzun süredir kendisinden duymayı beklediğimiz adaylık açıklaması nihayet geçen hafta, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından resmen açıklandı.

Bu saatten sonra adaylık başvurusunun Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’na resmi olarak göndermesi gerekiyor. YSK’nın da adaylık başvurusunu kabul etmesi gerekiyor.

Cumhur İttifakı’nın adayının belirlenmesinden sonra gözler Millet İttifakı veya oluşabilecek diğer ittifakların adaylarına çevrildi.

“Her şey Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun seçim tarihinin resmi olarak ilan etmesine ve adaylık başvurusu sürecinin başlatılmasına bağlı.”

***

Ben seçimlerin kesinlikle daha erken yapılacağına inananlardanım.

Çünkü;

2017’de Anayasanın bazı maddeleri değişiklik yapılarak referanduma sunularak kabul edildi. Yani Anayasa temelden değişmedi.

O nedenle Anayasanın;

Adaylık ve Seçimi (Madde 101) başlıklı ikinci fıkrasında;

“Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” maddesinde bir değişiklik olmadı ve aynen korunuyor.

Ancak, yeniden aday olabilmesi için, “Anayasa 116. madde 3.fıkrasında” belirtildiği üzere meclis erken seçim kararı alması halinde seçimlere 3. kez girmeye hak kazanabiliyor.

Tabi buna karar verecek olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’dur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda kendisiyle ilgili adaylığı konusunda spekülatif konuşmalara yanıt vererek şöyle konuştu:

“İşte söylüyorum, seçim önümüzdeki yıl haziran ayının ortasında yapılacak. Kaçacak yerin yok Bay Kemal. Ha bire Cumhur İttifakı’nın adayı belli olsun diyorsun. İşte söylüyorum. Cumhur İttifakının adayı Tayyip Erdoğan. Cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa bugünden tezi yok ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla.”

“Peki, Sayın Cumhurbaşkanı kendi adaylığını açıkladıktan sonra neden CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasını istiyor?”

Üstelik öyle bir üslup kullanıyor ki, sanki onu ve 6’lı masa etrafında birleşen diğer parti genel başkanlarını (gazlayarak) Kılıçdaroğlu isminde zorluyor.

Bence Kılıçdaroğlu bu noktada istediğini almış olmanın huzurunu yaşıyordur.

***

Bu saatten sonra yıpranmış bir lidere karşı 6’lı masa etrafında birleşen “CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti” liderleri stratejilerini buna göre belirleyecek.

“Her şey YSK’nın seçim tarihini resmen açıklamasına odaklanmış bulunuyor.”

Millet İtifakı’nın elinde en büyük koz, geçtiğimiz 3 yıldan beri başlayarak bugünlerde devam eden ve muhtemelen seçime kadar devam edecek olan “ekonomik sorunlardır.”

Geçmiş hükümetlere bakıldığında iktidarları milletin geçim endeksi yıkmıştır. İdeolojik kararlar daha sonra gelir. Bu açıdan bakıldığında AKP adayı Erdoğan’ın kazanma şansı (anketlere göre de) Millet İttifakı adayına karşı zor görünüyor.

Millet İttifakı adayının ille de Kemal Kılıçdaroğlu olması gerekmiyor. Kamuoyu da bu iki adayın yarıştığı bir seçimde Kılıçdaroğlu’na karşı bazı önyargıları bulunuyor. Erdoğan’ın da bunu dikkate alarak ille de “Kılıçdaroğlu” olsun istiyor.

Bu süreç, Cumhurbaşkanı adayları belirlendikten sonra başka konularda daha ateşli devam edeceğe benziyor. Her ne kadar hükümet muhtemelen devletin her türlü gücünü kullanacak olsa da karşılarında ekonomik açıdan büyük sıkıntılar çeken halk çoğunluğu var.

Bu çoğunluğu muhalefet çok iyi kontrol ederse iktidarın gücü büyük oranda kırılır.

Burada asıl hareketlilik liderlerin ayrı ayrı veya İttifak birlikteliğiyle yapacakları miting ve toplantılarda görülecektir.

Bu aşamada korkulan odur ki, başka nahoş olayların olmasıdır. “7 Haziran 2018 seçimleri sonrasında neler olduğunu bu millet gördü. O bakımdan önümüzdeki seçimin gerilimiyle ortalık çok ısınacaktır!”