Önemli bir sınavdan geçtik
İlk kez Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsünün kaynağı o gün bugündür tartışma konusu.
Virüsün yarasalardan insanlara geçtiği teorisi öne çıksa da, Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden yayıldığı iddiaları da sıklıkla dile getirildi. Söz konusu ihtimallerle ilgili çarpıcı bir araştırma yürütüldüğü ortaya çıktı. İngiliz Daily Mail gazetesinin elde ettiği belgelere göre St. George’s Üniversitesi Onkoloji Profesörü Angus Dalgleish ve Norveçli bilim insanı Dr. Birger Sørensen, koronavirüsünün ortaya çıkışıyla ilgili 22 sayfalık bir rapor hazırladı. Virüsün kaynağını gizlemek için çalıştıklarına dair ‘‘güçlü deliller’’ olduğu belirtildi.
Çin, genetiğiyle oynanmış koronavirüsünün salgının ortaya çıktığı yer olan Wuhan’da bir laboratuvardan yayıldığı iddialarını reddederken, bazı uzmanlarsa henüz kanıtlanmamış bir teori olmakla birlikte pandeminin Wuhan Viroloji Enstitüsü yakınındaki deniz mahsulleri pazarında bir hayvan virüsünden insana bulaştığı görüşünü savunmuştu.
***
Dünya Sağlık Örgütü bilim insanları geçtiğimiz 2021 Ocak ayı ortalarında kovid-19’un kaynağını tespit etmek amacıyla Çin’e gitmiş, orada yaklaşık 1 ay boyunca incelemeler gerçekleştirmişti.
Özellikle virüsün ortaya çıktığı varsayılan Wuhan’da çalışmalar gerçekleştiren Dünya Sağlık Örgütü bilim insanları, araştırmaları sonrası açıklamalarda bulunmuş ancak son raporlarını paylaşmamışlardı.
Dünya, Koronavirüs (kovid -9)’ün asıl kaynağını bir türlü öğrenemedi. 2,5 yıl süreyle bu enfeksiyonun pençesinde esir hayatı yaşadık. Yine bu süreçte virüsün mutasyonlu çeşitli varyantlarıyla tanıştık.
Bu süreçte dünya genelinde 6 milyon 300 bin insan hayatını kaybederken, Türkiye’de 100 bine yakın vatandaşımız aramızdan ayrıldı.
İster üretilen aşılar, ister toplumunun bağışıklık oranının artması olsun, sonuçta bu enfeksiyona bağlı olarak ilk dönemlerde yaşanılan hastalık ve vefat vakalarının sonuna gelmiş olduk.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “artık ülkeye girişlerde Haziran ayı itibariyle kovid 19 test sonucunun aranmayacağı” kararı verildi.
***
Artık bundan böyle aşılama zorunluluğu da olmayacak.
Böylece milyonlarca masraf edilerek alınan BioNTech ve Sinovac alımlarıyla yerli aşımız Turkovac aşıları da elde kalmış oldu.
Peki, bütün bunlar sağlık önlemlerini göz ardı etmemizi gerektiriyor mu? Elbette gerektirmiyor. Ne var ki 2,5 yıldır çekilen sıkıntılar unutulmuş görünüyor.
“Her şey fora”
Şimdi yeni bir sınavla karşı karşıyayız.
“Geçim sınavı”
Pandemi sona ermesine erdi de, ekonomik sıkıntılar artarak devam ediyor. İnsanların ekonomik sorunları harcamalar noktasında bir sınırlama getirmesi bekleniyor. Dolayısıyla yaz sezonuna girdiğimiz bu günlerde çoğu esnafın umudu kırılmış görünüyor. Çünkü geçtiğimiz yıllarda bu zamana göre Karasu’ya gelen tatilci sayısı bekleneni karşılamadı. Haziran ayı bitti, Temmuz ayına giriyoruz. Önümüzde Kurban Bayramı tatili var. Bütün umutlar bu tatile bağlanmış durumda.
Öte yandan Karasu Belediyesi turizm yatırımları açısından çok edilgen davranıyor. Oysa Türkiye’nin en güzel kıyı şeridine sahip olan Karasu, Kaynarca ve Kocaeli ilçesiyle birlikte ortak proje geliştirebilir, turizm altyapısını tamamlayarak ilçelerin gelişimine önemli katkı sunulabilirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin bu konuda çalışması olduğu biliniyor. Umarız önümüzdeki dönemde bu sorunları konuşmamış oluruz.
En başa dönersek; bilim insanlarının da ileri sürdüğü küresel ısınmaya bağlı olarak, iklim şartlarının değişmesi ve ekolojik dengenin bozulması gibi gerekçelerle bundan böyle birtakım enfeksiyonel virüs çeşitleriyle karşılaşmamız mümkün olacaktır.
“Bu güne kadar önemli bir sınavdan geçtik. Bundan sonrasına daha deneyimli olacağız. Ancak tedbirlerin bu günden hazır olması gerekiyor.”
Gelişmiş ülkelerin de etkileneceği bir durumda, inşallah olmaz ama yaz sonunda yeni bir mutasyon virüs çeşidiyle tanışırsak vay halimize!